Viyana Göç Konferansı'nda Küresel Göç Sorununda İş Birliği Vurgusu

Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi (ICMPD) tarafından dijital platformda düzenlenen "2020 Viyana Göç Konferansında" küresel bir sorun olan göç konusunun uluslararası alanda yapılacak güçlü iş birliği ile üstesinden gelinebileceği mesajı verildi.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da ICMPD düzlenen konferansta, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile küresel mücadele ve göç konusuna ilişkin değerlendirmeler ele alındı.

Almanya İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Stephan Mayer, göç konusunun farklı yaklaşımlara rağmen iş birliği ile çözüme kavuşturulabileceğini, özellikle Avrupa Birliği (AB) ile göçmenlerin geldiği ülkeler ve geçiş ülkeleri arasında güçlü bir koordinasyonun sağlanması gerektiğini savundu.

Mayer, göç hususunda birçok konu başlığının iç içe olduğunu kaydederek, yalnız insan kaçakçılığı, düzensiz göç gibi belirli konulara odaklanılmaması gerektiğini, demokratik ve ekonomik istikrarın da göz önünde tutulmasının önemine işaret etti.

- Türkiye, AB ve Almanya'nın önemli müttefiki

Türkiye’nin yalnız göç konusu değil bir çok açıdan hem Almanya’nın hem de AB’nin önemli bir müttefiki olduğunu vurgulayan Mayer, "Türkiye ve AB arasında 2016’da imzalanan göç mutabakatının yenilenmesi düşüncesini güçlü bir şekilde destekliyoruz. Hem AB üyesi ülkeleri hem de AB Komisyonunu bu mutabakata devam edilmesi hususunda motive ediyoruz." görüşünü paylaştı.

Mayer, Türkiye’nin düzensiz göç ve sığınmacı konusunda desteklenmesi gerektiğini belirterek, dünya genelinde Türkiye dışında bu ölçekte düzensiz göçmen ve sığınmacıya ev sahipliği yapan başka bir ülke olmadığının altını çizdi.

- "Göç sorununu AB tek başına çözemez"

Özellikle Suriyeli mülteciler konusunda Türkiye’nin desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Mayer, göç konusunu AB’nin tek başına çözebileceğini düşünmenin açık bir naiflik olacağını ifade etti.

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi de göçün çok yönlü bir konu olduğuna işaret ederek, özellikle Libya’da yaşanan çatışmalar ve Tunus’taki ekonomik sorunların konuyu daha da problemli bir hale getirdiğini savundu.

Varhelyi, salgının mülteci ve göçmenleri çok olumsuz etkilediğini, Komisyonun Batı Balkan ülkelerine sağladıkları finansal desteği dile getirdi.

Göç konusunda AB’nin Afrika Birliği ile yürüttüğü çalışmalara da değinen Varhelyi, AB’ye gelen düzensiz göçmenlerin geldikleri ülkelere geri gönderilmelerinin insan kaçakçılığı ve düzensiz göçle mücadelede önemli olduğunu ileri sürdü.

- Salgının Afrikaya etkisi

Afrika Birliği Sosyal İşler Komiseri Amira Elfadil ise Afrika’da salgına ilişkin gelişmelere değinerek, Kovid-19’un kıtada sosyal yaşam ve ekonomiye verdiği zarara dikkati çekerek, Afrikalı bireylerin yaşam koşullarının çok daha zorlaştığını anlattı.

Elfadil, salgınla mücadelede hiçbir ülkenin geride bırakılmaması gerektiğini belirterek, özellikle aşının kullanıma başlanması durumunda Afrika ülkelerinin geri plana itilmemesi uyarısında bulundu.

Göç konusuna değinen Elfadil, Afrika’da göç hareketliliğinin yüzde 80’nin kıta içinde olduğunu, yüzde 20’sinin Afrika dışına çıkma girişiminde bulunduğuna dikkati çekerek, göç sorununun çözümünde Afrika bakış açısının tam olarak anlaşılması gerektiğini savundu.

- Göçe yol açan temel sorunlar ele alınmalı

Elfadil, "Göç hususunda benim en önemli önceliğim göçe yol açan nedenlerin ele alınması. Temel sorunları ele almadan, genç Afrikalıların neden ülkelerini terk etmek istedikleri, neden yurtdışında daha iyi fırsatlar aradıkları sorularını yanıtlamadan, bu (göç) sorunu çözüme kavuşturamayız." değerlendirmesinde bulundu.

Afrika’daki 54 ülke arasında bariyerlerin kaldırılması, daha iyi bir iletişimin kurulması gerektiğini belirten Elfadil, Afrika’da daha fazla iş imkanı, daha fazla yatırımının ve daha iyi yönetişimin göç sorununun kesin çözümüne yardımcı olacağını kaydetti.

Elfadil, Afrika'dan göç etmek isteyenlere yasal yolların sunulmasının da çok önemli olduğunu kaydederek, ancak asıl sorunun kıtadaki fakirliğin giderilmesi için çaba sarf etmek olduğunu sözlerine ekledi.