'16. yüzyıl Osmanlısında ümmeti tanımlamak' konferansı - ÜSKÜP

"16. yüzyıl Osmanlısında ümmeti tanımlamak" konferansı - ÜSKÜP

: - Konferanstan detaylar - Fettah Efendi Eğitim ve Düşünce Derneği Başkanı Sevba Abdula'nın açıklaması - İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Halil Üçer'in açıklamasıÜSKÜP (AA) - Üsküp'te, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) desteği ile Fettah Efendi Eğitim ve Düşünce Derneği'nin yürüttüğü "Osmanlı Ortak Mirasımız" projesi kapsamında "Tanıklık, yetkinlik ve önderlik: Ebussuud Efendi'nin gözüyle 16. yüzyıl Osmanlısında ümmeti tanımlamak" konulu konferans düzenlendi.
Uluslararası Balkan Üniversitesi (IBU) Kampüsü'nde düzenlenen konferansa, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Halil Üçer'in yanı sıra Türkiye Maarif Vakfı (TMV) Kuzey Makedonya Direktörü Mustafa Dillioğlu, Fettah Efendi Eğitim ve Düşünce Derneği Başkanı Sevba Abdula, ülkedeki kurum temsilcileri ve öğrenciler katıldı.
Abdula, burada yaptığı konuşmada, Balkan Gençlik Okulu çerçevesinde başlattıkları "Osmanlı Ortak Mirasımız" projesinin ikinci seminerini icra ettiklerini söyledi.

Geçen ay başlayan projenin, Osmanlıca kursuyla devam ettiği bilgisini paylaşan Abdula, "Onun dışında makaleye yönelik çalışma yapmaları için öğrencilere bir takvim belirledik. Osmanlı Ortak Mirasımız projesi tüm hızıyla devam ediyor. İnşallah tüm yıl boyunca değerli hocalarımızla, gezilerle, değişik aktivitelerle devam edecek." diye konuştu.
Doç. Dr. İbrahim Halil Üçer ise Osmanlı dönemi Şeyhülislamı Ebussuud Efendi'nin 16. yüzyılda "ümmet" kavramını nasıl tanımladığı konusunu ele aldıklarını ifade etti.
Ebussuud Efendi'nin ümmeti, "hikmet, iffet, cesaret ve adalet" erdemleriyle tanımladığını dile getiren Üçer, "Bunu yaparken ümmete çok hususi bir nitelik atfediyor. O, ümmeti şahitlik vasfıyla ilişkilendirerek, İslam ümmetine mensubiyetin, esasında bütün insanlık için şahitlik etme, tanıklık etme vasfına tekabül ettiğini, bununla tanımlanması gerektiğini ifade ediyor." dedi.
Üçer, sözlerini şöyle sürdürdü:"Malumunuz 15. ve 16. yüzyıllar genel olarak dünya tarihi açısından bizim 'Pax Ottomana' dediğimiz, 'Osmanlı Barışı' olarak tercüme edebileceğimiz bir dönemi ifade eder. Bu dönem boyunca Osmanlılar, insanlığın geri kalanı için örnek alınabilir bir dünya ve tarihsel tecrübe geliştirdiler. Onların, bu tarihsel tecrübeyi geliştirmelerinin ve özellikle Rumeli'de Üsküp'ü, bu tecrübenin eşsiz örneklerinden biri olarak insanlık tarihine takdim etmelerinin, Ebussuud Efendi'nin ümmetle ilgili bu yorumuna çok şey borçlu olduğunu düşünüyorum."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile