Çetinkara, "Vücut tuz ve tuz gibi birçok mineralin eksilmesi durumunda, beyin vücuttaki bu eksikliğin giderilmesi noktasında uyarıda bulunur." dedi.
Yaz döneminde terlemeye bağlı olarak vücuttaki tuz oranının düştüğünü de hatırlatan Çetinkara, şu bilgileri verdi: "Yemeklerde aşırı tuz tüketimi kişilerde bazı hastalıklarında habercisi olabilir. O nedenle tuz tüketimini belli bir seviyede tutmakta yarar vardır. Aşırı tuz tüketimiyle birlikte ortaya çıkan bazı hastalıklardan birisi de tansiyondur. Vücut gün içerisinde alınan birçok besinden vücudun ihtiyacı olan farklı mineralleri alır. Su içtiğimiz zaman bile vücudumuz tuz ve birçok mineral ihtiyacını buradan karşılar. Önemli olan tuzun ülkemiz genelinde değerlendirilmesi ve bazı bölgelerde iyotlu tuz kullanımının teşvik edilmesi gerekir."
Gebelikte iyot eksikliğinin anne karnındaki bebeğin hem beyin hem de beden gelişimini olumsuz etkilediğini anlatan Çetinkara şu bilgileri verdi: "Gebelikte iyot eksikliği düşüklere, ölü doğumlara, bebeğin özürlü doğmasına, bebeklerde zeka geriliğine ve cüceliğe sebep olur. Çocukluk ve gençlik döneminde iyot yetersizliği bedensel ve zihinsel gelişme geriliğine neden olmaktadır. Yetişkinlerde iyot yetersizliği guatrın yanı sıra beden ve zihin fonksiyonlarında dengesizliklere ve bozukluklara da yol açmaktadır. İyot yetersizliği ve guatrın önlenmesinde en iyi yöntem olarak tuzun iyotlanması benimsenmiştir. Günlük iyot kullanımı erişkinlerde en az 50 mikrogram, ortalama 100-300 mikrogram, en fazla bin mikrogramdır. Günde 5-15 gram tüketilen iyotlu tuz ile ortalama 150 mikrogram iyot alınır. Bu miktarlarda kullanılan iyotlu tuz sağlığa zararlı değildir ve yan etkileri yoktur. İyotlu tuz kullanımında insanların daha fazla tuz tüketmeleri değil normalde her gün kullanılan tuzun iyotlu olması önerilmektedir."