Alpaydın, yılbaşı gecesi sofralarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Toplumun bir bölümü için çok anlam taşımasa da, büyük bir bölümü için yaşamlarının önemli bir dönemi olan yılbaşı ve abartılmışın en iyi örneklerinden biri olarak çok çeşitli besinlerin yer aldığı yılbaşı sofralarından sağlıklı beslenme adına en az zararla kalkma için çaba harcanmalıdır" dedi.
"Yılbaşı ister evde, isterse dışarıda, kutlansın, bu kutlama sırasında ne kadar yenildiği değil, nelerin yenildiği çok önemlidir" diyen Alpaydın, şöyle devam etti:
"Bu gece için temel kural azar azar ve sık yemektir. Yemeğe zeytinyağlılar gibi hafif yiyeceklerle başlanmalı ve yarım porsiyon yiyerek sürdürülmelidir. Vitamin, mineral ve posa içeriği yüksek besinlere sofrada mutlaka yer verilmelidir. Öte yandan yılbaşı yemeği mümkün olduğu kadar yavaş ve uzun zaman dilimine yayılarak yenmelidir. Yeni yılın ilk gününü mide ve bağırsak sorunlarıyla 'berbat' biçimde karşılamamak için yiyecekler yanında içeceklere de dikkat edilmeli, alkol alınıyorsa birlikte bol su ve
alkolsüz içecek tüketilmeli. İçkinin rengi koyulaştıkça içindeki toksik madde artacağından açık renkli içkiler tercih edilmeli ve aç karna kesinlikle içilmemeli. İçerken arada bir şeyler atıştırmalı, ideal ölçü olan kadınlar için en fazla iki, erkekler için üç kadeh sınırı aşılmamalıdır."
HASTALIĞI OLANLARA UYARILAR
Ertesi sabah zinde uyanmak için yatmadan önce ya kaloriferlerin kapatılması ya da yatak odasının iyice havalandırılması gerektiğini kaydeden Alpaydın, "Diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları gibi kronik rahatsızlığı olan kişilerin yılbaşı sofraları da daha dikkatli olmaları gerekmektedir" diye konuştu. Bu tür kronik rahatsızlığı olan kişilerin mutlaka diyetlerini sürdürmesi, gerekirse diyetisyenlerine danışıp ek besin almaları gerektiğini vurgulayan Alpaydın, şu önerilerde bulundu:
"Aşırı gıda alımı sonucu ortaya çıkan mide gerginliği tansiyonun yükselmesine, kalbe daha fazla yük binmesine ve kriz riskinin artmasına yol açmaktadır. Yeni yıl günü işin sırrı öğün düzeninde; kahvaltı, hafif bir öğle yemeği, akşam yemeği olacak şekilde üç öğünde beslenilmelidir. Çok fazla çeşit ve yağlı besin tüketimi mide bulantısı, hazımsızlık ve ishal gibi sağlık sorunlarına yol açacağı için mümkün olduğu kadar yağsız ve az çeşit besin tüketilmesine dikkat edilmelidir. Yemekten önce 45-60 dakika
yürüyüş yapılarak metabolizma hareketlendirilmeli. Doygunluk sağlandıktan sonra sofrada oturmak yemek miktarının artmasına neden olacağı için yemek bitiminde sofradan kalkmalı ve özellikle yatmadan 2 saat önce yemek tüketimi sonlandırılmalıdır. Yılbaşı sofrasına aç olarak oturulmamalı, 1- 2 saat öncesinde çorba, yoğurt, salata, meyve gibi düşük kalorili besinler tüketilmelidir. Yemekler kızartma, kavurma işlemleri yerine; haşlama, ızgara, buğulama veya fırında pişirme yöntemleri ile hazırlanmalıdır.
Hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar gibi hafif tatlılar tercih edilmelidir ve bu tatlıların yapımı esnasında - enerji alımını azaltmak adına - yapay tatlandırıcıların toz formları kullanılabilir. Kuruyemiş tüketilecek ise e vitamini ve Q-3 içeren fındık ve ceviz tercih edilmeli fakat yağ oranları fazla olduğu için tüketimleri 1 avucu aşmamalıdır. Gece yarısından sonra işkembe çorbası yerine mercimek veya ezogelin gibi mideyi rahatlatacak çorbaları tercih edebilirler."
Yeni yılın ilk günü 60 - 90 dakika kadar yürüyüş yapılmasını da öneren Alpaydın, "Sonuç olarak bu özel gün öncesi ve sonrasında bazı ilkelere uymak yılın ilk gününü daha rahat geçirmenizi sağlayacağı gibi, varsa kronik hastalıkların alevlenmesini de önleyecektir" diyerek, sağlıklı beslenme konusunda duyarlı olunmasını istedi.
(HÖ-HE-Y)
Yılbaşında Beslenmeye Dikkat
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülen Alpaydın, yılbaşı sofralarının, "abartılmışlığın" en iyi örneklerinden birisi olduğunu söyledi.