'Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız' bir yol yapacağız'

'Başbakan türban konusunda kendi isteğinin CHP tarafından önerilmesini istiyor. MHP, AKP ile uzlaşırsa kendisi bilir.'


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu “Bir arkadaşım getirdi” dedi; “Ben de beğendim, buraya koydum”.
Eyüp Can Sağlık ile merak edip sorduğumuz, çalışma masasının hemen sağındaki girintiye, heykel boyutlarında güzel bir ‘Gözleri bağlı Adalet tanrıçası’ biblosunun yanına çerçeveletip yerleştirdiği bir özdeyiş.
Kartaca’nın efsanevi komutanı Hannibal’a atfedilen bir söz bu. Latincesi ‘Aut viam inveniam aut faciam’. Roma’yı fethetmek üzere savaş fillerini Cebelitarık Boğazı’ndan geçiren Hannibal, fillere Alp Dağları’ndan yol bulamadıklarını söyleyen generallerine bu karşılığı vermiş: Ya bir yol bulacağım ya da bir yol yapacağım. Bulmuş ve Roma’yı fethetmiş. İşte bu söz, çoğul hale gelip Kılıçdaroğlu’nun çalışma odasındaki yerini bulmuş. 

Karamsarlık ve kararlılık
Ve bir bakıma Kılıçdaroğlu’nun durmunu da gayet iyi anlatıyor. Hem CHP ve CHP bünyesinde, hem de sekiz ay kadar kalan seçimler öncesinde yargı ve türban gibi ezber bozan tartışmalar arasında Kılıçdaroğlu’nun siyaset çizgisinde zorluk ve karamsarlığa karşın bir kararlılık duygusunu yansıtıyor.
Türban gündemi günlerdir Türk siyasetini fazlasıyla meşgul etmeye devam ediyor. Dün MHP lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Tayyip Erdoğan ile 2008’de vardıkları –ve Anayasa Mahkemesi’nden dönüp, devamında kapatma davasının açıldığı- mutabakata bağlı olduklarını ve AK Parti bunu Meclis’e getirirse yine destekleyeceklerini ilan etti. Halkoylaması öncesinde üniversitelerde türban yasağının yanlış olduğunu söyleyerek ezber bozan, ancak sonra iktidar tarafından türbanı topyekün bir reformun parçası olarak ele almak istemesi nedeniyle oyun bozanlıkla suçlanan CHP lideri ne diyordu? 

‘Demokrasiyi derinleştirelim’
Kılıçdaroğlu’nun sözlerini yorumsuz verelim, zaten yoruma fazla yer bırakmıyor:
“AKP ve MHP nerede uzlaşacaklar, buna kendileri karar verir. Biz türban konusunun tek başına değil, bir demokratikleşme paketi içinde Meclis gündeminde yer almasından yana olduğumuz söylüyoruz.”
“Diyoruz ki, gelin 12 Eylül’ün yüzde 10 barajı dahil, YÖK dahil, dokunulmazlık dahil pek çok kalıntısından bir defada kurtulalım. Hak ve özgürlükleri genişletelim derken, başkalarınınkini daraltmayalım. Başını örtmek istemeyenlerin haklarının korunmasını da sağlayalım.”
“O nedenle Anayasa Mahkemesi kararlarını, AİHM kararlarını esas alalım diyoruz. Siyasetçi olarak bizim işimiz, ülkenin gerçeklerinden yola çıkıp, hukuk içinde ülke sorunlarına çözüm getirmektir.”
“Başbakan kendisine uygun olan politikayı CHP önersin istiyor. Bu mümkün değil. Biz olaya din, inanç değil, eğitim özgürlüğü penceresinden bakıyoruz. Başbakan bu iş çözülmesin istiyor. Çözülürse bu siyasi malzemeden mahrum kalacağını düşünüyor. O yüzden tartışmayı din, inanç eksenine çekmek istiyor.” 

Başbakan’a üç soru
“Önce Başbakan’ın ortaya net bir çerçeve koyması gerekir. Biz söylüyoruz; ilk ve ortaöğrenimde olmaz, kamuda da hizmet alan, hizmet veren ölçüsü koyulmalı. Ayrıca başını örtmeyenlere de baskı uygulanmaması için yasal önlem alınmalı. O da çok net çıksın söylesin:
1- İlk ve orta öğretimde türban konusu ne olacak?
2- Kamu görevlileri için ne olacak?
3- Bunun hukuki güvencesi ne olacak?
Ama bizim önümüze yalnızca türban diye geliyor. Böylece toplumdaki mütedeyyin unsurları kendisine çekmek için kandırmaya çalışıyor. Yanlış yapıyor. Ama bunları aşacağız; özgürlük ve demokrasiyi öne çıkarıp aşacağız.”

‘Başbakan’ın anlayamadığı bir şey var’
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, türban dahil bazı konularda partisinden farklı sesler çıkmasına ilişkin soruyu yanıtlarken Başbakan Tayyip Erdoğan’a yükleniyor. Kılıçdaroğlu’nun sözleri şöyle: “CHP’de arkadaşlarımızın hepsinin konuşabilmesi onu şaşırtıyor. Biz milletvekillerimizin konuşmasını engellemiyoruz. O ise ‘Sus’ diyor, 330 küsur kişilik grupta ses çıkmıyor. Bu arkadaşlarımız da milletin vekili, onları böyle susturmak, ancak faşist bir anlayışta mümkün olur. Bu, CHP ve AKP’deki parti kültürünün farkını da gösteriyor.”

Yargı teminatını Füle’ye soracak
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerinde liste hazırlandığı iddiasını reddeden Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i samimi bulmuyor: “Allah aşkına listeyi bakanlık yapmadı mı? Yaptı. Kimseye özgeçmiş dışında tanıtım izni verilmezken iki bin kişi arazide fiilen propaganda yaptı. Adalet Bakanı kime, neyi anlatıyor?”
AB Genişleme Sorumlusu Stephan Füle’nin Brüksel’de yaptıkları görüşmede kendisine “Yargı bağımsızlığı konusunda hükümetten teminat aldık” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu şöyle devam ediyor: “Sayın Füle’ye ilk görüşmede sorcağım ‘Ne oldu teminat?’ diye. Eğer yargının bağımsızlığı hükümetin AB’ye verdiği teminata kaldıysa, vay halimize!”

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile