'Vatandaş Tankın Önüne Yatıyor, Kurmay Başkanı Kılını Kıpırdatmamış'

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari, 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi Müşteki İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Yıldırım: 'Hayrettin İmren, başıma silah dayamış. Yanında kabadayılığını yapan bir albay var. Aşağıda 20 yaşında askerler var. Ne yapacakları belli olmayan askerler. İmren'i derdest edin diye emir versem, bir mermi atılsa kan gövdeyi götürürdü. Tarihe geçerdik' 'Cumhurbaşkanı, Başbakan televizyonda halka darbecilere karşı koymak için çağrıda bulunuyor. Vatandaş tankın önüne yatıyor. Koskoca kurmay başkanı bütün bu olaylar olurken kılını kıpırdatmamış. İlla yazılı bir emir mi olmalıydı. Tankın altına yatmak vatandaşın görevi miydi?'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık avukatları Halit Çokan ve Emre Arık ile TBMM avukatı Ömer Burak Barış da hazır bulundu.

İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, Gölcük Merkez Komutanı Deniz Piyade Albay Uğur Çelikten ve eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül, duruşmaya müşteki olarak katıldı.

Duruşmada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla, eski Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ile zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan Tümamiral Yıldırım'ın dinlenilmesine devam edildi.

Gemileri kaldırma yetkisine sadece Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Donanma Komutanı'nın sahip olduğunu, gemilerin seyre çıkarılması emrinin sahte olması durumunda emri verenin sorumlu olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla şartlar ne olursa olsun hiç kimse bilgi vermeden gemileri seyre kaldıramaz. Gemilerin terör tehdidi ve sabotaj alarmı (SABKOR) tehdidiyle kaldırılması istisna harekat tarzlarından biridir ama bunu değerlendirmek zorundasınız. SABKOR'da bu olabilir ama siz gemiyi kimle seyre kaldırıyorsunuz. Ben bile bu rütbemle dörtte bir vardiyayla gemiyle seyre kalkmam. Minimum vardiyayla seyre kalkmak için hiçbir sebep yok. Üçte bir vardiyaya ulaşırsanız o zaman sorun yok. Dörtte bir vardiyayla gemi seyre kalkmaz. O anda 20 kişinin altındasınız. Ortalama 1,5 milyar dolar değerinde olan bir gemiyi, 250 personelin görev yaptığı bir gemiyi 25 kişinin altında kişiyle seyre kaldırma durumunuz var mı? Gemiyi 20 kişiyle kaldırıp nasıl Osmangazi'ye kadar gidersiniz?"

- "Bir kurşun atılsa, kan gövdeyi götürürdü"

Bazı gemilerin İstanbul açıklarında top atışı yapmasına da değinen Yıldırım, "Bizim hangi durumda atış yapacağımız bellidir. Onun dışında atış yapamazsınız. Kimseyi korkutmak için atış yapamazsınız. Yapıyorsanız meşru müdafaa olması lazım. Gemi komutanının yanlış yapma lüksü yok. 'Efendim yanlış değerlendirdim.' O senin sorunun kardeşim. Kanun belli, hukuk belli." diye konuştu.

Sanık avukatının, "Derdest edip cezaevi aracına götürülürken orada 400'e yakın personelinizin olduğunu söylemiştiniz. Sizi alıkoyan Hayrettin İmren'in etkisiz hale getirilmesi konusunda bir emir verdiniz mi?" sorusu üzerine Yıldırım, "Hayır, hatırlamıyorum. Hayrettin İmren, başıma silah dayamış. Yanında kabadayılığını yapan bir albay var. Aşağıda 20 yaşında askerler var. Ne yapacakları belli olmayan askerler. 'İmren'i derdest edin.' diye emir versem, bir mermi atılsa kan gövdeyi götürürdü. Tarihe geçerdik." şeklinde konuştu.

-"Vatan elden gidiyor kurmay başkanı kılını kıpırdatmıyor"

Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'in, Donanma Komutanlığı'nda olaylar yaşanırken bu duruma kayıtsız kalmasını eleştiren Yıldırım, "Asker olarak devlet bize ölmemiz için para veriyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan televizyonda halka, darbecilere karşı koymak için çağrıda bulunuyor. Vatandaş tankın önüne yatıyor. Koskoca kurmay başkanı bütün bu olaylar olurken kılını kıpırdatmamış. Bana bilgi vermemiş. Görevini ihmal etmiş. Gidip evine yatmış. Görevi değilmiş. İlla yazılı bir emir mi olmalıydı. Tankın altına yatmak vatandaşın görevi miydi? Vatan elden gidiyor sen görev tanımından bahsediyorsun." ifadelerini kullandı.

Söz alan tutuklu sanık Tuğamiral Hayrettin İmren, Cumhurbaşkanı için 'O satılmış.' şeklinde bir şey söylemediğini öne sürerek, "Ben zaten her şeyi itiraf ettim. Her şeyi anlattım. Eğer ben Cumhurbaşkanı için böyle bir ifade kullandıysam, çocuklarım, torunların sabaha çıkamasın, ölsün. İskender Yıldırım, eğer demediysem senin çocukların ölsün, kabul ediyor musun?" dedi.

Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli, İmren'i davanın dışına çıkmaması ve karşılıklı tartışmalara girmemesi konusunda uyardı.

Tümamiral Yıldırım, kendisini zor kullanılarak alıkoyan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul'a gönderen Hayrettin İmren ve Muharrem Aslan ile araçta olan herkesten şikayetçi olduğunu söyleyerek, cezalandırılmalarını istedi.

Duruşmada, darbe girişimi sırasında eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla, usulsüz olarak gözaltına alınıp, Merkez Komutanlığı'nda hapsedilen, dönemin eski Merkez Komutanlığı Koruma Birlik Komutanı Albay Uğur Çelikten'in dinlenmesine geçildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile