Acele kamulaştırma kararı sonrası termik santral projesi yapımının planladığı alanda iş makineleriyle yıkılan ağaçlardaki zeytinler, köylüler tarafından yere düşmüş dallardan toplanmaya başladı.
Danıştay'ın "acele kamulaştırma kararı"yla ilgili yürütmeyi durdurması öncesinde 6 Kasım'da ağaçların söküldüğünü hatırlatan köylüler, sökümün üzerinden bir hafta geçmesi nedeniyle dallardaki zeytinlerin ancak yağlık olarak değerlendirilebileceğini bildirdi. Bu durumun zeytinin kalitesine de etki edeceğini ve iyi bir fiyatla satılmayacağını vurgulayan köylüler, son hasadın "para kazanmak" için değil "zeytine yazık olmaması" amacıyla yapıldığını ifade ettiler.
Yırca Mahallesi sakinlerinden Erdem Öksüz, 25 dönüm arazisinin kamulaştırıldığını, arazisinde bulunan tüm ağaçlarının yıkıldığını bildirerek, heba olmaması için yere serilen dallardan zeytinlerin hasadına başladığını belirtti.
Yıllardır geçimlerini sağladıkları bahçede son hasadı yapmanın hüznünü yaşadıklarını kaydeden Öksüz, "Elimizdeki ağaçlarının hepsi yıkıldı. Gelecek yıl ne yapacağımızı bilmiyoruz, önümüz karanlık. Açık maden olsa girip çalışmayı düşünürüm. Ama şu anda tümü kapalı, açık olanlar da işçi almıyor. Termik santral yapılacaksa olsun. Ama neden bir kilometre öteye yapılmıyor. Böyle olsaydı zeytinlerimiz heba olmayacaktı. Burada ne görüldü bilmiyoruz. Arazilerin bedelleri yatırılmıştı, artık mahkeme ne derse o olacak. 4-6 yaşında fidan göndereceklermiş, yeni fideler dikilecekmiş diyorlar. Ne olacağını bekleyip göreceğiz" diye konuştu.
Arazilerin kamulaştırılması sürecinde köylünün ilk etapta "devlet buraya el koyduysa yapacak bir şey yok" diye düşündüklerini, santrali yapacak şirketle santralde çalışacak köylülerin sayısına ilişkin konuşmalar yapıldığını anlatan Öksüz, çevre örgütlerinin köye geldiğini, alana termik santral yapımının insan ve çevre sağlığına olan zararları konusunda kendilerini bilgilendirdiğini, bunun üzerine köylülerin de avukatlara vekalet vererek hukuki mücadele başlattığını belirtti.
Öksüz, "Köylü artık bilinçlendi. Bu santral buruya yapılamaz diyor. Hukuki girişimleri yaptık. Danıştay bir karar aldı. Bundan sonra dava süreci neyi gösterirse biz onu yapacağız. Termik santral olmazsa üretime devam edeceğiz olursa da girip çalışacağız" dedi.
Hasat yapan köylülerden Ali Öksüz ise 150 ağacının yıkıldığını, şirketin hasadı bekleyeceğini söylemesine rağmen bir anda ağaçlarını yıktığını savundu.
"Bir ay bekleselerdi ürüne yazık olmayacaktı" diyen Öksüz, başka bir geçim kaynaklarının olmadığını, köydeki gençlerin madenlerde iş aradığını ifade etti.
Termik santralin yer seçiminin yanlış olduğunu savunarak zeytinliklerin üzerinde yapılmak istenmesine anlam veremediklerini söyleyen Öksüz, "Bölgede zaten 2 santral var. Biz yıllardır bu madenlerin külüyle, pisliğiyle uğraşıyoruz. Yeni santral bu zararı artıracak ama stratejik olarak da aynı arazide yan yana 3 santral kurmak sakıncalı. Bir savaş olsa aynı uçakla yan yana olan enerji santrallerimizi bombalayabilirler" ifadelerini kullandı.
Öte yandan yıkılan ağaçların yanına kurulan barakada köylüler nöbet tutmaya devam ediyor. Yakın ilçelerden sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çevre köylülerin ziyaret ettiği bölgede, Greenpeace örgütü temsilcileri de nöbete katılıyor.
Bu arada, özel güvenlik görevlilerinin köylülere müdahalesini gösteren kamera kayıtları da avukatlar tarafından hazırlanan suç duyurusuna eklenerek savcılığa gönderildi. Görüntüler, gazetecilerle de paylaşıldı.
Yırca'da Sökülen Ağaçlardan Son Hasat
Manisa'nın Soma ilçesine bağlı Yırca Mahallesinde, termik santral projesi kapsamında yıkılan zeytin ağaçlarında son hasat "yerde" yapıldı.