Zirve Yayınevi Davasında Tahliye Edilenler Cezaevinden Çıktı
Zirve Yayınevi Davası’nda ek iddianame ile tutuklanan ve olayın azmettiricileri olarak yargılanan emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil ve öğretim görevlisi Ruhi Abat 4 yıl aradan sonra tahliye edildi.
18 Nisan 2007 tarihinde Malatya’da yaşanan Zirve Yayınevi cinayetleri sonrası yürütülen soruşturmada 2011 yılında hazırlanan ek iddianame cinayetlerin azmettiricileri olarak tutuklanan emekli Albay Mehmet Ülger, Binbaşı Haydar Yeşil ve öğretim görevlisi Ruhi Abat bugün görülen duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Tahliye işlemlerinin gerçekleştirilmesinin ardından askeri cezaevinde bulunan muvazzaf Binbaşı Haydar Yeşil, askeri araçla evine bırakılırken Malatya E Tipi Cezaevi’nde bulunan Mehmet Ülger ve Ruhi Abat da akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Cezaevi çıkışında aileleri ve dostları tarafından karşılanan Ülger ve Abat, 4 yıl sonra serbest bırakılmasının sevincini yakınları ile paylaştılar.
“BAŞIMIZA ÖRMEYE ÇALIŞTIKLARI ÇORAPLARI KENDİ BAŞLARINA GEÇİRDİLER”
Burada basın mensuplarının sorularını cevaplayan Ruhi Abat, “Özgürlük güzel bir şey ama hayatının kumpaslarla, entrikayla ve sahtekarlıklarla çalınması 4 yıl boyunca suçsuz günahsız bir insanın içeride yatması gerçekten sindirilebilecek bir durum değil” dedi.
Bugüne kadar kendilerini yargılayan mahkemenin haksızlık yaptığını, şuan ki yargılandıkları mahkemenin ortaya çıkardığını savunan Abat, “Ben buradan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Koç’a şükranlarımı iletiyorum” diye konuştu.
Bu davada ek iddianame ile tutuklanan kişilerin Zirve cinayetinin sanıklarını tanımadığımı savunan Abat, “Bizi içeriye atanlar, bugün bizim başımıza örmeye çalıştıkları çorapları kendi başlarına geçirdiler. İnşallah Türkiye bu beladan, musibetten ve kirden biran önce kurtulur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerini ileten Abat, “Sonuna kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yanındayım ve her zaman destekleyeceğim. Sayın Sabri Uzun’un dediği gibi tanık koruma tamamen paralelcilerin elinde. Bize bu tanık koruma memurlarının kontrolünde mahkeme huzurunda bize küfrettiler, itibarsızlaştırdılar bir tane paçavraya bizi rezil ettiler. Bizler bunu hak edecek hiçbir şey yapmadık” şeklinde konuştu.
“BİZİ LİNÇ ETMEYE ÇALIŞTILAR”
Kendisinin “ABD askerinin Irak’ın kuzeyinde Türk askerlerinin başına çuval geçirmişler” dediği için yargılandığını savunan Abat, “Bizler soyu belli tarihi belli değerleri olan insanlarız. Ama bizi linç etmeye çalıştılar” dedi.
“Bu tezgah bunların başına geçecek” diyen Abat şunları söyledi:
“Aslında bizim yargılandığımız iddianame bu iddianameyi hazırlayan ekibin iddianamesi. Tersinden okunduğunda bu iddianamede kimlerin yargılanması gerektiği bu kadar açık net ki ben yüce milletimize bunu söylemek istedim. Bu millet vefakar, fedakar bir millettir, içeride Müslümanların zekatını fitresine talip olan dışarıda da milli iradenin temsilcisi olan bir Hükümeti İslamcı diye satanlardan millet hesap sormalıdır. Bu dava hiçbir zaman cinayet davası olmadı. Biz içeri girerken neyle suçlandık biliyor musunuz, sözde AK Parti’ye darbe yapma suçlaması ile girdik içeri. Sebebi ise benim 1998 yılında dinler arası diyalog makalem de söylemlerim ve tartışma noktaları. Ben AK Parti’yi yıkmakla suçlandım. O tarihte AK Parti kurulmamıştı bile. Bu da yetmez bizi AK Parti’yi yıkmakla tutuklatanlar mütalaada bizleri komünist düşmanı olarak lanse etti. Girişimiz farklı çıkışımız farkı.”
Abat son olarak ise “Milletimize ülkemize devletimize üniversiteme ve fakülteme yakışmayacak hiçbir hareket yapmadım yapmayacağım. Dinler arası makaleme gelince dün ne söylediysem bugünde aynısını söylüyorum” dedi.
“TSK PERSONELİ OLARAK BU DAVANIN MAĞDURUYUZ”
Daha sonra cezaevinden çıkan Malatya eski İl Jandarma Komutanı emekli Kurmay Albay Mehmet Ülger de yaptığı açıklamada, yargılanan jandarma personellerinin hiçbirinin cinayetin asıl faillerini uzaktan ya da yakından tanımadığını söyledi.
Ortada doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri personeline yönelik bir oyun olduğunu belirten Ülger, “TSK personeli olarak bu davanın mağduruyuz. Hak aramamız aynı şekilde devam edecektir” dedi.