'Zulüm medeniyet diye maskeleniyor'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz neysek oyuz. Biz, Hazreti Mevlana'nın ifade ettiği gibi, olduğu gibi görünenlerden, göründüğü gibi olanlardanız. Hiçbir gizli ajandamız, hiçbir gizli niyetimiz yok ve olamaz. Biz, medeniyet mirasımıza, kültürel ve tarihi mirasımıza sahip çıktığımız içindir ki bugün Ortadoğu'dan Kafkasya'ya, Balkanlar'dan Afrika'ya barışın kılavuzluğunu, adaletin sözcülüğünü yapıyoruz" dedi.
Erdoğan, Yenikapı Mevlevihanesi'nde, Fatih Sultan Mehmet Vakfı Üniversitesi ve Medeniyetler İttifakı Enstitüsü'nün açılışında konuştu. Üniversite ve enstitünün ülkeye, millete ve tüm insanlığa hayırlı olması dileğinde bulunan Erdoğan, güç ve kudreti esas alan sömürgecilerin, 18'inci yüzyıldan bugüne istila ve işgal ettikleri ülkelere götürdükleri zulümlerini adeta "medeniyet" kavramıyla maskelediklerini anlattı.
Haksızlık karşısında seslerini yükselttikleri için çok farklı şekillerde eleştirilere maruz kaldıklarını öne süren Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir saldırıya, bir işgale, terör eylemlerine, baskı ve zulme karşı tavır koyduğumuzda, hemen karşımıza malum ithamlar dikiliyor... 'Türkiye'nin ekseni mi kayıyor? Türkiye'nin rotası mı değişiyor? Türkiye yön mü değiştiriyor? Türkiye farklı roller mi üstleniyor?' Bu ithamların tamamı yanlıştır, tamamı haksızdır ve açık söylüyorum, önemli bir kısmı da art niyetin, Türkiye aleyhine bir kampanyanın ürünüdür."
Uzun bir dönem "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesinin "pasif kalma, tepkisiz kalma, sadece uzaktan izleme" olarak değerlendirildiğini de vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:  "Küreselleşen bir dünyada, siz içe kapanıp dünyaya kör, sağır, dilsiz, tepkisiz kalma lüksüne sahip değilsiniz. Zira dünyadaki gelişmelere sırtınızı döndüğünüzde, bilime, teknolojiye, refaha da sırtınızı dönmüş olursunuz." Lübnan ziyaretini de hatırlatan Erdoğan, bölgenin bu önemli ülkesinde barışı, huzuru, istikrarı desteklemek adına orada her kesimle görüştüklerini anlatarak, "Bakıyorsunuz, bizim medyamızda, oradaki birkaç pankart konuşuluyor, oradaki birkaç küçük çaplı eylem konuşuluyor. Türkiye'nin ve Başbakanı'nın dost ve kardeş bir ülkede gördüğü büyük teveccüh, büyük ilgi ve alaka, bakıyorsunuz burada birilerinde ciddi rahatsızlık uyandırıyor ve hazımsızlığa yol açıyor." 

'Vicdanın sesi olmak'
Aynı çelişkili tavrı Lizbon Zirvesi sonrasında da gördüklerini ifade eden Erdoğan, "Emin olunuz, o zirveden farklı bir sonuç da çıksaydı, aynı kişiler, aynı yazarlar, aynı kalemler yine o sonucu da eleştirecek, bugünkünün tam tersi gerekçelerle yine bize yönelik ithamlarda bulunacaklardı" dedi. Gittiği ülkelerde ilgi gördüklerini vurgulayan Erdoğan, "Küresel barış projesi olarak hayata geçmesine öncülük ettiğimiz Medeniyetler İttifakı Projesi'nden muradımız da işte, insanlık vicdanının sesi olmaktır" ifadelerini kullandı.  

 

Abdülhamit'in hükmünü hediye etti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hırvatistan Başbakanı Jadranka Kosor'a, Bosna Hersek ve İpek sancaklarında bulunan Dubrovnik'li piskopos ve rahipler ile metropolitlerin ibadetlerini serbestçe yapmaları konusunda Osmanlı Padişahı 1. Abdülhamit'in hükmünün (1782) çerçevelenmiş halini hediye etti. Erdoğan konuk başbakana gümüş dolma kalem seti, konuk başbakan da Erdoğan'a dolma kalem hediye etti. 
ANKARA AA