CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Önce hal esnafını terörist ilan ettiler, sonra pazarcıları terörist ilan ettiler, sonra esnafı terörist ilan ettiler, sonra kendilerine oy vermeyenleri terörist ilan ettiler. En sonunda da CHP, İYİ Parti'yi terörist ilan etmeye başladılar. Akıl var, mantık var." dedi.
Haber Global'de katıldığı canlı yayında "Taraflar, seçim meydanlarında karşılıklı olarak çok ağır ifadeler kullanmıyor mu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, CHP olarak ağır ifadeler kullanmadıklarını, kendilerine yönelik her türlü iftiranın, karalama kampanyalarının yapıldığını, bugüne kadar siyasette görmediği kadar ağır suçlamaların yöneltildiğini söyledi.
Suçlamaların ve ağır ifadelerin tek taraflı olarak geldiğini ama ciddiye almadıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hiçbirisini hak etmiyoruz. Önce hal esnafını terörist ilan ettiler, sonra pazarcıları terörist ilan ettiler, sonra esnafı terörist ilan ettiler, sonra kendilerine oy vermeyenleri terörist ilan ettiler. En sonunda da CHP, İYİ Parti'yi terörist ilan etmeye başladılar. Akıl var, mantık var. Başka işiniz gücünüz mü yok sizin? Birisi eğer teröristse bu ülkenin polisi var, gelir yakalar, götürür savcıya teslim eder. Partileri bu kadar ağır bir suçlamaya muhatap yapmak ne kadar doğrudur?" yanıtını verdi.
- "Hükümet sensin, tutukla kardeşim"
"Partinizde HDP'li isimlerin, hatta PKK/KCK ile ilişkili isimlerin olduğu ve çeşitli yerlerden aday gösterildiği söyleniyor belediye meclis üyeliklerinde. Bu iddiaya yanıtınız var mı?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:
"Tamamı CHP'li. CHP listelerinden belediye meclis üyesi, il genel meclis üyesi, belediye başkanı, büyükşehir belediye başkanlarının tamamı CHP'li. CHP'ye kayıtlı. Savcılıkta, Yargıtay Cumhuriyet Savcılığında bunların zaten kayıtları da dosyaları da var. Bunlar seçime girmeden önce savcılıktan iyi hal kağıdı alıyorlar. Mezun oldukları okulla ilgili diplomalarını veriyorlar. Biz bunları Yüksek Seçim Kuruluna gönderiyoruz. Yüksek Seçim Kurulu bunlara bakıyor, 'bunların seçime girmelerinde hiç bir engel yoktur' diye karar veriyor. Suçluyorsunuz insanları. Nereden buluyorsunuz bu suçlayacak malzemeleri? 1960 yılında bilmem ne olmuş, 1970 yılında bilmem ne olmuş, 1980 yılında bilmem ne olmuş. 2019 yılındayız. Bir insan A partisine üye olabilir, B partisine üye olabilir, C partisine üye olabilir. İnsanları bu kadar omurgasızca suçlamak ahlaki değil. Biz bunlarla ilgili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk, tazminat davaları açtık, açmaya da devam edeceğiz. Eğer bir tane PKK'lı varsa, hükümet sensin tutukla kardeşim. Dön savcıya sor; 'Sen nasıl bir teröristi getirirsin belediye meclis üyesi yaparsın?' Ahlaktan ve erdemden yoksun insanlar, iftira ile iktidar olmak isterler. Biz buna girmeyiz. İspat etsinler şu PKK'lıdır, şu DHKP/C'lidir, şu IŞID'lidir neyse artık, neye göre iftira atıyorlarsa..."
- "Arkadaş siz dönüp bir kendinizi sorgulayın"
Kılıçdaroğlu, devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir kalkınma planının olmadığını ifade ederek, "Bunlar da 17 yıldır bu memleketi yönetiyorlar. Çünkü devlette liyakati bitirdiler. Bu süreç içinde bütün bu gerçekler dururken onların hedefinde ben ve CHP var, İYİ Parti var, Saadet Partisi var, HDP var, diğer partiler var. Arkadaş siz dönüp bir kendinizi sorgulayın. 'Ben 17 yılın sonunda nasıl oldu da bu milleti soğan kuyruğuna soktum?'. Gel onu anlat, gerekçesini anlat." diye konuştu.
