'Zor Dönemlerde İletişime Daha Çok İhtiyaç Var'

'Zor Dönemlerde İletişime Daha Çok İhtiyaç Var'

Brandistanbul İletişim Danışmanlığı Şirketi Ajans Başkanı Hatice Kumalar, olası risklere karşı zarar görmek istemeyen kurum ve kuruluşların tedbirli olmaya çalışırken farkında olmadan hedef kitlesiyle arasındaki iletişime zarar verdiğini söyledi.



Brandistanbul İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Hatice Kumalar, olası risklere karşı zarar görmek istemeyen kurum ve kuruluşların tedbirli olmaya çalışırken farkında olmadan hedef kitlesiyle arasındaki iletişime zarar verdiğini dile getirerek, "Marka ve kurumların, sektörlerinde varlıklarını koruyabilmeleri, farklılaşarak rekabet avantajı elde etmelerinin yolu iletişimden geçiyor. Uzmanlar, ülkemizde olduğu gibi siyasi ve ekonomik anlamda yoğun ve kritik gündemlerin olduğu dönemlerde; toplumların moral ve motivasyon kaybı yaşadığını, özellikle bu dönemlerde iletişimin gücünden yararlanmanın en risksiz ve büyüme odaklı bir fırsat olduğunu vurguluyor" dedi.



Kumalar, "Kritik dönemlerde olası kriz risklerinin ayak seslerine karşı bütçelerini tedbir için daha da kontrollü yönetmeye çalışan markalar, hedef kitlesiyle iletişimini sağlayan birçok iletişim faaliyetini bıçak gibi kesiyor. İletişimini kesintiye uğratarak farkında olmadan hedef kitleleri ile arasına ciddi mesafe koyan bu kurumlar, mevcut konjonktürden değil hedef kitlesiyle arasına giren mesafeden dolayı zarar görmeye başlıyor" ifadelerini kullandı.

“İletişimden uzak durmak, tüketici algısında etkilendiğiniz imajı oluşturur”

İletişim Uzmanı ve Stratejist Hatice Kumalar; “Geride durmak bu tür dönemlerde tüketici zihninde ve duygusal algısında en basit haliyle etki altında olduğunu kabul etmek anlamına gelir. Bu tür dönemlerde hedef kitleniz ve kamuoyu sizin gücünüzü, varlığınızı ve dinamizminizi daha da görüp, ikna olmaya ihtiyaç duyar. Çünkü böylesi gündemler duygusal olarak güven duygusunun daha da güçlü yansıtılacağı dönemlerdir. İşte bu noktada üretimini, sektöre, ekonomiye, istihdama ve ülkesine katkısını şeffaf ve samimi bir dille yansıtan kurumlar, daha gerçek ve kabul edilir yaklaşımlar görürler” dedi.



"Kriz dönemlerinde iletişim yatırımını kısmak yanlış"

Hatice Kumalar, "Kritik dönemlerde iletişim süreçleri fazladan bir harcama yerine, bir yatırım olarak görülmelidir. Araştırmalar gösteriyor ki kritik ve kriz dönemlerinde iletişim faaliyetlerini kesen markalar pazar paylarını kaybedip, kısa sürede iflasa kadar varan sürecin içinde buluyor kendini. Aksine kritik dönemlerde hedef kitlesi ile bağını hiç koparmayan hatta reklam ve PR çalışmalarını daha da güçlendiren markalar, bu süreçlerden daha da büyük fırsatlar elde ederek çıkıyor” diye konuştu.



"Samimiyet ve şeffaflık en ayırt edici özelliktir"

Kumalar, insanın duygusal bir varlık olduğunu ve güven ihtiyacının yaşam piramidinin en tepesinde yer aldığını söyleyerek şunları kaydetti: "Günümüzde tüketici tercihlerinde zenginlik, güç vb. unsurlar yerine duygular ön plana çıkıyor. Şeffaflık ve samimiyeti doğru yansıtabilen markalar bir adım öne geçiyor. Herkesin gerçeklik peşinde olduğu, hayatı bize benzeyen, biz gibi olan şeyleri daha kabul ettiğimiz görülüyor. Sosyal medyanın etkisindeki artış ise bunun en önemli etkisi olarak görülüyor. Samimiyet ve şeffaflığın değerli ve ayırt edici olduğu günümüzde, biz iletişim uzmanları abartıdan uzak ürün ve hizmetleri sunan, kitlelere daha sıcak bir dil kullanarak, güvenilirliğine ve dolaylı olarak itibarına katkıda bulunuyoruz".
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile