TOBB İkiz Kuleler'de düzenlenen toplantıya TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya ve TOBB Türkiye Yüksek Öğrenim Meclisi üyeleri katıldı.
Toplantının açılışını yapan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Yüksek Öğretim Meclisi en düzenli çalışan sektör meclislerimizden biri. Bugün de çok önemli bir gündemle toplandık. Yeni Yükseköğretim Kanunu taslağına ilişkin görüşlerimizi, doğrudan bu işin mimarlarına anlatacağız. Sayıları 70’e yaklaşan vakıf üniversitelerini tek bir çatı altında toplayan sektör meclisimiz, sektörün görüşlerini adeta tek bir ses olarak ortaya koyuyor. Bu nedenle, sektör meclisi başkanımıza ve üyelerimize teşekkürü bir borç bilirim. 30 senedir herkes 'YÖK Kanunu değişmeli' diyordu, ama bunu bir türlü yapamadık. Türkiye, 30 yılda önemli bir dönüşüm geçirdi. 2 bin dolarlık kişi başına gelirden 11 bin dolarlara geldik. 3 milyar dolar ihracat yapıyorduk, 150 milyar dolar ihracatı beğenmez hale geldik. Ekonomimizi geliştirdik, ama yenilikçi yatırımları ve yüksek teknolojiyi ülkemizde gerçekleştiremedik. Üniversite sistemimizi hep eleştirdik. Üniversiteler, sanayiden kopuk, akademisyenler icatla patentle uğraşmıyor dedik. Ama sistemi değiştiremedik. Türkiye, bu 30 yılda sadece ekonomide gelişmedi. Demokratik standartlar açısından da ciddi bir iyileşme sağladı. Bugün Türkiye’de konuşulan birçok konuyu bırakın 30 sene önceyi, 10 sene önce konuşmayı düşünemezdik bile. Ama üniversitelerimizi konuşan, fikir üreten yerler haline getiremedik. Çünkü bizde YÖK sistemi tek tip üzerine kurulmuştu. Ama sistemi değiştiremedik. Bırakın ülkemizdeki bu değişimi Türkiye’nin üniversite yapısı çok değişti” dedi
“30 yıl önce merkez illerde 27 tane üniversitemiz vardı. Şimdi tüm Türkiye’ye yayılmış 168 üniversitemiz var” diyen Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi: “30 yıl önce hiç vakıf üniversitemiz yoktu. Bugün 70’e yakın vakıf üniversitemiz var. 30 yıl önce sadece 300 bin üniversite öğrencimiz vardı. Şimdi üniversitelerimizde 4 milyona yakın öğrencimiz var. Bu YÖK kanunu bu kapasite artışına göre tasarlanmamış, sistem işlemiyor dedik. Ama sistemi değiştiremedik. Şimdi önemli bir adım attınız. Elimizde bir taslak var. Eksikleri tabi ki var ama hepimiz çok iyi biliyoruz ki başlamak bitirmenin yarısıdır. Bu nedenle süreci bu aşamaya getiren tüm YÖK üyelerine ve taslağı bugünden itibaren nihayete erdirecek hükümetimize şimdiden teşekkür ediyorum. Sayın Çetinsaya’ya bir diğer teşekkürümüz de kamu-özel sektör işbirliğine verdiği önem içindir. Bu yılın başında, Şubat ayında Gökhan beyi yine meclisimizde ağırlamıştık. O gün kendisine birçok talep iletmiştik, ama bunların ilki ve en önemlisi YÖK Kanunu'nun değişmesiydi. Aradan 9 ay geçti ve bugün yeni kanun taslağını konuşuyoruz. Ben kanun taslağına ilişkin detaylara girmeyeceğim. Sanırım görüşlerimizi yansıtan detaylı bir sunumumuz var. Ayrıca Sektör Meclisimizin değerli başkanı ve üyeleri de eminim tüm sorunları sizlere aktaracaktır. Ben sadece 1-2 noktanın altını çizmek