Konuyla ilgili bir açıklama da Kayı Hukuk ve Danışmanlık Bürosu Kurucu Avukatı Oğuzhan Kara’dan da bir öneri geldi. Kara, yoksulluk nafakasının azami 5 yıl ile sınırlandırılması önerisinde bulundu.
Ülkemizde 1988 yılına kadar yoksulluk nafakasının 1 yılla sınırlı olarak uygulandığını hatırlatan Av. Oğuzhan Kara, “Fakat 1988 yılında yapılan yasal değişiklik ile anlamsız bir şekilde süresiz hale getirilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesine göre;’‘Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.’’
Mevcut düzenlemeye göre; yoksulluk nafakası talep edebilmek için talep edenin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceğini ve boşanma konusunda kendi kusurunun daha az olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Bu şartların gerçekleşmesi halinde diğer tarafın mali gücüyle orantılı ve süresiz olarak nafakaya hükmedilebilmektedir” diye konuştu.
Mevcut düzenlemenin birçok yönüyle günlük hayatta sorunlara yol açan bir düzenleme olduğunu ifade eden Kara, şöyle konuştu:
“Öyle ki; nafaka alan kadın nafakasının kesilmemesi için çalışmamayı tercih eder hale gelmiş, çalışsa dahi kayıt dışı çalışmayı seçmiştir. Bu durum ise, kadınların iş hayatına katılımını sekteye uğratmıştır. Nafaka ödeyen ise; nafakanın artırılması kaygısı ile mal kaçırmaya, kayıt dışı çalışmaya ve kendini işsiz göstermeye yönelmiştir.
Nafakanın süresiz olması yoğun şekilde nafaka artırım davalarını gündeme getirdiği gibi nafakayı ödeyemeyen tarafı hapis cezalarıyla da karşı karşıya bırakmıştır. Bunun yanında nafaka ödeyen taraf ikinci evliliğini yapmış olsa dahi ilk eşine hali hazırda nafaka ödemeye devam etmekte olduğundan, bu durum kişinin ikinci evliliğinde de sorunlar yaşamasına yol açacaktır. Nafaka alan nafakasının kesilmemesi için resmi evlilik yapmak yerine nikahsız yaşamayı tercih eder olmuştur.”
Yoksulluk nafakası ile ilgili yeni bir düzenlemeye acil olarak ihtiyaç olduğunu belirterek açıklamasını sürdüren Kara, “Yapılacak düzenlemede, nafakanın ömür boyu olmaktan çıkarılarak azami 5 yıl ile sınırlandırılması ve bu süre içerisinde de düşüncemize göre yıllık TÜFE ortalaması oranında artış öngörülmesi yerinde olacaktır. Bu durum nafaka artırım davalarını da azaltacaktır” dedi.
Kara, yasal düzenlemenin ardından yapılması gerekenleri ise, şöyle sıraladı: “Davaya bakan hâkimlerin, ‘evliliğin süresi, müşterek çocuk olup olmadığı ve varsa yaşları, nafaka alacak olan tarafın yaşını, nafaka yükümlüsünün gelir seviyesini ve tarafların kusur durumunu’ dikkate alarak nafakanın süresinin belirlemesi gerekir.”
Yoksulluk nafakasının azami 5 yıl ile sınırlandırılmasının bazı sakıncaları da olacağını belirten Kara, “Örneğin; belirlenen nafaka süresi dolduğu halde nafaka alan tarafın mağduriyeti devam ediyor olabilir. Bu durumda Anayasamızın ‘Sosyal Devlet İlkesi’ nin muhakkak işletilmesi gereklidir. Devletin ‘Yardım ve Destek Fonu’ kurması, bu fondan yararlanma kriterlerinin belirlenmesi ve mağduriyetin devamı süresince fondan gerekli desteğin verilmesi, İŞKUR vasıtasıyla iş imkanı sağlanması ve ‘meslek kazandırma eğitimleri’ de olmak üzere bir takım çalışmalar yürütülmesi gerekli olacaktır” ifadelerini kullandı.
Yoksulluk Nafakası Azami 5 Yıl İle Sınırlandırılmalıdır
Boşanan çiftler arasındaki en büyük sorunlardan biri olarak ortaya çıkan nafaka hükümet gündemine girdi. Hükümet, sosyal ve ekonomik açıdan çok önemli olan mağduriyetin önüne geçmek için çalışmalar yaparken, yeni düzenlemeyle ilgili tartışmalar da sürüyor.