'Yüzünden nur eksik, yiyip yiyip şişmişsin, yürüyemiyor yuvarlanıyorsun'

BDP'lilerin PKK'lılarla buluşması sırasında Gülten Kışanak'ın PKK'lı teröristlere sarılması Star Yazarı Aziz Üstel'i çok sinirlendirdi. Üstel bugün kaleme aldığı yazısında Kışanak'a, 'Yüzünden nur eksik, gözünün feri sönmüş, dişlerin sapsarı, sırtlan kaç para eder, kıpkızıl dudaklarına kan çalmışın ki renk gelsin, yiyip yiyip şişmişsin, yürüyemiyor yuvarlanıyorsun sanki. Tombul kolların heriflerin boynunda kimbilir neler fısıldıyorsun kulaklarına! ' sözleriyle çıkıştı.

İşte Aziz Üstel'in, BDP Eş Başkanı Gülten Kışanak'ı çıldırtacak o yazısı:

Akrep gibisin be kardeşim!

Akrep gibisin kardeşim/Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi (...)/ Koyun gibisin kardeşim/Gocuklu celep kaldırınca cepkenini/sürüye katılıverirsin hemen (...)/ Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani/Hani şu derya içre olup /deryayı bilmeyen balıklardan da tuhaf/Ve bu dünyada bu zulüm/senin sayende...

Rahmetli Nazım Hikmet bu şiirin sanki senin için yazmış Esed 'iyle, El Muhaberat 'ıyla, Cemil Bayık 'ıyla, Karayılan 'ıyla, Selahattin 'iyle, Gülten 'iyle, Emine 'siyle ve de benzeri meşrubatıyla...

Eli silahlı, pişmiş kelle gibi sırıtan delikanlıya hasret, özlem ve daha ne tür duygular taşıyorsan onlarla sarılıyorsun terör vekili ama benim ciğerimi dağlayan, güzelim Gaziantep 'imde öldürdüğün, daha bir yaşında olan yavrum için bir “başsağlığını” esirgiyorsun!

Akrep gibisin çünkü! Akrep de sokar öldürür; “Niye?” diye sorana “Valla huyum bu benim... kusura kalma” der, savuşur karanlığa. Tıpkı senin gibi!

Yüzünden nur eksik, gözünün feri sönmüş, dişlerin sapsarı, sırtlan kaç para eder, kıpkızıl dudaklarına kan çalmışın ki renk gelsin, yiyip yiyip şişmişsin, yürüyemiyor yuvarlanıyorsun sanki. Tombul kolların heriflerin boynunda kimbilir neler fısıldıyorsun kulaklarına!

Ertuğrul Kürkçü de pek bir sırıtkan katillere bakarken. Ertuğrul 30 Mart 1972 Tokat 'ın Niksar ilçesi Kızıldere Köyü 'nü hatırla hele! Mahir Çayan, Ömer Saffet Alp ve diğerleri öldürülürken sen nasıl olmuştu da samanlığa gizlenmiş, sağ salim çıkabilmiştin o ateş çemberinden. Yaşamın boyunca yaptığın tek dişe dokunur (!) iş, Marx 'ın Das Kapital 'ini, kimsenin anlayamayacağı kadar berbat bir biçimde çevirmiş olman! Gaziantep 'te yaşamını yitiren daha bir yaşına basmamış yavrucağın ailesinden biriyle karşılaşsan bir gün, ne diyeceksin? Hanginiz ne diyebilecek!

Hepiniz, Esed 'inden tut, bir dönem Suriye nüfusunun yüzde seksenini muhbir diye kullanan El Muhaberat 'a, uyuşturucu tacirlerinin muhafızı ve İsviçre bankalarına, Cayman Adalarına, Lüksemburg bankalarına yüzlerce milyon doları istifleyen PKK kodamanlarına, silah zoruyla oy toplayan, adında nedense “barış” sözcüğü bulunduran ve de bu sözcüğü kirleten millet değil terör vekillerine kadar dünyanın en tuhaf mahluklarısınız... Ve bu dünyada, bu zulüm sizin sayenizde!