Yazıcıoğlu hakkettiği cezayı çekti

HaberTürk'te Yiğit Bulut'un Sansürsüz programına konuk olan Kayacan, tarihi belgeleri mecbur bırakıldığı için açıkladığını söylerken Muhsin Yazıcıoğlu'nun ailesinden özür dilemeyi de ihmal etmedi. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra yargılanan Muhsin Yazıcıoğlu davasında davanın hakimi olan Kayacan, Yazıcıoğlu'nun hukuki durumunu şu sözlerle anlattı:

'Yazıcıoğlu 1981 Şubat ayında yakalanmış ve 1986 yılında tahliye edilmiştir. Fiilen Mamak Cezaevinde 5 buçuk yıl yatmıştır. Bizden öcne umumi adliye mahkemesinde ruhsatsız tabanca bulundurmak ve adliyenin manevi şahsiyetinin tahkit ve tezhir etmekten hapis cezaları almıştır. Mesele bu değil. Mesele boşu boşuna yattı meselesi. Esas onu arzedeyim. Hakkında TCK'nın 313. maddesinden 13 sene 4 ay ağır hapis cezası verilmiştir. Diğer örgüt eylemlerinden bahsetmiyorum rahmetlidir. Kendilerinin gömdükleri silahlar şunlar: 1 stand tabanca otomatik, 7 tabanca, 49 dinamit lokumu, otomatik tabancaya ait dürbün, bir peruk ve çok çeşit mermi. Bu eylemler vatandaş Ahmet olarak işlendiği için 8 seneden 20 seneye kadar cezai gerektirdiği eylemlerdir. Ayrıca örgüt suçu içinde eridiği için ayrıca ceza verilmemiştir. Ben imzamın olduğu kararlar için her zaman hesap veririm. Sayın Muhsin Yazıcıoğlu bu eylemlerden hapis yatmıştır. Boşuna hapİs yatmamıştır.'

Bu sözler Hasan Celal Güzel'i çileden çıkarmaya yetti.

'Ben hatırat okuyarak iddiada bulunmam. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu benim yakın dostumdu. Yazıoğlu'nu çocuk yaştan beri tanırım. Son derece vatanseverdi.' diyen Güzel 'Muhsin Yazıcıoğlu'nun hiçbir şekilde bir suçlu gibi bir cani gibi sunulmasını kabul etmiyorum. Kaldı ki ben sıkı yönetimin adaletini de yargısını da hakimini de kabul etmiyorum.' diyerek Kayacan'ın sözlerine isyan etti.

Sıkı yönetim hakimlerinin bir takım kimselerden emir alarak görev yaptığını vurgulayan Hasan Celal Güzel, 'Muhsin kardeşime iftiralar atıldı. Senelerce kaldı içerde. İçerde kaldığı sürede yaşanan işkencelerden kendileri haberdarlar mı?' diye sordu ve ekledi: 'Yazıcıoğlu'nun çektiklerini silah bulunmuş şu olmuş bu olmuş diye kimsenin küçümsemeye hakkı yoktur. Ayrıca belirtiyorum, kendisi yaşasaydı bu referandumda evet oyu verirdi. Nitekim onun takipçisi kardeşleri de evet demişlerdir.'