İngilizce’yi en iyi öğreten ülkelere baktığımızda erken yaşta öğretimi önemsediklerini, müfredatlarını daha fazla saati dil öğretimine ayırdıklarını, yabancı dil öğretimini temel ders olarak konumlandırdıklarını ve sınıf mevcutlarının az olmasına dikkat çektiklerini görmekteyiz" dedi.
"Yabancı dil öğretimi" konulu 5. Eğitim Kongresi, TOBB’un ev sahipliğinde başladı.
TOBB Türkiye Eğitim Meclisi koordinasyonunda düzenlenen kongreye TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin ve TOBB Eğitim Meclis Başkan Yardımcısı Eyyüp Kılcı ile üst düzey bürokratlar, akademisyenler ve eğitimciler katıldı.
Kongrede konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, yabancı dil öğretimi konusunun önemine değinerek, “20. yüzyıl ortalarından bu yana uzanan bilgi üretimi ve teknolojik gelişmeler özellikle ekonomik, akademik ve siyasi ilişkilerde yeni bir dönem başlattı. Bu süreç iletişimi uluslararası düzeye taşıdı. Bu dönemi kısaca küreselleşme olarak nitelendiriyoruz. İşte küreselleşen dünyanın bir parçası olmak isteyen her ülke iletişim becerilerini şartlarına uygun bir biçimde geliştirmektedir. Çünkü artık yabancı dil bilmek bir artı değil, aslında bir ihtiyaç noktasına gelmiştir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak yabancı dil öğretiminin dünya üzerindeki bütün eğitim sistemlerinde giderek çok önemli bir hale gelmiştir. TOBB olarak bu yılın eğitim kongresi konusu olarak seçtik ve sürece de katkıda bulunmak istedik” şeklinde konuştu.
Yabancı dil eğitimi konusunda önemli gördüğü konularla ilgili olarak ise Hisarcıklığoğlu, “Küreselleşen dünyada yeni koşullar İngilizce’yi geçerli evrensel bir dil haline getirmiştir. Bundan 70 yıl önce de hepimizin bildiği gibi evrensel dil Fransızca’ydı ama bugünkü gelişen dünyada evrensel dil artık İngilizce. Bugün baktığımız her alanda İngilizce’ye ihtiyaç duymaktayız. Akademik bir araştırmadan tutun da aldığımız elektronik bir eşyanın kullanım kılavuzuna kadar İngilizce olmadan okunmamaktadır” dedi.
Pek çok ülkede yabancı dil eğitiminin farklı yaşlarda başladığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Lüksemburg, Malta, İspanya’da 3. yaşta, Belçika, Yunanistan, İtalya, Portekiz’de 6. yaşta, Fransa ve Polonya’da 7. yaştan itibaren İngilizce yabancı dil olarak okutulmaktadır” diye konuştu.
“İHTİYACIN FARKINDAYIZ FAKAT İSTEDİĞİMİZ SEVİYEYE HALEN ULAŞABİLMİŞ DEĞİLİZ”
Hisarcıklıoğlu, yabancı dil eğitimi konusunda Türkiye’yi ise şöyle anlattı:
“Ülkemizde özellikle İngilizce’de yabancı dil yeterliliğini geliştirmenin önemini her daim herkes de vurgulamaktadır. İhtiyacın farkındayız fakat istediğimiz seviyeye halen ulaşabilmiş değiliz. Bunun sebebi ne olabilir diye düşündüğümde de benim aklıma iki önemli husus gelmektedir. Bunlardan ilki psikolojik. Öğretmenlerimizin dil öğrenme motivasyonları yeterli düzeye ulaşabilmiş değil. Öğrencilerimiz yabancı dil öğrenmenin ne kadar önemli olduğunun farkında değiller. Diğer sorun ise fiziksel eksikliklerden kaynaklanmaktadır. Öğretim materyallerindeki sıkıntılar, öğretmen başına düşen öğrenci sayısının yüksekliği, bununla beraber dil öğretmenlerinin hem yetiştirilme sürecinde hem de göreve başladıktan sonra destek almaları konusunda eksiklikler olduğu tespit ediliyor. Aslında öğrencilerimiz ilkokuldan itibaren liseden mezun olana kadar yaklaşık bin saat İngilizce dersi almaktadır. Bu süreç hiçte azımsanacak bir süreç değildir ama az önce bahsettiğim sorunlardan dolayı liseden mezun olduktan sonra çoğu öğrencilerimiz İngilizce konuşamamaktadır.”
