"Yolsuzluk Mücadele Önceliklerimiz Arasında"

Şahin, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca bir otelde düzenlenen, ''Yerel Yönetimlerde Yolsuzluk ve Denetim Sorunları'' konulu sempozyumda,yolsuzlukla mücadeleyi son derece önemsediğini belirterek, bu sempozyumda ele alınacak konuların faydalı olması temennisinde bulundu.

Yolsuzluğun, iyi yönetim açısından, demokratik kurumlara duyulan güven ve saygıda aşınmalara yol açan önemli bir tehdit olduğunu ifade eden Şahin, ''Yolsuzluk, ülkelerin ekonomik kalkınması için de ciddi bir engeldir. Yolsuzluğun ülkelere ve topluma getirdiği ekonomik kayıpların dışında sosyal yönden de ciddi maliyetleri bulunmaktadır'' dedi. Bu nedenle yolsuzlukla mücadeleyi önemsediklerini dile getiren Şahin, şunları kaydetti:

''Yolsuzlukla mücadele, Türkiye'nin, hükümetimizin suçla mücadele politikasının öncelikleri arasında yer almaktadır. Yolsuzlukla mücadele aslında kapsamlı, entegre ve uzun dönemli stratejiyi gerektirmektedir. Aynı zamanda uluslararası iş birliğini de zorunlu kılan bir husustur. Hiçbir ülke, kurum ya da kuruluş diğer faktörlerden izole biçimde yolsuzlukla mücadele edemez. Bu sebeple yolsuzlukla mücadele artık çok boyutlu bir hale gelerek, hem ulusal hem uluslararası boyutu olan bir duruma dönüşmüş, tecrübe paylaşımları çok önemli hale gelmiştir. Başarılı bir yolsuzluka mücadele stratejisi, bu nedenle ilgili bütün kurumlarının katılımını gerekli kılmaktadır.''

Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin, Ocak 2010'da Yolsuzlukla Mücadele Stratejisi benimsediğini anımsatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu strateji, önleyici ve zorlayıcı önlemler alınarak, kamu bilincini artırmaya yönelik faaliyetlerin de yardımıyla yolsuzluğa karşı etkin bir mücadeleyi hedeflemektedir. Yolsuzluğa karşı mücadelede, sivil toplum ve hükümet dışı kuruluşların etkin katılımı, şeffaflığın artırılması ve medyanın rolünün kuvvetlendirilmesi, bu stratejinin önemli bileşenlerini oluşturmaktadır.'' Yolsuzluk olaylarındaki yapısal değişimlerin, yolsuzluğun tespitini ve önlenmesini giderek daha zor ve karmaşık hale getirdiğine dikkati çeken Şahin, ''Diğer bir ifadeyle yolsuzluğu önleyebilmenin, onunla mücadele edebilmenin yolu kamu yönetiminin, yasallık, verimlilik, etkinlik, tutumluluk, kalite, şeffaflık ve hesap verme ilkeleri çerçevesinde iyileştirilmesinden geçmektedir. Denetimlerin hedefi, bu ilkelerin hayata geçirilmesini sağlamaktır'' şeklinde konuştu.

''Kapasite arttırımı önemli''

Teftiş Kurulu Başkanlığının bu anlamda yüzyılı aşan mazisiyle yolsuzlukla mücadele konusunda çok önemli tecrübe ve birikime sahip olduğunu vurgulayan Şahin, şunları söyledi:

''Yolsuzlukla mücadelede dünya standartlarına ulaşmak için ve yerel yönetimlerde yolsuzlukların önlenmesi bakımından, Mülkiye Teftiş Kurulunun kapasitesinin artırılmasının önemli olduğunu düşünmekteyim. Çünkü denetimden arzu edilen düzeyde faydaların sağlanabilmesi, ister genel idarede isterse yerel yönetimlerde olsun, gerçekleştirilen denetimlerin kalitesine doğrudan bağlıdır. Bu sebeple denetim kurumlarının kurumsal olmaları yanında sürekli kendilerini yenilemeleri, değişen parametreleri dikkatle takip edebilmeleri için bu gibi projelerin ve eğitimlerin büyük önemi bulunmaktadır.''

