'Yaşanan haksızlıkların arkasında darbe anayasası var'

'Yaşanan haksızlıkların arkasında darbe anayasası var'

Hukiki Araşatırmalar Derneği Genel Başkanı Mustafa Karaman, yargıda yaşananlara ilişkin "Bugün meydana gelen aksaklıkların ağırlıklı olarak temelinde, geçmişte yapılan darebeler neticesinde oluşturulan anayasalar vardır" dedi.

Beyaz tv ekranlarında yayınlanan Sedat Yazıcıoğlu'nun sunduğu Sağduyu programında balyoz tutuklamaları, yargıda yaşananlar ve yargının siyasallaşması iddiaları ele alındı. Programa konuk olan, Hukukçular Birliği Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kılıçkaya, Yargı-Sen Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Hukiki Araşatırmalar Derneği Genel Başkanı Mustafa Karaman, Askeri Yargıtay Onursal Üyesi Ali Fahir Kayacan arasında hareketli tartışmalar yaşandı.

Ömer Faruk Eminağaoğlu, balyoz davasında bu denli tutuklamalara başvurulmasının ister istemez sivil toplumda ayrı bir korku unsuru olarak karşımıza çıktığını savunarak, "Bu gibi yöntemlerin biz sadece hukuk çerçevesinde işletilmesini, dünün yanlışlarının örnek alınmasınını istiyoruz" diye konuştu.

Karaman ise buna karşılık, "Yani siz 12 Eylül'deki uygulamalarla bugünkü uygulamalarla benzerlik mi kuruyorsunuz anlayamadım" diye sordu.

Eminağaoğlu'da, "Mahkemeler itibariyle bugün CMK 250 olarak adlandırdığımız mahkemeleri herhalde hukukçuların savunmaması gerekir. Yarında savunmaması gerekir. Bu mahkemeler neden kuruldu? Örgütlü suçlarlarla ancak ve ancak uzman birimler uzman mahkemelerle mücadele edilebileceği gerekçesiyle kuruldu. Hangi yargıç hangi savcı uzman olarak bu mahkemelerde görev yapıyor. Oraya atanmakla herkesin uzman olduğu kabul ediliyor. Uzmanlık meslek içi eğitimden geçen tek bir tane yargıç yoktur" dedi.

Karaman konuşmasında, "Burada sağlanması gereken eğer biz toplum olarak millet olarak daha ileriye gitmek istiyorsak, yaşanan hak ihlallerini ortadan kaldırmak istiyorsak, kişi hak ve özgürlüklerini ön plana çıkaran, ferdi esas alan bir yapı model oluşması. Bugün meydana gelen aksaklıkların ağırlıklı olarak temelinde geçmişte yapılan darebeler neticesinde oluşturulan anayasalar vardır" değerlendirmesinde bulundu.

Eminağaoğlu da bu konuşamaların üzerine "konu farklı bir yere gidiyor" diye karşılık verdi.

"YARGIYA DEMOKRASİ GELDİ"

Kılıçkaya ise yaptığı konuşmada, öncelikle yargıya demokrasi geldiğini savunarak, "Daha önce bakan ve müsteşarın dışında tamamının cumhurbaşkanı tarafından atandığı bir HSYK'mız vardı. Ve cumhurbaşkanı ataması oldukça aza indirildi büyük çoğunluğuda hakim ve savcının doğrudan seçtiği bir HSYK'ya dönüştü. Dolayısıyla bu yönüyle bakınca şunu net bir şekilde söyleyebiliriz yargıya demokrasi ve seçilme hakkı geldi" diye konuştu.

Eminağaoğlu bunun üzerine, "Yapılan seçimlerin Anayasaya aykırı olduğu düşüncesindeyim ve Yüksek Seçim Kuruluna başvuru yaptım" diye çıkıştı.

"Yargıyargıya bırakmak lazım" diyen Kılıçkaya'ya Eminağaoğlu, "Bunu söylediğim için ben soruşturma geçiriyorum neden?" diye sordu.

Kılıçakaya da buna karşılık, "Yargıyargıya bırakmak lazım derken çok eski Adalet Bakanından da yargıyargıya bırakmak lazım" dedi.

Eminağaoğlu, "Bakınız biz bugünleri ve yarınları konuşuyoruz. Öncesini düzeltme olanağınız yok" diye karşılık verdi.

Kılıçkaya ise bunun üzerine, "Yargıyargıya bırakmak derken sadece siyasilerden bahsetmiyoruz. Tabiki yargı siyasetten bağımsız olmalı ama yargı tüm güç merkezlerinden de bağımsız olmalı" görüşünde bulundu.

"YARGI YIPRANIYOR"

Eminağaoğlu da buna karşılık, "Öyle bir tablo ortaya çıktı ki hakkında soruştuma açılan herkes tutuklanıyor, bu yagıyı yıpratıyor. Türkiye bu yanlışlar üzerinden gidiyor" diye konuştu.

"Bu yanlışları bitirmek lazım ama ondan önce yargılama makul süreye çekilmeli" diyen Kılıçkaya şunları kaydetti:

"Adil yargılama yapılacağına güven duyulması lazım. O güvenle beraber beklersiniz beklediğiniz zaman da suçlu suçsuz birbirinden ayrılması lazım. Türkiye demokratikleşiyor. Yargısıyla, siyasetiyle demokratikleşiyor ve Türkiye geçmişindeki kirli çamaşırlarından da kurtuluyor, geçmişindeki kirli yapılanmalarından kurtuluyor."

Kılıçkaya, "12 Eylül döneminde Diyarbakı cezaevi olmasaydı bugün PKK belki bu çapta olmayacaktı" değerlendirmesinde de bulundu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile