Duruşmada söz alan sanık Ruhi Abat, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin en ince damarlarına nüfus etmiş kara ekip hala iş başında” dedi.
Zirve Yayınevi Davası’nın 106’ncı duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.
Duruşmaya sanıklar Ruhi Abat, emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Mehmet Çolak, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan’da katıldı.
Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Hüseyin Yelki, Levent Ercan Gelegen, Adil Akçay ve Adem Gedik ise duruşmaya katılmadı.
Sanıklardan Salih Gürler, Emre Günaydın, Cuma Özdemir ve Abuzer Yıldırım, esas hakkındaki savunmalarını hazırlamak için ek süre talep ettiler. Hamit Çeker ise savunmasının yazılı bir şekilde hazır olduğunu, celse arasında mahkemeye göndereceğini ifade etti.
Savunmasını yüzde 90 hazırladığını kaydeden sanık Murat Göktürk’de, bir sonraki duruşmada savunma yapacağını belirtti.
Sanıklardan Abdullah Atılgan ve Mehmet Çolak, esas hakkında savunmaları için ek süre talep ettiler.
“PARALEL YAPININ TETİKÇİSİNE İTİBAR EDİLMEMELİ”
Bazı taleplerde bulunan sanık emekli Albay Mehmet Ülger, ilk olarak esas hakkındaki savunması için ek süre talep etti. Daha sonra davanın gizli tanığı İlker Çınar hakkında konuşan Ülger, Çınar’ın doğrudan jandarma teşkilatını hedef aldığını iddia etti. Ülger, “Paralel yapı bir dönem Malatya adliyesini hakimiyetine almak için yapmadığını bırakmadı. Bu yapı ilk önce şahsımı hedef aldı ve bana iftiralar attı. Paralel yapının tetikçisi İlker Çınar’a itibar edilmemelidir. İlker Çınar’ın attığı iftiralardan dolayı hakkında yasal işlem başlatılmasını talep ediyorum” dedi.
Esas hakkındaki savunması için en süre talep eden Haydar Yeşil, “Önceki savunmamda beyan ettiğim İlker Çınar’ın ele geçirdiği flash belleğin nasıl ele geçirildiği, ele geçirildiğine ilişkin tutanak tutulup tutulmadığı, başka şeylerin ele geçirilip geçirilmediği ve İl Emniyet toplantılarından yapılan sunumların dosyaya celp edilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Daha sonra söz alan Ruhi Abat, “Bu dosyada yer alan TUSHAD denen ucubeyi kaldır yerine Paralel devlet yapılanmasını koy, bütün noktalar dolar. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanan failli meçhul cinayetler, hatta ve hatta merhum Muhsin Yazıcıoğlu kazasının yürütme organının üzerine ihale edilmek üzere yapıldığı çok açık. Malatya Adliyesi’nde bir bakanı dinlediniz mi diye sormuştum. Bu beyanlarımı mahkeme dikkate almadı. Malatya’da bir bakan dinlendi mi? Bunu merak ediyorum, bu ortaya çıksın. Türkiye Cumhuriyeti devletinin en ince damarlarına nüfus etmiş bir kara ekip hala iş başında. Menfur Zirve cinayetinde gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyorsanız, cinayetten 1 dakika 37 saniye sonra olay yerine gelen kişileri araştırmalısınız. Daha önce de belirttiğim gibi dijital verilerin bilirkişi tarafından incelenmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.
9 EYLÜL’E ERTELENDİ
Sanık ve avukatları dinleyen mahkeme heyeti daha sonra ara kararlarını açıkladı.
Heyet, esas hakkında savunma yapmak için ek süre talep eden sanıklar ve sanık müdafilerine ek süre verilmesine, İl Emniyet Toplantı tutanaklarının dosyaya celbi yönündeki taleplerin reddine, tutuklu sanık Varol Bülent Aral’ın tutukluluk halinin devamına ve bir sonraki duruşmaya dahil edilmemesine, İlker Çınar tarafından dosyaya delil olarak sunulan flash belleklerin imajlarının bilirkişi tarafından incelenmesine, önümüzdeki celse esas hakkındaki savunmalarının hazırlanmasına aksi halde sanık ve avukatların savunma vermekten vazgeçtiği kararının verilmesine karar verdi. Mahkeme heyeti, Zirve Yayınevi Davası’nın 107’nci duruşmasını 9 Eylül tarihine erteledi.
Zirve Yayınevi Davası'nın 106'Ncı Duruşması Görüldü
Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 106’ncı duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.