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Reddaway

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway da ''İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının Yolsuzlukla Mücadelede Kapasitesi'nin Artırılması Projesi''ne destek vermekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, AB'ye üye olma yolunda bir ülkeye bu ve benzer projelerle destek olmaya devam edeceklerini söyledi. Türkiye'nin AB'ye katılımını önemsediklerini ifade eden Reddaway, ''Birleşik Krallık olarak Türkiye'nin AB'ye üyeliğini gerekli görüyoruz. Hem AB için hem de Türkiye için bu üyeliğin stratejik açıdan gerekli olduğuna inanıyorum. Türkiye'deki dostlarıma da öneriyorum, lütfen bu stratejik nedenleri gözardı etmeyin, reformları yapmaya devam edin ve hiç kimse size engel çıkarmasın'' diye konuştu.

Özgür ve bağımsız basının önemine de işaret eden Reddaway, ''Birleşik Krallık olarak Türk hükümetinin bu alandaki reformlara gösterdiği ciddiyete, canı gönülden inanıyorum. Dün dört tane gazetecinin tahliye edilmiş olması da hükümetin bu alanda atmış olduğu adımların en güzel göstergesi'' şeklinde konuştu.

''Yolsuzluk küresel bir olgudur''

Sayıştay Başkanı Recai Akyel de yolsuzluğun her ülke ve toplumda olabileceğine dikkati çekerek, ''Yolsuzluk küresel bir olgudur'' dedi. Yolsuzluğun her kesimi, her kurumu ilgilendirdiğini dile getiren Akyel, ''Yolsuzluğun en önemli öğesi gizliliktir. Gizlilik ortamında yolsuzluk ortaya çıkıyor. Bu nedenle denetim olacak. Denetim olacak ama optimal, sağlıklı olacak. Denetimin azı da zararlı çoğu da zararlıdır'' diye konuştu. ''Yolsuzluğu toplumsal bir afet olarak algıladığını'' vurgulayan Akyel, Türkiye'de de toplumun bu konudaki hassasiyetinin, 2001 yılındaki ekonomik krizin ardından arttığını ifade etti.

Yolsuzluk konusunda yapılan bir anketle ilgili bilgi veren Akyel, ''Vatandaş yolsuzlukla mücadelede devletin etkin rol almasını istiyor. Ankete göre, 2000 yılında ankete katılanların yüzde 14'ü, 2004'te yüzde 10'u, 2008'de yüzde 3'ü, 'Türkiye'de yolsuzluk çok fazla' demiş. Yani buna göre, yolsuzluk Türkiye'de azalıyor'' dedi.

''Mahalli İdareler Sayıştayı'' önerisi

Etik Kurulu Başkanı Bilal Eryılmaz da yolsuzluğun tespiti konusunda teknik imkanların arttığını, bunun da yolsuzluk artıyormuş gibi bir izlenime neden olduğunu belirterek, yolsuzluğun artıp artmadığının, bir araştırmayla belirlenebileceğini ifade etti. Türkiye'de, yolsuzluğun önlenmesi için yapılan denetimlere değinen Eryılmaz, denetimlerin toplum adına yapıldığını, bu nedenle sonuçlarının kamuoyuna duyurulması gerektiğini ifade ederek, ancak Türkiye'de bunun yeterince uygulanmadığını savundu.

Eryılmaz, Türkiye'de yerel yönetimlerde imar komisyonu başkanları arasında müteahhit olanların bulunduğunu ifade ederek, ''özellikle imar işlerinde ve ihalelerde yolsuzluk potansiyeli var'' dedi. Sayıştay'ın Türkiye'de tüm belediyeleri denetleyemediğini, özellikle belde belediyelerin hiçbirinin denetiminin yapılmadığını iddia eden Eryılmaz, ''Türkiye'de mahalli idarelerle ilgili ayrı bir Sayıştay, 'Mahalli İdareler Sayıştayı'nın olması lazım'' görüşünü savundu.