Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç, yurtiçi tasarrufların artırılabilmesi için tasarruf sahiplerinin getiri, risk, likidite tercihlerine uygun bir yatırım araçları yelpazesinin olması gerektiğini söyledi

Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Dünya Bankası tarafından Türkiye Ülke Ekonomik Raporu kapsamında bugün Hilton Otel'de düzenlenen ''Yüksek Büyümenin Sürdürülebilirliği: Yurtiçi Tasarrufların Rolü'' konulu konferansın ardından ''Yurtiçi Tasarrufların Artırılması: Politika Önerileri'' başlıklı bir panel yapıldı. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Turalay Kenç burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de son 8-10 yılda tasarruf oranlarının neden düştüğü incelendiğinde; ''ülkede makro ekonomik istikrarın sağlanması''nın temel neden olarak ortaya çıktığını, vatandaşların ''temkinli olma'' güdüsüyle yaptıkları tasarrufların azaldığını söyledi. Tasarrufların azalmasında nüfus yapısının, tasarruf edebilen hanehalklarının yaş grupları ve ithal ürünlere ilginin de önemli ölçüde etkili olduğunu ifade eden Kenç, bunların yanında son 10 yıl içinde Türkiye'de çok önemli bir varlık fiyatı değişimi olduğunu, bu sıçramanın tasarruflar üzerinde bir servet etkisi yarattığını dile getirdi.

''Büyüme istihdamla gelmeli''

Yurtiçi tasarrufların artırılması için öncelikle yüzde 8-9'luk büyümenin istihdamla gelmesinin önemine işaret eden Kenç, bunun yanında kadın işgücünün artmasının da tasarrufu artırıcı bir faktör olacağını bildirdi. Kenç, şirketlerin tasarruflarını hangi faktörlerin artıracağına ilişkin olarak da ''Türkiye'de fonlama maliyetleri çok düştü, bu da şirketlerin harcanabilir gelirlerini ve tasarruflarını artıracak bir faktör'' dedi. Turalay Kenç, finansman kısıtlarının ortadan kaldırılmasının bu noktadaki önemine de dikkati çekti ve finansman kaynaklarına olan talep ve arzı doğrudan etkileyecek neler olabileceğine odaklanmak gerektiğini söyledi. Finansman kalitesinin önemine de değinen Kenç, ''Emeklilik fonları tarafından bu finansmanın yapılması sistemik riski azaltır'' diye konuştu. Geleneksel para politikası uygulamamanın da burada çözüm yollarından birisi olacağını ifade eden Kenç, Merkez Bankası olarak bunun için faiz koridorunu kullandıklarını ve finansmanın kalitesinin bu şekilde yükseltilebileceğini gösterdiklerini dile getirdi.

''Vadeler çok kısa''

Kenç, yurtiçi tasarrufların artırılması için finansal araçların çeşitlendirilmesi ile ilgili olarak da ''Tasarruf sahiplerinin getiri, risk, likidite tercihlerine uygun bir yatırım araçları yelpazesinin olması lazım'' dedi. Merkez Bankası olarak bu konuda da önemli adımlar attıklarını anlatan Kenç, TCMB'nin yükümlülükler için bankalardan istediği tutarların sadece TL olarak değil, başka araçlarla da ödenebilmesine imkan sağladıklarını hatırlattı. Kenç, bunun tasarruf sahiplerinin tercihlerine uygun olarak yönlendirilmesinde ve tasarruflarını ekonomiye yönlendirmelerinde önemli olduğunu düşündüğünü söyledi. Uzun vadeli yatırımların oluşabilmesi için uzun vadeli tasarrufların olması gerektiğini de belirten Kenç, şunları kaydetti: ''Bizim burada problemimiz var, vade çok kısa. Yatırım ufku çok kısa. Bunu nasıl uzatabiliriz? Bu konuda çalışmak gerekiyor. Bizim elimizde Merkez Bankası olarak bir takım enstrümanlarımız var ve bunları kullanıyoruz. Kısa vadeli yükümlülükler için yüksek munzam karşılıklar uyguluyoruz. Bunun sonucunda mevduatlarda vadenin biraz uzadığını söyleyebiliriz ama bu yeterli değil.'' Kenç, vade uzatılmasında genel politikaların önemine de işaret etti ve ''Politikalarımız ne kadar öngörülebilir olursa bu, vadenin uzatılmasında önemli bir unsur olacaktır'' diye konuştu. Turalay Kenç, bir diğer önemli başlığın da yatırımlarla tasarruflar arasındaki kanalın nasıl olması gerektiği ile ilgili olduğunu söyledi.

''Kredi kartında para harcamak istemeyeni kamçılayacak bir yapı var'

Kalkınma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erhan Usta da Türkiye'de tasarruf oranlarının 1990'lı yıllarda makro istikrarsızlığın bir sonucu olarak yüksek düzeylerde bulunduğunu ifade etti. Tasarrufların artırılmasının temelinde makro ekonomik istikrarın ve mali disiplinin sürdürülmesinin bulunduğunu belirten Usta, ''Kıdem tazminatı fonu burada önemli. Türkiye kıdem tazminatı meselesini çözmelidir. Bu, tasarruf açısından faydalı olacak bir konudur. Cari açığı azaltacak herşeyin gelir ve tasarruf üzerinde olumlu etkisi olacaktır'' dedi. Ülkedeki kredi kartı uygulamalarının da tasarrufların yetersizliği noktasında önemli bir etken olduğunu belirten Usta, ''Kredi kartında para harcamayan insanı kamçılayacak bir yapımız var'' diye konuştu. Piyasa gözetim ve denetiminin de bu konuda önemli bir başlık olduğuna işaret eden Usta, kalitesiz ve sağlıksız ürünlerin yurda çok kolay girdiğini ve tüketildiğini, bunun tasarruf için üzerinde durulması gereken bir konu olduğunu kaydetti. Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi İzak Atiyas da Türkiye'nin tasarruflar açısından ''gizemli, sıradışı'' bir yer olduğunu söyledi. Atiyas, ekonomide genel bakış açısının; ''büyüme oranlarındaki sıçramanın tasarruf oranlarında da sıçramaya yol açması'' şeklinde olduğunu, ancak Türkiye'de bunun tersinin görüldüğünü dile getirdi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile