Türkiye'nin kültürel diplomasi kuruluşu Yunus Emre Enstitüsünün (YEE) yurt dışındaki merkezlerinde görev yapan merkez müdürleri, "10. İstişare ve Eğitim Toplantısı" kapsamında başkentte bir araya geldi.
Bir otelde İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan toplantı, YEE'nin tanıtım filmi gösterimi ve neyzen Burcu Karadağ'ın senfonik orkestra eşliğinde Türk müziğinin klasik eserlerini sunumuyla sürdü.
Toplantıda konuşan YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, YEE'nin temel misyonunun dünya ile insani bağlar kurmak olduğunu söyledi.
Bu bağların dört temel sac ayağına bağlı bulunduğuna dikkati çeken Ateş, bunları Türkçe öğretimi, kültür-sanat faaliyetleri, kültürel diplomasi, Türkoloji ve eğitim faaliyetleri şeklinde sıraladı.
Ateş, bu yıl uygulanmasına başlanan "AB Kültürlerarası Diyalog Hibe Programı" kapsamında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile Türkiye arasındaki kültür köprüleri ve iletişim ağlarının arttırılacağını dile getirdi.
Dünyanın farklı ülkelerinde basın, medya, dijital mecra yansımaları ile "olumlu bir Türkiye algısının" oluşmasına katkıda bulunulduğunu belirten Ateş, "10 kere döndü dünya güneşin etrafında, biz anlatırken Türkiye'nin hayalini, Türkiye'nin hayalini kuran yaşıtımız çocuklar gördük." dedi.
YEE'nin 2009 yılında kurulduğunu anımsatan Ateş, 10 yıldır Türkiye'nin kültürel zenginlikleri ve dilini dünya ile buluşturarak, ekonomik, kültürel, akademik ve insani bağların zeminini oluşturduğunu söyledi.
- "YEE'nin temel felsefesi merhamet, empati ve birlik yaklaşımıdır"
YEE'nin temel felsefesinin merhamet, empati ve birlik yaklaşımı olduğunu kaydeden Ateş, "Sadece anlatmaya değil, dinlemeye ve öğrenmeye önem veriyoruz. Bize göre kültür, sadece tanıtmak ve anlatmak değil, dinlemek ve öğrenmektir. Gittiğimiz ülkeleri zengin-fakir, gelişmiş-az gelişmiş diye sınıflandırmıyoruz. Her bireyi bir şahsiyet olarak görerek o bireye ulaşmaya, o bireyi tanımaya çalışıyoruz. Her bir kültür ve yaşam tarzını biricik ve özel görüyoruz. Varoluşu, dillerin, renklerin, kültürlerin parçası olarak gören bir anlayışa sahibiz." ifadelerini kullandı.
Ateş, şunları kaydetti:
"Güç kelimesini yumuşak dahi olsa kullanılmasını doğru bulmuyoruz çünkü hem insanlar hem devletler arası ilişkilerde güç tehlikelidir ve ilişkilerde büyük bir zaaf ve güvensizlik oluşturur, içinde bir tehdit barındırır ve samimiyetten uzaktır. YEE'nin temel felsefesi merhamet, empati ve birlik yaklaşımıdır. Diğerini hissedebilmek için birlik düşüncesine sahip olmalıyız. Hissetsek ötekini yok sayabilir, dışlayabilir miyiz?"
- Necip Fazıl'ın "Aynadaki Yalan" adlı eseri
Kültürel diplomasi çalışmalarının 4 aşamadan oluştuğunu belirten Ateş, "İlki, kendi kültürünü faaliyetler vasıtasıyla yansıtma. İkincisi, kültürel unsurlara promosyon ya da destek verme. Üçüncüsü, karşılıklı olarak değişim programları. Nihai aşama ise kendi ülkenizde ya da başka ülkelerde fırsatlara erişim imkanı tanımaktır." diye konuştu.
Dil, düşünce, kültür ve medeniyet, insanların ihtiyaç duyduğu barışın aktif şekilde tesisi için gerekli olduğunu vurgulayan Ateş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bizim kültür merkezlerimizde yaptığımız faaliyetlerin büyük çoğunluğu, birinci ve ikinci aşama faaliyetlere girmektedir. Kültürel örneklerin yansımalarıyla, Türkiye hakkında olumlu algı oluşturmaya çalışıyoruz. Oysa imaj sadece bir yansıtmadır. Ömrümüz, başkalarının haklarımızda iyi düşünmelerini sağlamakla geçiyor. Başkaları bizi iyi bilsin diye hep aynalara iyi bir yansıma göndeririz ama bu gerçek biz değiliz. Varoluş ne yazık ki zamanımızda görünmeye indirgenmiştir. Biz dünyanın farklı köşelerinde insanlara hoş görünmek ve neşelendirmek için faaliyet yapmıyoruz.
Bu bakımdan faaliyetlerimiz, imaj ve yansıtma ile sınırlı kalmamak için özellikle buradan Necip Fazıl Kısakürek'in 'Aynadaki Yalan' adlı eserini yeniden okumanızı öneririm."
Prof. Dr. Ateş, YEE olarak insanlara olayları ve dünyayı anlamlandıracak hikmet penceresi açmaları gerektiğini söyledi.
"İnsan, mana ve düşünceden oluşur." diyen Ateş, şunları belirtti:
"Dil, düşünce, kültür ve medeniyet, insanların ihtiyaç duyduğu barışın aktif bir şekilde tesisi için gereklidir. Bize göre, hayatın tamamı zıtlıklar üzerine kurulmuştur. Tez-antitez, artı-eksi, gece-gündüz, hayat-ölüm, melek-şeytan, hep zıtlıklar vardır. O halde tüm varoluş, zıddıyla birlikte var olur diyebiliriz. Varlık olabilmesi için alternatifinin de olması gereklidir. Yunus Emre bize, insan olarak birbirimizin kurdu değil, ufku olmamızı öğretir. Bir kalbe girmek algı endekslerinde önde gelmekten çok daha önemlidir. On yıldır dünyada güzellikleri, iyilikleri yaygınlaştırıp estetik beğenilerimiz arasında ortak noktalar bulmaya çalışıyoruz."
10. İstişare ve Eğitim Toplantısı, YEE Kızılay binasında enstitü birim amirleri ziyaretleri, bölge merkezlerinin sunumları ve yıllık değerlendirmelerle 13 Haziran'a kadar devam edecek.
Yunus Emre Enstitüsü 10. İstişare Ve Eğitim Toplantısı
YEE Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş: 'Yunus Emre bize, insan olarak birbirimizin kurdu değil, ufku olmamızı öğretir' 'Güç kelimesinin yumuşak dahi olsa kullanılmasını doğru bulmuyoruz çünkü hem insanlar hem devletler arası ilişkilerde güç tehlikelidir ve ilişkilerde büyük bir zaaf ve güvensizlik oluşturur, içinde bir tehdit barındırır ve samimiyetten uzaktır. YEE'nin temel felsefesi merhamet, empati ve birlik yaklaşımıdır'