Programın koordinatörlüğünü NUPI ' de Türkiye üzerine araştırmalar yapan Einar Wigen yaptı . Panele konuşmacı olarak Türkiye ' den Ortadoğu Teknik Üniversitesi ( ODTÜ ) Siyasal Bilimler Fakültesi ' nden Prof . Dr . Oktay Tanrısever ve Koç Üniversite ' sinden Prof . Dr . Murat Somer katılırken , Amerika Boston Üniversitesi ' nden Afganistan üzerine araştırmalarıyla bilinen Thomas Barfield ve İngiltere London King ' s College ' dan Ortadoğu uzmanı Bill Park da davet edilen diğer konuşmacılar olarak programda yerlerini aldı .
Açılış konuşmasını NUPI proje direktörü Iver Neumann gerçekleştirdi . Panel , İsrail ' in Gazze yardım gemilerine saldırıp Türkiye ile ilişkilerinin kopma noktasına geldiği bir döneme rastlamasından dolayı , Norveçliler tarafından yoğun bir ilgi gördü . Akademisyenlerden büyükelçilik yetkililerine , gazetecilerden dışişleri bakanlığı diplomatlarına kadar birçok kişi programa iştirak edip sordukları sorularla konuşmacıları terletti .
İki kısımdan oluşan panelin ilk bölümünde " Türkiye ' nin Doğu komşuları - İran , Kafkaslar ve Orta Asya " konusu Prof . Dr . Oktay Tanrısever ve Thomas Barfield tarafından ele alındı . Bu bölümde " Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin geleceği " , " Türkiye ' nin Afganistan ' daki rolü ve önemi " , " Türkiye Rusya ilişkileri " , " Azerbaycan ve Kazakistan ile enerji alanındaki gelişmeler " , " Savaş sonrası Gürcistan ile ilişkiler " gibi konulara değinen konuşmacılar , özellikle son dönemde Türkiye ' nin bu bölgeye yönelik yürüttüğü dış politika stratejilerini değerlendirdi .
Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinin Dağlık Karabağ meselesinin çözümüne bağlı olduğunu savunan Tanrısever , iki ülke arasında imzalanan protokolün Rusya ' nın Ermenistan ' a yaptığı baskı sonucu " son dakika kararıyla " atıldığını iddia ederek , imzanın atılmasından sonraki süreçte de ilişkilerin tekrar bozulduğunu ve iki ülkenin birbirini suçlayan açıklamalar yapmaya başladığına dikkat çekti . Diğer yandan iki ülke ilişkilerinin gelişmesinin bölgenin ekonomik , kültürel ve sosyal gelişimi açısından çok önem arz ettiğini de sözlerine ekleyen Tanrısever , Azeri diplomatların bu konudaki görüşlerinin ise diğer ülkelerden tamamen farklı olduğuna vurgu yaptı .
Boston Üniversitesi ' nden Thomas Barfield ise Afganistan ' da Türkiye ' nin çok önemli bir role sahip olduğunu kaydederek , gerek aynı dinden olması gerekse ortak tarihe sahip olması sebebiyle bölge insanının halinden en iyi anlayan ve Afganlıların da en çok güvendiği ülkenin de yine Türkiye olduğunu savundu . Orta Asya ' daki Türkçe ve Türk kimliği üzerine sorulan bir soruya Barfield , " Bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var . Her ülke ' en iyi Türk biziz ' dediğinde ortaya bir lider ülke sorunu çıkabilir " şeklinde cevap verdi . Amerikalı uzman ayrıca , Ukrayna ' daki turuncu devrimden sonra kurulan yeni hükümetin Rusya ile ilişkilerinin iyi olduğuna ve bunun da Rusya ' nın enerji boru hatları konusunda Türkiye ' ye olan bağımlılığını azalttığına vurgu yaptı . Rusya ' nın Türkiye için bir model olamayacağına da değinen Barfield , iki ülkenin ilgi alanlarının ve " Avrupa tanımlamasının " farklı olduğunu belirtti ve ekledi : " Rusya büyük ve global bir güç olduğu için Türkiye ' ye nazaran dış politika stratejilerini revize etmesi daha zor ve zaman alıcı oluyor . "
" TÜRKİYE EĞİTİM VE TİCARET İLE BÖLGEDE AÇILIM YAPIYOR "
Panelin ikinci kısmında ise " Türkiye ve Ortadoğu " başlıklı konu Bill Park ve Prof . Dr . Murat Somer tarafından masaya yatırıldı . Geçtiğimiz haftalarda İstanbul ' a gittiğini ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ' nun konuşmacı olduğu bir seminere katıldığını söyleyerek sunumuna başlayan Park , Davutoğlu ' nun bu seminerde yaptığı söylemleri değerlendirerek Türkiye ' nin yeni dış politika vizyonu hakkında değerlendirmelerde bulundu .
