Günaydın, düzenlediği basın toplantısında, dünya üzerinde yaşanan tahıl fiyatlarının yükselişi ve GDO'lu ürünlerle ilgili açıklamalarda bulundu.
Günaydın, dünyadaki buğday fiyatının artışının nedeninin Rusya olduğunu, Rusya'da yaşanan kuraklık ve orman yangınları sonrasında yıl sonuna kadar getirilen buğday ihracat yasağını bahane eden küresel oyuncuların yoksul insanların temel besin maddesi üzerinde spekülasyon yapmaktan geri durmadıklarını kaydetti. Günaydın, küresel oyuncular tarafından yapılan bu spekülasyonlardan Türkiye'nin de payını alacağını ifade etti. Günaydın, şunları söyledi: "Bu durum buğday ekim alanı ve üretim miktarı azalan Türkiye'nin bir taraftan ithalat faturasını yükseltecek. Diğer taraftan üreticinin elinden çıktıktan sonra iç piyasada da buğday fiyatlarının speküle edilebileceği bir ortam doğacaktır."
Günaydın, Türkiye'nin nüfusunun giderek arttığını, bu artışla birlikte oluşan buğday açığının ise ithalat yolu ile kapatıldığını hatırlattı. Günaydın, "Türkiye'nin 2000–2009 dönemindeki nüfusunun 67,4 milyondan 72,5 milyona yükseldiğini, dolayısıyla kişi başına 200 kg buğday talebi üzerinden 1 milyon ton ilave buğday talebinin oluştuğu düşünüldüğünde, üretim açığının giderek yükselen ithalat ile kapatılmaya çalışıldığı açıktır." dedi.
Günaydın, Biyogüvenlik Yasası'nın söz konusu yönetmeliklerinin yasanın yayın tarihinden en geç üç ay içerişinde çıkarılması gerektiğini, ancak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın yönetmelikleri iki ay geciktirdiğini, ortaya çıkan bu yasal boşlukta komite aracılığı ile 32 çeşit GDO'nun Türkiye'ye girmesine izin verildiğini öne sürdü.