Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, "Dış politikada temelde yaptığımız iş, ağ kurmak. Fakat bu ağı kurarken Türkiye için bağ kurmak, Türkiye'nin itibarını yükseltmek, güven inşa etmek, ilgi oluşturmak, uluslararası sivil ağ oluşturmak, küresel meselelere Türkiye'den çözümler sunmak ve Türkiye'ye dijital bir kapı oluşturmak." dedi.
YEE Kültürel Diplomasi Akademisi Uygulamalı Eğitim Programı'nın başlaması dolayısıyla düzenlenen programda konuşan Ateş, her eylemin temelinde bir düşünce ya da felsefe bulunduğunu, o düşünce ve felsefenin üzerine strateji ve uygulama planları geliştirilip sonra da harekete geçildiğini söyledi.
Programın temelinde de insana ulaşmak olduğunu dile getiren Ateş, "Bu enstitü 2009'da Ankara'da kuruldu ve temel amacı dünya ile bağ kurmak. Bağ kurma işi bizimle sınırlı olmamalı, bir toplumun bütün üyelerini kapsamalı. Kültürü bir iş yapış şekli ile tanımlarım. Başka milletlerle karşılaşma ve iletişimde, kültürde bizi diğerlerinden ayırt eden bizim bir işi yapış şeklimizdir, sadece görev olsun diye değil ona kendi düşüncenizi, yaşam mantalitenizi, kültürünüzü katmanızdır. Barışın dünyada kalıcı olarak tesis edilmesi için de kültürel diplomasi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Şeref Ateş, şunları kaydetti:
"Ahlak toplumdan topluma, kültürden kültüre, zamandan zamana değişebilir. Ahlaki olan bizim için esas olamaz, etik olan olmalı. Etik ise felsefede daha ziyade dönemi aşan, farklı toplumlar için de geçerli olan, temelde insanın mutlu bir yaşam sürmesi. Ama sadece birey olarak kendisinin değil toplumun ve toplumların da mutlu olması için geçerli olan kuralları ve ilişkileri ortaya koyar. Yaptığımız işlerin sadece etik değil aynı zamanda estetik olması gerekiyor. Etik ile estetiğin birleşmesi gerekiyor. Mutluluğu temel alan yaklaşımı estetik halde yansıtmamız gerekiyor. Estetik de ne yazık ki günümüzde sınırlandırılmış, sadece güzel sanatlar ve güzel olarak tabir ediliyor. Oysa estetik bütün algıdır. Estetiği sadece tanımlanmış manken suratlı insanlar olarak tanımladığınızda kimse estetik olmaz. Kültürel diplomasinin en temel özelliği etik ve estetik olması."
Kendimizi farklı tanımlasak da uygulamada diğer kültürlerden bir farkımızın bulunmadığını dile getiren Ateş, "Kültürler arası etkileşim de budur. Size ve insanlığa faydalı olan şeyi alırken de onu süzgeçten geçirmeniz gerekiyor. Başkasına götürürken de aynı şekilde süzgeçten geçirmeniz gerekiyor. Bir şeyi olduğu gibi kabul etmemek gerekiyor. Estetik sadece güzel sanatlarla, güzel yüzlerle sınırlı değildir, bütün algıdır. Her bir davranışımızda estetiğe dikkat etmemiz gerekiyor. En önemlisi hayatı bir sanat eseri gibi yaşamak. Her bir ilişkiyi ve her bir davranışı bu şekilde değerlendirmemiz gerekiyor." dedi.
YEE'nin çalışmalarına da değinen Ateş, şöyle konuştu:
"Klasik diplomasinin dışında her bir birey ülke itibarını, bilinirliğini, tanınırlılığını artırıyor ya da azaltıyor. Dört milyar insanın internet kullandığı varsayılıyor, yani 4 milyar insan da ülke imajına pozitif ya da negatif etkide bulunabiliyor. Genellikle bu kültürler arası ilişkilerde ve kültürel diplomaside farklı boyutlar vardır. Başka toplumlarla iletişime geçtiğinizde o toplumlara bir şeyler yansıtabilirsiniz. Sadece yansıtmakla etkileşim olmaz. Bunun bir sonraki aşaması ise alışveriş yapabilirsiniz. Bu bir mesaj ya da etkinlik olabilir. Bundan daha önemlisi ise paydaş olabilmektir. Dış politikada temelde yaptığımız iş, ağ kurmak. Fakat bu ağı kurarken Türkiye için bağ kurmak, Türkiye'nin itibarını yükseltmek, güven inşa etmek, ilgi oluşturmak, uluslararası sivil ağ oluşturmak, küresel meselelere Türkiye'den çözümler sunmak ve Türkiye'ye dijital bir kapı oluşturmak."
Enstitünün temel felsefesinin Yunus Emre'nin "gelin tanış olalım" sözü olduğunu belirten Ateş, 46 ülkede 56 merkezlerinin bulunduğunu ve bu yıl 8-10 merkezin daha açılacağını kaydetti.
YEE Kültürel Diploması Akademisi Uygulamalı Eğitim Programı Koordinatörü Melih Barut da üç ay sürecek programın Türkiye'de bu alanda, bugüne kadar yapılmış en kapsamlı eğitim programı olma özelliğini taşıdığını bildirdi.
Barut, Diplomasi, Uluslararası İlişkiler, Kültürel Diplomasi, Proje Yönetimi ve İş Yapma Becerisi ile Anadolu Medeniyetleri, Kimlik, Üslup ve Kültür olmak üzere beş temel eğitim modülü üzerinde ilerleyecek olan eğitim programının, Prof. Dr. İlber Ortaylı, Alev Alatlı, E. Büyükelçi Prof. Dr. Kenan Gürsoy, E. Büyükelçi Uluç Özülker, Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Prof. Dr. Ali Saydam, Görgün Taner, Dr. Paulino Toledo, Dr. Taehwan Kim, Leyla İpekçi, Ömer Tuğrul İnançer ve Ayşe Böhürler gibi pek çok ismi de bir araya getireceğini kaydetti.
YEE Kültürel Diploması Akademisi
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş: 'Dış politikada temelde yaptığımız iş, ağ kurmak. Fakat bu ağı kurarken Türkiye için bağ kurmak, Türkiye'nin itibarını yükseltmek, güven inşa etmek, ilgi oluşturmak, uluslararası sivil ağ oluşturmak, küresel meselelere Türkiye'den çözümler sunmak ve Türkiye'ye dijital bir kapı oluşturmak'