Boğaziçi Üniversitesindeki eylemler üzerinden kimi kaos, kimi çatışma, kimi de “siyasi konum” arama peşine düşmüştür. Bunların hepsinin ortak motivasyon merkezi CHP'dir. Türkiye'deki Gezi, hendek, çukur gibi tüm kanlı olayların destekleyeni, öveni, suçlulara sahip çıkanı hep CHP'dir. Boğaziçi Üniversitesindeki olaylarda da CHP'nin sağduyuya çağrısı yok, sürekli provokatörlük yapmaktadır. Boğaziçi Üniversitesinde ilk başlayan eylemleri dışarıdan getirdiği çeşitli terör örgütü yandaşlarıyla ateşleyen kimdi? Teröristlere methiyeleri olan, terörist Demirtaş'ın eğlence arkadaşı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu… Böyle CHP'lilerin el attığı yerde sağduyu olmaz. Sürekli provokasyon olur, provokatörler cirit atar.
CHP içinde bir de bu olaylar üzerinden “gelecek planlaması” yapanlar vardır. Mesela Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın Boğaziçi Üniversitesine atanan Rektör Melih Bulu'yu istifa etmeye çağırdığı açıklama buna bir örnek olmuştur. Oysa yoldaş Mansur Yavaş, yerel seçimlerden önce “Belediye başkanının siyaset yapmaması gerektiğini her zaman hatırlatacağım. Ankaralılara en ucuz hizmetleri en güvenli şekilde sağlayacağım. Belediye başkanı siyaset yapmaz, kentlilere en ucuz ve güvenli şekilde hizmet götürmekle görevlidir.” açıklamasını yapan ve bugüne kadar bu tür açıklamalardan uzak duran biriydi. Hatta “Ekrem İmamoğlu niye yıprandı?” tartışmalarında herkesin ortak görüşü “Belediyecilik yapmayıp, Türkiye'deki ve dünyadaki her şeye burnunu sokmayı, siyasi gelişmelere yorumcu olmaya çalışması” şeklinde gösteriliyordu. Mansur Yavaş da belediyecilik adına pek bir şey yapmasa da bu tarzdan uzak durduğu için fazla tartışılan olmamıştı.
Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul'da sel olduğunda Bodrum'daki tatili günlerce Türkiye'nin gündemi olmuştu. Ama Ankara'da sel olduğunda Mansur Yavaş da âdeta ikinci vatanı olan İngiltere'den günlerce gelememişti. Ama Mansur Yavaş'ı bu konuda tartışan olmamıştı.
Niye?
Çünkü siyasi polemiklere girerek dikkat çekmiyordu.
Mansur Yavaş sanırım “Cumhurbaşkanı olacak adamsın, yürü Başkan” gazlarına çabuk geldi. Ve bu yüzden kendi Belediye Başkanlığı yaptığı Ankara'yı ilgilendirmeyen bir konuda, CHP Genel Başkanlığı makamında oturan biri gibi “Boğaziçi olayları” hakkında yüksek perdeden bir açıklama yapmıştır.
Ankara'da sel olduğunda ortada görünmeyen, kar yağdığında yolları temizlemekten aciz kalan ve binlerce aracın trafikte kaza yapmasına sebebiyet veren bir Belediye Başkanı, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü'nü istifaya davet ediyor.
Alanı, vazifesi olmadan bunu niye yapıyor? Anlaşılan onu yönlendiren ajans şimdi öyle yapmasını istiyor!
Çünkü Yoldaş Yavaş ajansla çalıştığını bir basın toplantısında şöyle itiraf etmişti.
Mansur Yavaş'a yerel seçimlerden önce ilk düzenlediği basın toplantısında “HDP ile görüşecek misiniz?” diye sormuşlardı.
O da aynen şu cevabı vermişti:
“Onu bilemiyorum. Ona ajans karar veriyor”
Yoldaş Yavaş'ın bilemediğini bilen ajans kimler acaba?
Terör örgütü PKK'nın siyasi uzantısı HD(P) KK ile görüşüp-görüşmeyeceğine bile o ajans karar veriyorsa, bugün yaptığı “Boğaziçi” açıklamasını da onlar karar vermiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yetki alanı içinde, kanuna, hukuka uygun bir rektör atıyor, birtakım terör örgütü yandaşları, LGBT'liler ve bunları yönlendiren CHP rektörü istemiyor diye Mansur Yavaş'a göre rektörün istifa etmesi gerekiyormuş… Pardon ajansa göre sanırım…
Boğaziçi Rektörü'nü istifaya çağırdığı açıklamayı yazıp, eline kim verdi acaba?
Bir zamanlar da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'ye mektup yazmıştı.
MHP Lideri'ni, FETÖ'nün “Ölüleri bile kaldırın oy kullandırın” diyerek çok önem verdiği 12 Eylül 2010 referandumuna destek vermemesi yüzünden eleştiriyordu.
O dönemin de iktidarı olan AKP'ye destek verilmemesini de “Bizzat iktidar partisi tarafından restorasyon dönemi olacağı ilan edilen bu dönemde, ülkücülerin bulunmaması, bu süreçte etkili olamaması elbette kabul edilebilir bir durum değildir.” sözleriyle eleştiriyordu.
