Gazi Üniversitesi Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama Merkezi öğrencileri, yabancı öğrencilerin gözünden Türkiye'yi anlattı.
Mozambikli Evandro Espanhol, gelmeden önce Türkiye'nin Avrupa ülkeleri kadar gelişmiş olduğunu bildiğini ancak ailesinin "terör olaylarının yaşandığı, hayat şartları zor, ekonomik krizde bir ülke" gibi düşündüğü için kendisini Türkiye'ye korkarak gönderdiğini söyledi.
Espanhol, Türkiye'yi şimdi çok sevmesine rağmen ülkesine hizmet için dönmek istediğini bildirdi.
-"Avrupa'dan daha gelişmiş olduğunu gördüm"-
Zambiyalı Irega Kabembo ise Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nde yüksek lisans yapmak için TÖMER'de Türkçe eğitimine başladığını dile getirdi.
Türkiye'de eğitim bursuna başvururken başlangıçta korktuğunu anlatan Kabembo, şöyle konuştu:
"Türkiye burs başvurularını internette görünce, Suriye sınırında, her an savaşın çıkabileceği, çok sık terör eylemlerinin yaşandığı bir ülke canlandı gözümde. Türkiye'yi Hindistan, Pakistan ya da bir Ortadoğu ülkesi gibi zannediyordum. Gelince Avrupa'dan daha gelişmiş olduğunu gördüm."
Kabembo, "Türkiye'de sokaktan geçen insanlar bile seninle selamlaşıp 40 yıllık ahbapmış gibi konuşabiliyor. Bizde tanış olmadığın kimselerle konuşmazsın" ifadelerini kullandı.
-"İş bulabilirsem Türkiye'de kalmayı düşünebilirim"-
Kazakistanlı Ahıska Türkü Rufina Aydınova da "Antalya, Erzurum ve Bursa'da birçok akrabam var. Gazi Üniversitesi Biyoloji Bölümünde okuyacağım. Başlangıçta ailemden ayrılmak zor olsa da üniversiteyi bitirdikten sonra iş bulabilirsem Türkiye'de kalmayı düşünebilirim" diye konuştu.
Kırgızistanlı İnabat Alieva, ülkesinde Ahıska Türkleri'nin kendilerini kabul ettirmekte zorlandığını, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Türkiye'ye yerleşmeyi düşündüğünü belirtti.
Alieva, mercimek çorbası dışındaki Türk çorbalarını içmekte zorlandığını dile getirerek, Kırgızistan çorbalarında sebzelerin diri, suyun berrak olduğunu kaydetti.
Kırgız pazarlarını özlediğini anlatan Alieva, pazarlardaki fiyatların Türkiye'den üçte bir daha ucuz olduğunu anlattı.
-"Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden sonra yeniden ayranın tadına baktım"-
Türkiye'ye Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde eğitim görmek için gelen 21 yaşındaki Ukraynalı Olga Tivtivnik, ikinci üniversiteyi okumaya karar vermesinde Türkiye'yi ziyaret eden arkadaşlarının tavsiyelerinin etkili olduğunu söyledi.
Tivtivnik, Türkiye'de yaşamın kolay olduğunu dile getirerek, "Katolik olduğum için pazar günleri Ankara'da kiliseye gidiyorum. Arkadaşlarımın çoğu Müslüman olmasına rağmen inancımdan dolayı beni yadırgamıyorlar. Türkiye'nin inançların serbestçe yaşandığı bir ülke olduğunu duymuştum ama bir Katolik olarak bu kadar rahat yaşayabileceğimi zannetmiyordum" dedi.
Türkiye'ye çabuk alıştığını dile getiren Tivtivnik, ilk kez yurt dışına çıkmasına rağmen Türk insanlarının yardımsever olması nedeniyle yabancılık çekmediğini belirtti.
Türkiye'de ayranın çok içildiğini gördüğünü anlatan Tivtivnik, "Ayrana önce önyargılı yaklaştım. Aylarca dürüm yanında getirilen ayranı Türk arkadaşlarıma verdim. Başbakan Erdoğan'ın sözlerinden sonra yeniden ayranın tadına baktım ve bu kadar süreyi içmeden geçirdiğime çok pişman oldum" dedi.
Eğitimine Abant İzzet Baysal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde başlayacak Kafkasyalı Muhammet Karatov, Türkiye'nin çok fazla terör saldırılarının yaşandığı bir ülke zannedildiğini ifade etti.
Karatov, eğitim için Amerika veya Rusya yerine nüfusun çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkeyi tercih ettiğini belirterek, "Kafkasya'da Amerikalılar iyi karşılanmıyor. Rusya'da Müslüman olmak da hayatı zorlaştırıyor. Kafkasya'da, Türkiye'nin Osmanlı Devleti'nin devamı olduğu düşünüldüğü ve Türkler dindar bilindiği için geldim" diye konuştu.
Karatov, Türkiye ile Kafkasya arasında kültürel yönden farklılıkların bulunduğunu da kaydetti.
Yabancı Öğrencilerin Gözünden Türkiye
Çeşitli üniversitelerde okuyan yabancı öğrenciler, ilk başta gelmeye tereddüt ettikleri Türkiye'yi artık ikinci vatanları gibi görüyor.