"Cumhurbaşkanı Erdoğan PKK ile ilişkili 27 kişinin tespit edildiğini söylüyor. 'Bunların 19'u direk dağ kadrolarıyla bağlantılı. Bundan daha güzel ispat mı olur?' diyor. Anlaşılan o ki bir yasal süreç devam edecek seçimden sonra." ifadeleri üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"O zaman derhal o arkadaşın, belediye meclis üyesi neresiyse bilmiyorum... Bizim istihbarat örgütümüz yok. Devletin istihbarat örgütü var. 19 kişi doğrudan dağ ile bağlantılıysa ona seçimlere girme hakkını veren, iyi hal kağıdını veren savcıyı derhal savcılıktan atsınlar, Yüksek Seçim Kurulunu derhal lağvetsinler. Çünkü hem ilgili savcı hem Yüksek Seçim Kurulu, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan tutuklanmalı. Onların ikisi de onların emrinde."
- "Seçime girmek serbest, seçimi kazanmak yasak"
CHP'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş ile ilgili iddialara ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Ankara'dan korkuyorlar. Mansur Yavaş'tan korkuyorlar, tıpkı Ekrem İmamoğlu'ndan korktukları gibi." dedi.
İddiaların hepsinin hikaye olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Zorluyorlar 'acaba bir şey bulabilir miyiz?' diye. 'Mansur Yavaş kazanacak acaba engelleyebilir miyiz?' diye. Neyi engelleyeceksiniz? Vatandaş gelecek, Mansur Yavaş'a oy verecek. Düzgün, çalışkan, başarılır bir adam. Tertemiz bir aday. Siz bu adayı karalıyorsunuz, kampanyalar açıyorsunuz. Kazanamaz diyorlar, kazanacak. Halkın iradesine saygı duymak gibi bir kural vardır demokrasilerde. 'Halkın iradesine saygı duymayacağız' diye bugünden yayın yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Mansur Yavaş Ankara'da galip gelecek." diye konuştu.
"Sayın Cumhurbaşkanı seçimden sonra görevden alınma ihtimalini de çok ciddi şekilde ifade ediyor." sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Neye göre alacak? Hangi hukuki dayanağa göre? Öyle bir şey yok. Korkuyorlar. Mansur Yavaş bugün güzel bir açıklama yapmış bu iddialar karşısında; 'Seçime girmek serbest, seçimi kazanmak yasak'. O mantıkla şimdi yaklaşıyorlar. Seçime giriyorum yargı izin vermiş, savcılık izin vermiş. Seçme ve seçilme hakkım var. Seçmen listesinde adım var. Hangi ülkede seçmen listesinde teröristin adını görürsünüz Allah aşkına bana söyler misiniz?" yanıtı verdi.
- "MİT de açıklama yapsın"
İnsanın karnı doysun, mutlu olsun, her evde huzur ve bereket olsun diye politikalar ürettiklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Onlar kavga, kin, iftira üzerine politika üretiyorlar. Ne istiyorsunuz bizden? İstihbarat örgütünüz var. İstihbarat örgütünüz varsa bugüne kadar niye beklediniz? Seçimlere üç gün kaldı her türlü iftira. Devletin istihbaratı ayrı, partinin istihbaratı ayrı. Bürokraside 27,5 yıl çalıştım. Liyakat esasının geçerli olduğu bir devlette, devletin bürokratı devlet için çalışır, siyasal iktidar için değil. Parti memuru değildir, devletin memurudur. Adı da üstünde zaten Devlet Memurları Kanunu, Siyasi Parti Memurları Kanunu değil. Çünkü siyasi partiler gelir geçer, ama devlet bakidir. Devlete hizmet yapılır. Kim yapar? Bürokrat yapar. Bürokratın görevi nedir? Siyasi otoritenin verdiği çerçeve içinde görevini yerine getirir. Devletin istihbarat örgütü, partinin istihbarat örgütüne dönmüşse, 1950, 1960, 1970, 1980'lerde çıkan af kanunlarına göre bu belgelerin tamamının imhası gerekirken hala saklanıyor. O yıllarda askeri darbeler oldu. Darbelerin yaptığı fişlemelerden medet umarak bunları yapıyorlar, bir de diyorlar ki 'biz demokratız'. Ne demokratı? Darbelerden, darbecilerden beslenen insanlar bunlar. Devletin istihbarat örgütü, partinin istihbarat örgütüne dönüşüp bunu havuz medyasına servis yapıyorsa o artık Milli İstihbarat Teşkilatı değildir, başka bir istihbarat teşkilatıdır."