Mektubunda ayrıca “Ülkücü Hareket'e yabancı dar bir kadronun elinden çıkan politikalarla “CHP'yle özdeş parti” suçlamalarına çanak tutan bir anlayış sergilenmiştir. İçinde maneviyatı barındırmayan bir milliyetçiliğin halk tarafından CHP'yle aynı kategoride değerlendirildiğini fark edemeyen bir siyaset tarzıyla bu hareketi iktidara taşıyamayız” şeklinde CHP üzerinden tuhaf bir eleştiri getiriyordu.
“Cuntacı oluşumlarda yer aldığı iddiasıyla hakkında davaların devam ettiği isimlerin ön plana çıkarılması kamuoyunda ciddi kuşkular uyandırmıştır” sözleriyle de Engin Alan'ın MHP'de siyaset yapmasına tepki gösteriyordu.
Bu mektubuna rağmen, 2014 yılından beri CHP'de siyaset yapmaktadır ve o mektubundan dolayı hâlâ MHP ve Lideri'nden özür dilememiştir.
O yüzden Yoldaş Yavaş'ın ne açık mektubunun, ne kapalı mektubunun dikkate alınacak bir yönü yoktur.
Şimdi birileri de çıkıp kendisini “Sel olduğunda ortada yoksun, kar olduğunda ortadan yoksun, istifa et” diye istifaya çağırsa ve “O koltukta bulunduğunuz her dakika, masum Ankara halkının zarar görmesine sebebiyet veriyor, Ankara'nın huzuru için bu fedakârlığı yap” derse ne yapacaktır?
Ankara'da 25 ilçenin sadece 3 tanesi CHP'nin belediyesi durumundadır. 22 tane ilçe belediyesi Cumhur İttifakı'na aittir. Yarın bu 22 ilçe belediye başkanı ilçelerini organize edip, Mansur Yavaş'ı istifaya çağırdığında istifa edecek midir?
Bazı gerzekler diyor ki, “Mansur Yavaş seçilmiş birisi…”
Ama bu gerzeklere göre seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetkisine dayanarak rektör atayamıyor!
Ya da onun atadığı rektörü sevmedilerse bunlara göre hemen istifa etmesi gerekiyor.
Boğaziçi eylemcileri tarafından Kâbe-i Muazzama'ya yapılan bu saygısızlığa susan, polislerimize yapılan saldırıda susan, öğrenci süsü verilen terör yandaşlarına susan Yoldaş Yavaş'a “Maneviyatsız CHP'li” sıfatı “cuk” diye oturuyor değil mi?
MHP'yi suçladığı mektuptaki “Maneviyatsız CHP” vurgusuna bakın, bir de kendi düştüğü şu hâle bakın… CHP odaklı milli ve manevi değerlere ne kadar saldırı varsa hepsinde susuyor.
Yoldaş Yavaş, mektupçuluk oynayarak nereye kadar gidecek acaba?
Belediyeciliği becermeden, rektörü istifaya davet etmesi ajansın Yoldaş Yavaş'a büyük golü oldu… Bakalım ajans bundan sonra ona nasıl bir yol çizecek?
Bu arada bu ajans dediğin kimlerden oluşuyor Mansur Yavaş?
İngiltere ile bir bağı var mı acaba?
Tam yazımı bitirmek üzereydim ki, ajans yeni bir algı çalışmasına başladı.
Mansur Yavaş, Boğaziçi Rektörü'ne yazdığı mektuba çok büyük tepki gelince, bu sefer ikinci mektup yazdıklarını duyurdular.
O mektupta da “Rektör sorumluluğu almadı, hadi gençler siz alın, PKK'ya ve başka terör örgütlerine fırsat vermeyin” minvalinde ifadeler yer alıyormuş… Duruma göre o mektubu yayınlayacaklarmış… Niye birinci mektupta PKK ve diğer terör örgütlerine bir tepki yok? Çünkü Mansur Yavaş ve ajansı birinci mektuplarına bu derece tepki geleceğini bilmiyordu. Şimdi ise ikinci mektup algısıyla arkayı toplama derdine düştüler.
Ajans, Yoldaş Yavaş'ı tam Zübük durumuna düşürdü.
Yoldaş Yavaş'ın mektupçu ajansı
Boğaziçi Üniversitesindeki eylemler üzerinden kimi kaos, kimi çatışma, kimi de “siyasi konum” arama peşine düşmüştür. Bunların hepsinin ortak motivasyon merkezi CHP’dir. Türkiye’deki Gezi, hendek, çukur gibi tüm kanlı olayların destekleyeni, öveni, suçlulara sahip çıkanı hep CHP’dir. Boğaziçi Üniversitesindeki olaylarda da CHP’nin sağduyuya çağrısı yok, sürekli provokatörlük yapmaktadır. Boğaziçi Üniversitesinde ilk başlayan eylemleri dışarıdan getirdiği çeşitli terör örgütü yandaşlarıyla ateşleyen kimdi? Teröristlere methiyeleri olan, terörist Demirtaş’ın eğlence arkadaşı CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu… Böyle CHP’lilerin el attığı yerde sağduyu olmaz. Sürekli provokasyon olur, provokatörler cirit atar.