“İNGİLİZCE YETERLİLİK ENDEKSİNDE TÜRKİYE 60 ÜLKE ARASINDA 41. SIRADA YER ALMAKTADIR”
Ülkemizin standart test sonuçlarındaki yerini de değerlendiren Hisarcıklıoğlu, “2013 yılında yapılan İngilizce yeterlilik endeksinde Türkiye 60 ülke arasında 41. sırada yer almaktadır. Türkiye 2007 yılından bu tarafa en hızlı yükselme performansı gösteren ülke olarak gösterilmektedir ama tablo şu 2007’de çok düşük yeterlilik düzeyindeydik. Şimdi ise düşük yeterlilik düzeyine yükselebildik. Bizden yukarıda olan 40 ülkenin 21’i ise gelişmekte olan ülkeler. Sözün özü bunlar bizim rakiplerimiz, bizim bunları geçiyor olmamız lazım. 2012 yılında TOEFL sınav sonuçlarının Avrupa ortalamasına baktığımız zaman sınava giren Norveçliler 12 üzerinden ortalama 100, tüm Avrupalıların ortalaması 120 üzerinden 87, Türkiye’deki ortalama ise 75, 75 puanla biz 43 Avrupa ülkesi arasında en düşük test sonucuna sahibiz. Bize en yakın ülke 79 ortalamayla Kanada. Daha enteresan ise 2012 TOEFL puanlarının Sudan ve Etiyopya gibi Latin alfabesi kullanmayan ülkelerle aslında aynı oluşudur. Bu sonuçlar bize şunu göstermektedir. Bazı şeyleri yanlış yapıyoruz. İngilizce’yi en iyi öğreten ülkelere baktığımızda erken yaşta öğretimi önemsediklerini, müfredatlarını daha fazla saati dil öğretimine ayırdıklarını, yabancı dil öğretimini temel ders olarak konumlandırdıklarını ve sınıf mevcutlarının az olmasına dikkat çektiklerini görmekteyiz. Bu konuda MEB’in atmış olduğu adımlardan da son derece memnunuz. Her şeyden önce İngilizce dil bilgisi kalıplarını ezberleterek değil, iletişim kurarak öğretmemiz gerekmektedir. Çocuklarımızın önce iletişim kurabilmelerini sağlamamız lazım, sonrasında yanlışlarını düzeltebilir, gramer olarak doğru olmalarını da sağlayabiliriz” değerlendirmesini yaptı.
Türk iş dünyası olarak 200’ün üzerinde ülkeye ithalat ve ihracat yapıldığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, özellikle yakın coğrafyamızın tedarikçi konumunda olduğumuzu ve İngilizce’nin yanında bölge dillerinin de çocuklarımıza öğretilmesi gerektiğini ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, “Rusça, Arapça, Farsça, Kazakça, Boşnakça ve Sırpça bilen gençlere ihtiyacımız var” dedi.
Son olarak Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak yabancı dil eğitimi konusunda ellerinden geleni yapacaklarını ve kongrenin hayırlı olmasını diledi.
“ASLINDA TÜRKİYE’DEKİ TEMEL PROBLEM YABANCI DİL EĞİTİMİ DEĞİL”
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin ise, Türkiye’deki yabancı dil eğitimiyle ilgili genel fotoğrafa değinerek, 12 Eylül dönemi sonrasındaki açılması zorunla hale gelen İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak açılan sınıflarda kurayla İngilizce dışındaki başka sınıflarda zorunlu olarak açılan tek şubeye kayıt yaptırdıkları dönemi anlattı. Türkiye’deki eğitim sistemi içerisinde yabancı dil eğitimini masaya yatıran bir toplantı organize edilmesinin çok anlamlı olduğunu kaydeden Tekin, “Aslında Türkiye’deki temel problem yabancı dil eğitimi değil. Dil eğitimi ve öğretimiyle ilgili sorunlarımız var. Belki bu tür toplantıları biraz daha sadece yabancı dil eğitimi değil ama dil eğitimi alanıyla ilgili olarak hazır edersek daha faydalı sonuçlar alabiliriz. Birde belki daha ayrıntılı, daha detaylı saha araştırmalarıyla desteklenen bir sempozyuma ihtiyacımız var. Yaklaşık olarak Türkiye’de 25 bin civarında öğrencimiz var. Bu öğrencilerin temsil kapasitesine sahip bir çoğunluğuyla bir alan araştırması yaparak, alan araştırmalarıyla desteklenmiş bir akademik sempozyumu TOBB’dan beklediğimi buradan söyleyeyim. MEB olarak bizde üzerimize düşen ne varsa yapalım. Birlikte belki daha detaylı bir sempozyum organize edebiliriz. Bu onun bir başlangıcı olur dilerim” ifadelerini kullandı.
Gerekli malzemelerin olduğunu fakat inşaatın bir türlü yapılamadığını belirten Tekin, salondaki akademisyenlerin desteğini de istedi.
TOBB Eğitim Meclis Başkan Yardımcısı Eyyüp Kılcı da, kongrenin konusunun yabancı dil olarak seçilmesinin amacının Türkiye’de yabancı dil eğitimi tablosunun görülmesinin sağlanması olduğunu ifade etti
'Yabancı Dil Öğretimi' Konulu 5. Eğitim Kongresi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yabancı dil öğrenimine ilişkin olarak, "Bazı şeyleri yanlış yapıyoruz.