'X-Işını İle Görüntülemenin Büyük Bölümü Gereksiz'

KOCAELİ - Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ercüment Çiftçi, "Prensibimiz, gerekmedikçe X-ışını ile görüntüleme yapmamak üzerine olmalı. Gerekli durumda da sınırlı sayıda, acil hastalara yapılmalı" dedi.

Çiftçi, yaptığı yazılı açıklamada, radyolojinin hastalıkların tanısıyla uğraşan bir bilim dalı olduğunu belirterek, radyolojinin hızla gelişmesiyle pek çok yan dalın da kurulmaya başladığını kaydetti.

Radyolojik yöntemlerden biri olan röntgen cihazlarının ilk ve en sık kullanılan cihazlar olduğunu ifade eden Çiftçi, bu cihazın çalışma prensibine dayalı olarak geliştirilen anjiyografi cihazları, bilgisayarlı tomografi, mamografi cihazlarından da yaygın olarak yararlanıldığını bildirdi.

Çiftçi, bu cihazların X-ışını ile çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"X-ışınının da hastaya yönelik zararlı etkisi bulunuyor. Bazı özel durumlarda bu cihazların kullanımında sınırlamalar hatta yasaklamalar mevcuttur. Örneğin, çok zorda kalmadıkça hamilelerde kullanılmaz. Eğer zorunlu bir durum oluştuysa bunda da gerekli tedbirler alınarak yapılır. Çok sık kullandığımız ultrasonografi ise ses dalgasıyla çalışıyor, hastaya zararlı bir etkisi yok. Genel olarak baktığımız zaman görüntüleme artık birçok hastalığın, özellikle kanser gibi uzun süreli takip gerektiren hastaların tanısında, hastalığın evrelendirilmesinde ve takibinde olmazsa olmaz. Bu nedenle de gelişmiş hastanelerin hepsinde bu görüntüleme yöntemleri var. Bu görüntüleme cihazları olmadan hastalara tanı koyup, tedavi etmek mümkün değil."

- "Arka arkaya çekilen tomografiler risk oluşturuyor"

Radyolojide daha kaliteli görüntüyü daha az X-ışını vererek nasıl yapılacağı konusunda üretici firmaların sürekli çalıştığını anlatan Çiftçi, cihazların baz ayarlarıyla oynayarak hastaların daha az X-ışını almasını sağladıklarına dikkati çekti.

Çiftçi, tekrar filmlerinden kaçınarak tomografi yerine normal röntgeni tercih ettiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

"Çünkü röntgende X-ışını tomografiye göre daha azdır. Tomografinin ülkemizde kullanımı fazla. Bu da diğer hekimlerin ve hastaların yeterince bilinçli olmamasından kaynaklanıyor. Gereksiz çekimlerden kaçınmak gerekiyor. Röntgen filmleri nispeten daha az riskli olsa da özellikle arka arkaya çekilen tomografiler risk oluşturuyor. Tabii ki kanser hastasının takip edilmesi gerekiyor 3 ayda bir tomografisi çekilmesi gerekiyor ama basit bir karın ağrısı, ultrasonla halledebilecek durum varken, bu hastaya 3 ay arayla tomografi çekmenin bir anlamı yok. Prensibimiz, gerekmedikçe X-ışını ile görüntüleme yapmamak üzerine olmalı. Gerekli durumda da sınırlı sayıda, acil hastalara yapılmalı. Ayrıca bu görüntüleme cihazlarının hepsi yurt dışından ülkemize geliyor ve yapılan her tetkik cihazı eskitiyor, yenilenmesini gerektiriyor. Ülkemizde maalesef yapılan görüntüleme tetkiklerinin büyük bölümünün gereksiz olduğunu söyleyebiliriz. Hem ithal hem de pahalı olan cihazların bu gereksiz kullanımı ülkemize maddi anlamda bir yük de getiriyor."

Son yıllarda muayene basamaklarının atlanarak kesin sonuç alınacak radyolojiye başvurulduğunu anlatan Çiftçi, bunun sebeplerinden birinin de hastanın, bu konuda doktora yaptığı baskı olduğunu ifade etti.

Çiftçi, "Belki sadece basit bir bel ağrısı, muayene ve ilaçla düzelecek ama hasta hekimi zorlayıp, radyolojiye gönderilmesini isteyebiliyor" görüşünü aktararak, sağlık çalışanlarına yapılan saldırılar sebebiyle hekimlerin kendisini güvende hissedebilmek adına özellikle acil servislerde bütün tetkikleri kullanmak istediğini bildirdi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile