SITKI YILDIZ - Bembeyaz tüyleri, renkli gözleri ve duygusal yapısıyla bilinen Van kedilerinin 20 yıldır bakımını üstlenen Mehmet Bayır, her gün temizliğini yaptığı kedilere mamalarını veriyor ve hastalandıklarında bir an olsun yalnız bırakmıyor.
İpeksi beyaz tüyü, duygusallığı, kehribar sarısı ve mavi gözleriyle türlerinden ayrılan Van kedisi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezinin çalışmalarıyla adını dünyaya duyurdu.
Her yıl yerli ve yabancı binlerce turistin geldiği kentte gezilmesi ve görülmesi gereken yerlerin başında bulunan Van Kedievi'nde 20 yıldır bakıcılık yapan 34 yaşındaki Bayır, kedilerin temizliğiyle ilgileniyor, mamalarını veriyor ve hastalandıklarında yanlarından ayrılmıyor.
Bayır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 yaşındayken ekonomik sıkıntılar nedeniyle merkezde çalışmaya başladığını anlattı.
Van kedileriyle her gün zaman geçirmenin farklı bir duygu olduğunu belirten Bayır, 'Benim ikinci ailem Van kedileri oldu. Evlenmeden, çoluk çocuk sahibi olmadan önce burada zaten bir aile edinmiştim. Haftanın 7 günü zamanımın büyük bölümünü burada geçiriyorum. Yaptığım işle gurur duyuyorum. Çünkü Van kedileri ülkemizin önemli bir kültür varlığı.' dedi.
- 120 kediyi birbirinden ayırıyor
Bayır, merkezde bulunan 120 Van kedisinin her birinin farklı karaktere ve duygusal yapıya sahip olduğunu söyledi.
Merkezdeki tüm kedileri birbirinden ayırt edebildiğini Bayır, şöyle konuştu:
'Üniversitemizin çip uygulaması var. Buna rağmen çoğuna isim koydum. Mesela Pamuk, Mestan, Paşa gibi farklı farklı isimleri olanlar var. İlk başta 30 olan kedi sayımız 120'ye yükseldi. Sayı fazlalaşınca bir de yılların geçmesi ve sevdiğim bazı kedileri kaybetmem yüzünden diğerlerine isim vermemeye başladım. Bazı kedilerimi hastalıktan, doğum esnasında veya doğum sonrası kaybettim. Mesela yıllar önce çok güzel bir kedim vardı, ismi Pamuk'tu. Şimdi onun adını bir başka kediye koydum.'
Bayır, yaz döneminde tatile çıkmak yerine merkezde kalarak kedilerin doğumlarını yakından takip ettiğini anlattı.
Eşinin bazen kendisine 'Hayatını hep kedilere adadın, bizimle ilgilenmiyorsun.' diye sitem ettiğini belirten Bayır, 'Ama tabii ki işimi sevdiğimi eşim iyi biliyor. Artık bunları pek fazla problem etmiyor. O sorunları aştık. Çocuklarımın da benim gibi kedi sevgisi bir başka.' şeklinde konuştu.
- 'Bütün stresinizi atıyorsunuz'
Van'da 2011 yılında yaşanan depremde kentin ve üniversitenin bazı birimlerinin işlevini yitirdiğini hatırlatan Bayır, ailesini il dışına gönderdikten sonra kedilerine konteynerlerde bakmaya devam ettiğini anlattı.
'Yıllarımı, çocukluğumu, gençliğimi kedilerime verdim. Bazen merkezi ziyarete gelen turistler ve misafirler 20 yıldır burada çalıştığımı öğrenince şaşırıyorlar.' diyen Bayır, şunları söyledi:
'Van kedisinin benim için değeri, önemi çok çok farklı. Bir çocuğu evde nasıl eğitebiliyorsanız Van kedisini de o şekilde eğitebilirsiniz. Bir gözünün rengini güneşin sarısından, diğer gözünün rengini Van Gölü'nün mavisinden alması, güzelliği ve duygusal özelliği onu çok farklı yapıyor. Kedi beslemeyen, sevmeyenler bile buraya geldiğinde Van kedisinin albenisi karşısında kendini tutamıyor. Zaten buraya gelip onları sevdiğiniz zaman bütün stresinizi atmış oluyorsunuz.'
Bayır, Van kedilerine emekli olana kadar bakmak istediğini sözlerine ekledi.
Van Kedilerine 20 Yılını Verdi
Yüzüncü Yıl Üniversitesi bünyesindeki Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezinde görevli Mehmet Bayır, yaklaşık 20 yıldır merkezdeki kedilerin her gün temizliğini yapıyor, mamalarını veriyor ve hastalandıklarında yanlarından ayrılmıyor Bayır: 'Benim ikinci ailem Van kedileri oldu. Evlenmeden, çoluk çocuk sahibi olmadan önce burada zaten bir aile edinmiştim' 'Yıllarımı, çocukluğumu, gençliğimi kedilere verdim. Bazen merkezi ziyarete gelen turistler ve misafirler 20 yıldır burada çalıştığımı öğrenince şaşırıyorlar'