İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada söz alan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, tutuksuz yargılanan emekli Orgeneral Şener Eruygur ile yaptığı iddia edilen 6 telefon görüşmesini anlattı.
Eruygur‘un, üniversite senatosunun aldığı karar üzerine tebrik etmek için 10 Temmuz 2003‘te kendisini aradığını ifade eden Hilmioğlu, ‘‘Jandarma Genel Komutanı, tebrik etmek için saat 17.17‘de aradı. Telefon kayıtlarına göre, aynı gün 22.54‘te, ertesi gün 10.30‘da, daha sonraki gün de aradığı belirtiliyor. Yok böyle bir şey. Beni 3 gün üst üste arayacak. Jandarma Genel Komutanı ile böyle bir ilişkim yok ki benim‘‘ dedi.
Hilmioğlu, telefonu daha önceden Ömer Şarlak‘ın kullandığını, asker ve sivil kişiler tarafından aranarak sürekli bu kişinin sorulduğunu dile getirerek, rektörler için de tek tutuklu kendisinin olduğunu söyledi.
‘‘Ergenekon‘‘ soruşturması kapsamında tutuklanan bu davanın tutuksuz sanığı Yalçın Küçük de konuşmak için söz almak isteyince Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, tutuklu olmadığını belirterek, bir talebi varsa söyleyebileceği kaydetti.
Küçük‘ün ‘‘Ben konuşmak istiyorum. Tutuklanınca mahkeme beni çağırdı‘‘ sözlerine Şengün, mahkemenin bir çağrısı olmadığını, kısa ve öz bir talebi varsa konuşabileceğini söyledi.
‘‘Ne demek kısa, öz‘‘ diyerek tepki gösteren Küçük‘e Şengün, salondaki kürsüde değil de oturduğu yerden konuşmasını istedi.
-‘‘ADIM YALÇIN KÜÇÜK AMA ŞEYTAN DA DİYORLAR‘‘-
‘‘Konuşmamdan çekindiğiniz nokta nedir?‘‘ diyen Küçük‘ü Başkan Şengün, konuşmaya başlayınca ismini söylemesi konusunda uyardı.
‘‘Adım Yalçın Küçük ama şeytan da diyorlar‘‘ şeklinde konuşan Küçük‘e Şengün, ‘‘O isminizi bilmiyoruz‘‘ dedi.
‘‘İzliyorsunuz efendim o filmleri. Bir TV kanalındaki ‘Kollama‘ dizisine göre de Zekeriya Öz‘ü de ben aldırmışım‘‘ ifadelerini kullanan Küçük, Hilmioğlu‘nu dinlediğinde ‘‘Ölmüşüz de haberimiz yok‘‘ dediğini söyledi.
Türkiye‘nin önemli fizik profesörlerinden bir olduğunu söylediği Hilmioğlu‘na, aynı cezaevinde yatmaktan duyduğu gururu anlatan bir mektup yazdığını dile getiren Küçük, Adil Serdar Saçan ve İlhan Cihaner‘in her türlü davasını takip ettiğini, Saçan‘ın ‘‘Ben yaptım ama amirlerim görev verdi‘‘, Cihaner‘in de ‘‘Bana vali görev verdi‘‘ dediğini ifade etti.
Küçük, ‘‘Türkiye‘de iki devlet var çarpışıyor, biri öbürünü mahkum etmek istiyor. Şubat 2011‘den itibaren başka sonuca vardık. İki devlet kavgası bitmiştir. Artık rejim değişmiştir. Yeni rejim eskisini mahkum etmek istemektedir. Tuncay Özkan, eski rejimde olduğu için ‘Suçumu söyleyin‘ diye çırpınıyor. Sizse yeni rejime göre, mahkum etmeye mahkum olduğunuz için suçlarını söylemiyorsunuz. Eski rejimlerde hepimizin bir tek suçu vardır. Biz geçmiş Cumhuriyetin mensubuyuz‘‘ diye konuştu.
Yeni rejimde kitap yazmak, yazmaya yardımcı olmak, kitapta teşekkür etmenin suç olarak görüldüğünü savunan Küçük, şöyle devam etti:
‘‘Türkiye‘de eski rejimin mensuplarından, yaşayan cumhuriyetçilerden en çok tutuklanan benim. 5-6 defa tutuklandım. Bizim bir eşimiz yok. Benim Doğu Perinçek‘ten bir farkım daha fazla gözaltına alınmış olmam. General nüfusumuzun yüzde 10‘u hapistedir. Basından toplanmalar oldu. Ben yavaş yavaş şeytan olduğuma inanmaya başladım. Beni tutuklayacakları zaman Zekeriya Öz‘le iyi bir görüşmem oldu. ‘Beni sizin sorularınız hiç ilgilendirmiyor, nasılsa beni tutuklayacaksınız‘ dedim. Bana zapt edilmiş bir ülkenin önemli komutanlarından biriymişim gibi davrandı. Kağıda bir isim yazdım. ‘Çok yanlış yaptın‘ dedim. ‘Sizi görevden alırlar‘ dedim. Ancak bu kadar çabuk olacağını tahmin etmedim. ‘Bana dokunamazsınız‘ dedim. Televizyon dizisinde 10 gün önce söylenenlerin hepsi çıktı. Bu ülkede artık dava mankeniyim. Son davada rolüm Osmanlı deyimiyle odalık oldu. Ben olmayınca davanın tadı olmuyor. (Savcı Zekeriya Öz) Bana dokundu. Dokunanların hepsi gider. Size de tavsiye etmem, dikkat edin.‘‘
Yalçın Küçük: ‘‘Bana Dokunan Savcı Öz Gitti‘‘
İkinci ‘‘Ergenekon‘‘ davasında tutuksuz yargılanan, ancak ‘‘Ergenekon‘‘ soruşturması kapsamında tutuklanan Yalçın Küçük, ‘‘Bu ülkede artık dava mankeniyim. Son davada rolüm Osmanlı deyimiyle odalık oldu. Ben olmayınca davanın tadı olmuyor. (Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz) bana dokundu. Dokunanların hepsi gider‘‘ dedi.