Yükselen Avrasya'da Türkiye-Rusya İlişkilerinin Geleceği Konferansı

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Rusya'ya domates ihracatıyla ilgili olarak, "Firma sınırlamasının büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Niye yapıldığı belli değil. Son derece şeffaf bir şekilde her firmanın ihracat yapabilmesi lazım." dedi.

Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından, Antalya Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde, "Antalya Zirvesi: Yükselen Avrasya'da Türkiye-Rusya İlişkilerinin Geleceği Konferansı" düzenlendi.

Antalya'nın Belek Turizm Bölgesi'nde bulunan bir otelde gerçekleştirilen konferansın "Türk-Rus Ticaretinde 2023 Hedefleri ve 2019 Ajandası Ne Olmalı?" oturumunda konuşan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye-Rusya arasında 2008 yılında 31,4 milyar dolar olan dış ticaret hacminin uçak krizinin ardından ciddi şekilde düştüğünü, geçen yıl tekrar artan ivmeyle dış ticaret hacminin 19,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini bildirdi.

Büyükekşi, 2008 rakamlarını yakalamak için çaba sarf edeceklerini belirterek, "Rusya'ya ihracatımızda daha çok yaş meyve sebze ihracatı öne çıkıyor. Bizim ihracatımız sadece yaş meyve sebzeden ibaret olmamalı. Ticaretimizi farklı konularda mutlaka geliştirmemiz lazım." diye konuştu.

Katma değeri düşük ürün ihracatıyla Rusya ile dış ticaret hacminde hedef rakam 100 milyar doları yakalamanın mümkün olmadığını ifade eden Büyükekşi, Rusya'nın en fazla ithal ettiği ürünlerin makine, mekanik cihazlar ve taşıt araçları olduğunu, Türkiye'nin bu alanlarda 200 ülkeye ihracat yaptığını ve büyük potansiyeli bulunduğunu, Rusya'ya da çok rahat bir şekilde bu ihracatı yapabileceğini bildirdi.

- Domates ihracatı

İki ülke ticaretinde vize konusunun hala büyük bir engel teşkil ettiğini anlatan Büyükekşi, "Vize ve çalışma izinleri konusundaki aksaklıkların bir an önce çözüme kavuşturulması lazım." değerlendirmesinde bulundu. Rusya'nın domates ithalatı için Türkiye'den 14 firmaya izin verdiğini anımsatan Büyükekşi, "Firma sınırlamasının büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyoruz. Niye yapıldığı belli değil. Son derece şeffaf bir şekilde her firmanın ihracat yapabilmesi lazım." dedi.

Büyükekşi, TİM olarak çeşitli ülkelerde Türk ticaret merkezleri açtıklarını vurgulayarak, son olarak Londra'da ticaret merkezi için yer kiraladıklarını, en kısa zamanda Moskova'da da ticaret merkezi açmak istediklerini dile getirdi.

Ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerin ticareti kesinlikle aksatmaması gerektiğini vurgulayan Büyükekşi, "Ticaret ve siyasetin ayrı ayrı yürümesi lazım. Çünkü ülkeler arasında ticaret ve siyaset zaman zaman farklı rotalar çizebiliyor. Şu anda örnek verecek olursak İsrail'le bunu çok rahat yapıyoruz. Zaman zaman İsrail'le siyasi ilişkiler bozuluyor ama ticari ilişkilerimiz artarak devam ediyor." diye konuştu.

Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Altan Elmas da Türkiye'den gayrimenkul alımında Rus vatandaşlarının düşük bir hacim oluşturduğunu, bunun çok rahatlıkla artırılabileceğini bildirdi.

- "Yüzeysel olarak tanıyoruz birbirimizi"

Rus Sanat ve Kültür Derneği Başkanı İrina Balcı ise iki ülke arasında kültür ve sosyal iş birliği için bir internet platformu oluşturulması gerektiğini dile getirdi. Balcı, "Maneviyat derin olsun ki maddiyat maneviyatı desteklesin." diye konuştu.

Rus siyaset bilimci Alexander Dugin de iki ülke arasındaki ilişkilerde ekonominin birinci planda olmaması, manevi ve kültürel ilişkilere daha çok önem verilmesi gerektiğini kaydetti.

Dugin, şöyle konuştu:

"Biz aslında ülkelerimizin derin olarak otantik unsurlarını bilmiyoruz, Türk olsun, Rus olsun sadece yüzeysel olarak tanıyoruz birbirimizi. Kültürlerimizi, tarihimizi, kahramanlarımızı daha derinden tanımamız gerekiyor. Çünkü bilmeyen insanları kandırmak kolay. Uzun vadeli projelerin yürümesi ve oluşturulması için birbirimizi derinden tanımamız gerekiyor. Felsefe, kültürel ve manevi ilişkilere yatırım yapılması gerekir diye düşünüyorum. Buraya milyonlarca Rus turist geliyor ama Türkiye'yi tanımıyor biliyor musunuz? Ben buraya yıllardır gelirim, Antalya'daki otellerin hayranıyım ama ben Türk kültürünü, Türk toplumunu tanıdığım zaman Türkiye'ye başka bir gözle bakmaya başladım. Türkiye ile derinden ilgilenmeye başladım. Birbirimizi daha iyi tanımalıyız ki bunların olumlu sonuçları ekonomi ya da siyasete yansısın."