Samandağ Kalkınma Derneği‘nce organize edilen; ‘Geleneksel Samandağ Evvel Temmuz Kültür-Sanat Festivali‘ kapsamında; ‘Nasıl Bir Anayasa‘ konulu panel düzenlendi. Ahmet Kaya Düğün Salonu‘nda düzenlenen ve yoğun ilgi gösterilen oturuma; Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Sırrı Süreyya Önder konuşmacı olarak katıldı. Şükran Dağ Cabir‘in oturum başkanlığını yapmış olduğu panele katılanlar arasında ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Bağımsız Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü
de yer aldı.
"MEVCUT YASALAR ANTİDEMOKRATİK HÜKÜMLER İÇERİYOR"
Bugünkü mevcut yasaların önemli bir bölümünün 12 Eylül‘de hazırlanan ‘antidemokratik hükümler‘ içerdiğini ve bunun etkisinin de çok yönlü olarak sürdüğünü savunan Ünsal Yıldız, temel hak v özgürlüklerden düşünce ve örgütlenme özgürlüne, Siyasi Partiler Yasası‘ndan Seçim Yasası‘na kadar hemen hemen her alanda yaklaşık 30 yıldan bu yana 12 Eylül zihniyetinin egemenliğinin söz konusu olduğunu savundu. AK Parti tarafından hazırlanan; ‘Anayasa Değişiklik Paketi‘nde başta eğitim hakkı olmak üzere temel hak ve
özgürlüklerin genişletilmesi, bunun anayasal güvence altına alınması gibi bir yaklaşımdan uzak olduğunu öne süren Yıldız, paketin buna rağmen yapılan referandum sonucunda kabul edildiğini hatırlattı.
"EĞİTİM TEMEL BİR İNSAN HAKKI OLMALI"
‘Anayasa Değişiklik Paketi‘nin uygulamaya girmesine rağmen, bugüne kadar eğitim alanında herhangi bir düzenleme yapılmadığına işaret eden Yıldız, "Kamusal, parasız bilimsel, demokratik, laik ve ana dilde eğitim hakkının anayasada güvence altına alınmasını istiyoruz. Bütün ulusal- uluslararası belgelerde herkesin eğitim görme hakkına sahip olduğu yazıyor. Cinsiyeti etnik ve dinsel kimliği ne olursa olsun herkes; insan olduğu için kendini geliştirme kendini oluşturma hakkına sahiptir. Eğitimde var olan
eşitsizliklerin, sınırlama ve yoksullukların ortadan kaldırılması, özgürlükçü eğitim anlayışına dayalı bir eğitim hakkının yaşama geçirilmesi için yeterli değil. Eğitimin temel bir insan hakkı olması için bu hakkı kullanırken hak sahiplerinin taleplerini, örneğin; ana dilinde eğitim hakkı talebini özgürce demokratik yollarla dile getirebilmesine imkan verilmesini olanaklı kılar" dedi.
"DEVLET DİN İŞLERİNDEN BÜTÜNÜYLE ELİNİ ÇEKMELİ"
Bu durumun da ancak eğitimin; bilimsel, demokratik, laik ve ana dilde yapılmasının yasalarla güvence altına alınmasıyla mümkün olabileceğini kaydeden Yıldız, eğitimin bir hak olabilmesi için sadece belirli bir düzenleme yapılmasının da yeterli olmayacağını vurguladı. Yıldız, konuşmasını da şöyle sürdürdü:
"Çağdaş ve nitelikçe yeterli bir eğitim hakkından bahsedebilmemiz için eğitim herkesi kapsamalı, yeterli sürede verilmeli, kamusal bir anlayışla parasız, olmalı. Bilimsel, nitelikli ve herkesin anadilde eğitim görebilmesiyle mümkün olmalı. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Zorunlu din dersleri uygulaması, din ve vicdan özgürlüğünün açıkça ihlal edilmesi demektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), zorunlu din derslerinin din ve vicdan özgürlüğünün ihlali olduğuna karar vermiştir. Benzer bir
şekilde Danıştay 8. Dairesi‘nin zorunlu din dersinin bu içeriğiyle zorunlu tutulmasını hukuka aykırı bularak kaldırılması gerektiğine karar vermiş olması önemlidir. Danıştay‘ın kararı, daha önce verilen AİHM kararının iç hukuk açısından da görülmesini sağlamıştır. Dünyanın pek çok ülkesinde de olduğu gibi, devlet din işlerinden bütünüyle elini çekmelidir. Bütün dinlere ve inanmayanlara eşit mesafede durmalıdır. Bunu sağlamak için atılması gereken ilk adım zorunlu din derslerinin kaldırılması olmalıdır."
‘Zorunlu Din Dersi Kaldırılsın‘ Önerisi
Eğitim-Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız, Türkiye‘deki mevcut eğitim kurumlarında verilen; ‘zorunlu din eğitimleri‘nin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi devletin din işlerinden bütünüyle elini çekmesi gerektiğini söyledi.