Ortadoğu ' da gündemin çok hızlı değiştiğini ve Türkiye ' nin bu dinamik gündeme rağmen kendini gelişmelere çok iyi adapte edebildiğini ifade eden İngiliz uzman , " Bütün komşularla ' sıfır problem ' amaçlanıyor ve ' yumuşak güç ( soft power ) ' dediğimiz ticaret , eğitim , kültür alışverişinin arttırılması hedefleniyor . " şeklinde konuştu . Ahmet Davutoğlu ' nun dış politika açılımını " yeni Osmanlıcılık " olarak isimlendirenlerin sayısının bir hayli fazla olduğunu , fakat Davutoğlu ' nun bu ifadenin kullanılmasını kesinlikle tasvip etmediğini kaydeden Park , " Davutoğlu , şimdiye kadar alışılagelen birçok kavram veya tanımı da değiştirdi . Mesela Sayın Bakana göre , Türkiye ne batı ne de doğuya ait . Türkiye merkezde , dünyanın kalbi hükmünde ve hiçbir yere ait değil . " dedi .
Suriye , Lübnan , Mısır gibi ülkelerle sınırların kalktığını ve İstanbul Eyaleti , Halep Eyaleti gibi " eyalet sisteminin " getirilmeye çalışıldığını ileri süren Bill Park sözlerini şöyle sürdürdü : " Avrupa ' ya olan bağımlılık azaltılıyor . Çin , Hindistan , Brezilya gibi ticari kapasitesi yüksek olan ülkelerle ilişkiler geliştirilmeye çalışılıyor . Dışişleri Bakanı ayrıca , hiçbir ülkeye ders vermeye çalışmadıklarını , her ülkenin kendine has modelini geliştirmesi gerektiğini düşündüklerini belirtiyor . Davutoğlu , bir Türk gibi değil de , sanki bir dünya vatandaşı gibi dünyanın geleceği hakkında düşüncelerini söylüyor " .
İngiliz Ortadoğu uzmanı öte yandan bütün ülkenin dış politikasının tek bir kişiye bağımlı olmasının büyük bir risk taşıdığını vurgu yaparak , Türkiye ' nin yeni dış politika vizyonuna yönelik bazı eleştirilerde bulundu . Park , Komşularla ' sıfır problem ' parolasıyla yola çıkılmasına rağmen dini veya kültürel kimliğin ön plana çıkartıldığını ve bunun da ilişkilerde " ön yargı " oluşturduğunu savunarak şu eleştiride bulundu : " Azerbaycan ' a yaklaşımla Ermenistan ' a yaklaşım bir değil . Eğer insan hakları ihlali var diye İsrail ' i kınıyorsan ; o halde Suriye , İran , Irak ' ı da kınaman gerekmez mi? İlişkilerde çifte standart uygulanıyor . "
Koç Üniversitesi ' nden Prof . Dr . Murat Somer de yaptığı konuşmada dış politikayı büyük oranda etkileyen iç politika üzerinde durarak demokrasi , insan hakları gibi konularda ülkemizde büyük ilerlemelerin yaşandığını kaydetti . Diğer Müslüman ülkelerin aksine Türk insanının kendine olan özgüveninin çok fazla olduğunu aktaran Somer , bunun da dış politikada aktif rol almada büyük önem arz ettiğini belirtti . Türkiye ' nin bir ticaret merkezi haline geldiğine de değinen Türk Profesör , " Kuzey Irak ' ta her yerde Türk ürünleri var . Kuzey Iraklıların şunu söylediğine şahit olmuştum : ' Türkler bir gün gelecekse diplomat olarak değil de tüccar olarak buralara gelecek . "