"Milli İstihbarat Teşkilatı ile ilgili olarak çok ciddi bir ithamda bulundunuz." sözlerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İtham değil gerçek. En somut örnek bu işte. Bunlar nerede? Bizim arşivimizde yok böyle bir şey. Benim bildiğim kadarıyla AK Parti'nin arşivinde de yok böyle bir şey. Nerede bu arşiv. Bu arşivi tutmak başlı başına bir suç. Havuz medyası getirsin bakalım kaynağını açıklasın. Uydurma bir sürü şeyler. Milli İstihbarat Teşkilatı da açıklama yapsın. Bekliyoruz. Bu rezaletler, iftiralar, ahlaksızlıklar, yasa dışı uygulamalar nereden çıkıyor? Devlet, parlamento size ne zamandan beri böyle bir yetki verdi? İnsan utanır, ahlak sahibi olur. Her türlü suçlamayı yapıyorsunuz, yazıktır, günahtır." yanıtını verdi.
Sakarya'daki tank palet fabrikasının özelleştirilmesi konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Beni üzen ise Sayın Bahçeli'nin çıkıp hiç bir şey söylememesi. 'Milliyetçiyim' diyor ya, şimdi sormak lazım. Ben mi milliyetçiyim, o mu milliyetçi? Ben mi vatan severim o mu vatan sever? Benim ülkülerim mi var onun ülküleri mi var? Ben mi Türkiye'yi düşünüyorum o mu Türkiye'yi düşünüyor? Erdoğan'ı bırakıyorum bir tarafa. Erdoğan zaten bunu satıyor, peşkeş çekiyor. Erdoğan'ın ben vatansever olduğuna inanmıyorum. Adımın Kemal olduğu kadar eminim. O başka dünyaların insanı. Siz trilyonlarca dolar para kazanacaksınız bu ülkenin insanından, 17 yılın sonunda soğan kuyruğuna sokarsanız, oturup düşünmemiz lazım."
Kılıçdaroğlu, seçim sonucuna bağlı olarak bir erken seçim tartışması çıkarıp çıkarmayacağının sorulması üzerine "Hayır. Bu bir yerel seçim. Türkiye bundan zarar görür. Millet seçimden bıktı." dedi.
'Yüksek Seçim Kurulunu Derhal Lağvetsinler'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: 'Önce hal esnafını terörist ilan ettiler, sonra pazarcıları terörist ilan ettiler, sonra esnafı terörist ilan ettiler, sonra kendilerine oy vermeyenleri terörist ilan ettiler. En sonunda da CHP, İYİ Parti'yi terörist ilan etmeye başladılar. Akıl var, mantık var' 'MİT de açıklama yapsın. Bekliyoruz. Bu rezaletler, iftiralar, ahlaksızlıklar, yasa dışı uygulamalar nereden çıkıyor? Devlet, parlamento size ne zamandan beri böyle bir yetki verdi? İnsan utanır, ahlak sahibi olur' 'Halkın iradesine saygı duymak gibi bir kural vardır demokrasilerde. 'Halkın iradesine saygı duymayacağız' diye bugünden yayın yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Mansur Yavaş Ankara'da galip gelecek'