YÖK'ten 'Uluslararası Öğrenci Kontenjanı' Düzenlemesi

Yükseköğretim Kurulunca, üniversitelerdeki program kontenjanlarının en fazla yüzde 50'sine kadar yurt dışından öğrenci kabul etme sınırlaması kaldırıldı Üniversitelerin program bazında yurt dışından öğrenci kabul kontenjan talepleri, kısıta tabi olmadan YÖK tarafından değerlendirilecek YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç: 'Bundan 4 yıl önce 40 binli rakamlarda olan ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısının bugün 148 bine ulaşmış olması Yeni YÖK'ün izlediği uluslararasılaşma politikasının açık bir başarısıdır' 'Devlet ve vakıf bütün üniversitelerimiz için yurt dışı öğrenci kontenjan kısıtının kaldırılmasına yönelik aldığımız bu karar da bu sürece büyük katkı sağlayacak'

Yükseköğretim Kurulunca (YÖK), üniversitelerdeki program kontenjanlarının en fazla yüzde 50'sine kadar yurt dışından öğrenci kabul etme sınırlaması kaldırıldı.

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, kurum tarafından Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarının yurt dışından öğrenci kabul kontenjanlarına ilişkin yeni bir karar alındı.

Buna göre, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda yer alan "programların kontenjanlarının en fazla yüzde 50'sine kadar yurt dışından öğrenci kabul etme sınırlaması" kaldırıldı. Bu yeni düzenleme devlet ve vakıf bütün üniversiteler için geçerli olacak.

Üniversitelerin program bazında yurt dışından öğrenci kabul kontenjan talepleri, her eğitim ve öğretim yılı başlangıcından önce belirlenecek bir tarihe kadar kısıta tabi olmadan YÖK'e bildirilecek. Talepler, YÖK tarafından değerlendirilerek karar verilecek ve üniversitelere duyurulacak.

- Tıp ve diş hekimliği programları için bazı istisnalar

"Tıp" ve "diş hekimliği" programları içinse bu alanların özelliklerinden dolayı bazı istisnai şartlar getirildi. Bu iki programın yurt dışı öğrenci kontenjanı, YKS kılavuzundaki bir önceki yıla ait kontenjanının yüzde 50'si ile sınırlandırılacak.

Tıp ve diş hekimliği fakülteleri için istisnai şartlar, geçmiş yıllarda yurt dışı öğrenci talebi en çok tıp ve diş hekimliği fakültelerine yapıldığı, bu fakültelerdeki sınıflarda Türk öğrenciler uluslararası öğrencilerden daha az sayıda olduğu, bu durumun da Türk öğrencilerin nitelikli eğitim almalarını riske sokabileceği gerekçesiyle getirildi.

Bununla birlikte belirli koşulları ve kriterleri sağlayan üniversiteler, uluslararası öğrenciler için ayrı bir sınıf açarak bu iki programa bu oranın üstünde de öğrenci kabul edebilecek. Bu ayrı sınıf için gerekli staj ve klinik uygulamalar, laboratuvarlar ve teçhizatlar için yükseltilmiş belli şartlar ve mekan kriterleri aranacak, ayrıca vakıf yükseköğretim kurumları için bir önceki yılın denetleme raporu ve müeyyide uygulanıp uygulanmadığı da dikkate alınacak. Devlet ve vakıf üniversitelerinde açılan bu ek sınıflar her yıl en az bir kere denetlenecek.

Bu iki program dışında kalan programlar için de eğitimin niteliği ve altyapı bakımından değerlendirme ve denetlemeler yapılacak.

- "Uluslararasılaşmaya büyük önem veriyoruz"

Açıklamada, konuyla ilgili görüşlerine yer verilen YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, kaliteden ödün vermeden ülkeyi yükseköğretimde bir cazibe merkezi haline getirmek için adımlar attıklarını, başarılı sonuçlar aldıklarını ifade etti.