istiyorum. Gökhan beyin ve Yüksek Öğretim Kurulu üyelerinin açıklamalarını yakından takip ediyoruz. Ben birçoğunu da şahsen tanıyorum. Ve özgürlüklere ne kadar önem verdiklerini biliyorum. Ancak, açık söylemek gerekirse YÖK üyelerinin özgürlükçü bakış açısının Kanun taslağına tam olarak yansıtılamadığı kanaatindeyim. Malumunuz bizler, vakıf üniversiteleri olarak yeni kanunla bağımsızlığımızın ve özerkliğimizin tescillenmesini bekliyorduk. Ancak, bunu maalesef yeni taslakta göremiyoruz. Hatta, bazı alanlarda kazanımlarımızı da kaybediyoruz. Burada tek bir kanunda çok geniş bir alanı tanımlamaya çalışıyoruz. Bir yandan Türkiye Yükseköğretim Kurumu’nun yeni yapısı tanımlanırken, diğer taraftan farklı özellikteki devlet üniversitelerinin özerklik alanları belirleniyor. Kanaatimize göre vakıf üniversiteleri bu nedenle ikinci planda kalmış ve detaylarda yanlış tasarımlar olduğunu görüyoruz. Yeni yasayla vakıf üniversitelerine akademik ve idari yapılarını, belirleme hakkı verilmelidir. Türkiye Yükseköğretim Kurumu, vakıf üniversiteleri için sadece standartları belirleyen, kaliteyi güvence altına alan bir kurum olmalıdır. Vakıf üniversiteleri, en azından Konseyli devlet üniversitelerinden daha bağımsız ve özerk olmalıdır. Burada bu alana çok ciddi yatırım yapan kurucu iradenin özgürce kullanılması, hiçbir şekilde engellenmemelidir. Ben çeşitliliğin kalitenin temeli olduğunu düşünüyorum. YÖK tek tipçiliği bırakıp üniversitelerimizi çeşitlendirmelidir. Bırakınız yüz çiçek açsın, bin proje yarışsın. Sonuç; İşin detaylarına girmeyeceğim dedim, ben burada durayım. TOBB ve Türkiye Yüksek Öğrenim Meclisi olarak bu süreçte Yüksek Öğretim Kuruluna her türlü desteğe hazırız." YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya da, "Uzun bir sürecin önemli bir aşamasındayız. Yaklaşık Eylül ayından itibaren önce Üniversitelerarası Kurul olmak üzere bütün paydaşlarımızla olgunlaştırdığımız fikirlerimizi yeni yasa süreci ile ilgili tekliflerimizi tartışmaya açtık. Eylül ayından itibaren çok yoğun, çok verimli ve bir bu kadar da eleştirel bir dönem geçiriyoruz. Bu da bizleri mutlu ediyor. Bütün iç ve dış paydaşlarımızla görüşmeye çalışıyoruz. Bir yandan yüz yüze toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında ben ve bütün üye arkadaşlarım da STK’larının ve medya kuruluşlarının tekliflerine sıcak bakarak ziyaretler gerçekleştiriyoruz. Bunların sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşıyoruz. Burada da önemli bir toplantı gerçekleştireceğiz. Üniversite-sanayi işbirliği, topluma hizmet, yenilikçilik, Ar-Ge, girişimcilik gibi konularda da yasa da ne var ne yok diye fikir alış verişlerinde bulanacağız. Rıfat Bey’in konuşmasından anladığım bizi zor bir toplantı bekliyor, yoğun bir eleştiri bombardımanı bekliyor. Biz zaten açık yüreklilikle buraya kendi ayağımızla geldik" diye konuştu.
Toplantı basına kapalı olarak devam etti
Yeni Yök Yasa Taslağı Tobb'da Masaya Yatırıldı
Türkiye Yüksek Öğrenim Meclisi, yeni Yükseköğretim Kurulu Yasa Taslağı'nı masaya yatırdı.