Saraç, yeni YÖK olarak ülkenin yükseköğretiminin uluslararasılaşmasına büyük önem verdiklerine işaret etti.

YÖK’te Uluslararası İlişkiler Dairesi Başkanlığının ilk olarak bu dönemde kurulduğunu hatırlatan Saraç, Türkiye'de ilk defa Yükseköğretimde Uluslararasılaşma Strateji Belgesi'nin hazırlanıp kamuoyu ile paylaşıldığını vurguladı.

Belgede ortaya koydukları hedefleri gerçekleştirmeye yönelik adımlar attıklarına dikkati çeken Saraç, "Başarılı bir süreç yürüttüğümüze inanıyoruz. Nitekim kamuoyu ile paylaştığımız sonuçlar da bunu gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.

YÖK'ün kuruluşu olan 1982 yılından 2014 yılına kadar geçen 32 yılda 15 ülke ile ilgili bakan ve YÖK Başkanı düzeyinde yükseköğretim alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı imzalandığını, son 4 yılda ise bu yönde imzaladıkları mutabakat zaptı sayısının 34'e ulaştığını bildiren Saraç, şöyle devam etti:

"Bir başka ifade ile son dört yılda imzalanan mutabakat sayısı 32 yılda imzalananın iki katını aşmıştır. Bu protokoller sembolik faaliyetler değildir; ülkemize gelen öğrenci sayısının artmasında en önemli faktördür. Komşu ülkelerde az sayıda tanınan üniversitelerimizin tanınırlığını girişimlerimizle sürekli artırıyoruz. Afrika ve Balkan açılımlarımız da önemli sonuçlar doğuruyor.

Ayrıca, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında, ülkemizdeki büyükelçilerle yapmış olduğumuz yoğun toplantılar, ülke ziyaretleri ve ikili görüşmeler neticesinde Türk yükseköğretimine olan güven ve ilgide de bir azalma yaşanmamış, artış çizgisi yükselmeye devam etmiştir. Bundan 4 yıl önce 40 binli rakamlarda olan ülkemizdeki uluslararası öğrenci sayısının bugün 148 bine ulaşmış olması Yeni YÖK'ün izlediği bu uluslararasılaşma politikasının açık bir başarısıdır."

- "Uluslararası öğrenci oranında sıçrama yaşanıyor"

Saraç, üniversiteler ile koordinasyon halinde uluslararası öğrenci çekme bağlamında son yıllarda yıl ölçeğinde yakaladıkları artış oranlarının, Batı Avrupa ülkelerinde bile benzerinin görülmediğini bildirdi. Bu rakamlarda sadece bir artış değil, adeta bir sıçrama yaşandığını kaydeden Saraç, bu gurur tablosunun arkasında ciddi bir planlama ve gayretin bulunduğunu vurguladı.

Yeni kurguladıkları öğrenci ve öğretim üyesi değişim programı, güncellenen ortak diploma mevzuatı, yeni tür burs programları, nitelikli yabancı uyruklu öğretim elemanlarını çekmeye yönelik çalışmaların, yabancı uyruklu öğrenci sayısındaki büyük sıçramada etkili olduğunu ifade eden Saraç, şunları kaydetti:

"Devlet ve vakıf bütün üniversitelerimiz için yurt dışı öğrenci kontenjan kısıtının kaldırılmasına yönelik aldığımız bu karar da bu sürece büyük katkı sağlayacaktır. Bu sürecin devam edeceğini ve önümüzdeki günlerde uluslararasılaşma konusunda önemli bir adım daha atacağımızı söylemek isterim.

Yeni YÖK olarak ülkemizi yükseköğretimde bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışırken, bunu kaliteden ödün vermeksizin gerçekleştirmenin ne denli önemli olduğunun da çok iyi bilincindeyiz. Bu kapsamda yükseköğretimdeki kalite odaklı pozitif algımızın negatife çevrilmemesine de dikkat etmemiz gerektiğini biliyoruz."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile