Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı ve dolayısıyla başbakan adayının Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olduğunu açıkladı.

Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı konuşmaya, ''Çok değerli basın mensupları, değerli yol arkadaşlarım, ekranları başında bizi izleyen aziz milletim. Öncelikle hepinizi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Birazdan sizler aracılığıyla aziz milletimize ve tüm dünyaya duyuracağımız MYK kararlarımızın ülkemiz, milletimiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum'' diyerek başladı.

AK Parti'nin ilgili kurullarında yapılan değerlendirmeler ve alınan kararların, Türkiye'nin en büyük siyasi hareketi ve hükümeti olduğu için sadece bir partiyi ilgilendirmediğini belirten Erdoğan, ''Türk siyasetinin ve ülke yönetiminin de geleceğini ilgilendiriyor. Hatta AK Parti'de yaşanan gelişmeler tüm bölge ülkeleri ve dünya kamuoyu tarafından yakından takip ediliyor. Bu yüzden sadece partimizin değil, ülkemizin de geleceğini ilgilendiren bu konuda kuyumcu titizliğiyle çok hassas bir çalışma yürüttük. Çok uzun istişarelerin ardından belli bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz'' diye konuştu.



AK Parti bütün işlerini istişareyle yapar


AK Parti'yi kurdukları 14 Ağustos 2001'de bir açıklamaları olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''AK Parti bütün işlerini istişareyle yapar. İstişareler neticesinde kararını alır ve onu uygulamaya koyar. Biz, bugüne kadar bundan hiçbir zaman kaçınmadık, hiçbir zaman taviz vermedik. AK Parti grubunda, merkez karar ve yönetim kurulunda, genişletilmiş il başkanları toplantımızda, milletvekillerimizle istişarelerimizde, arkadaşlarımızın görüş ve önerilerini aldık. Belediye başkanlarımız, il başkanlarımız, kadın ve gençlik kolları yönetimlerimiz düşüncelerini ortaya koydular. En son partimizin merkez yürütme kurulunda da bugün meseleyi ayrıntılarıyla ele aldık ve bir sonuca vardık.''

Erdoğan, ''Şu parti ne dedi, diğer parti ne dedi, onlar adaylarını nasıl belirledi, nasıl belirliyor, bunların hiçbiri bizi ilgilendirmiyor. Bizi sadece kendimiz ilgilendiriyor. Biz, hiçbir siyasi partinin kendi içinde müracaat etmediği yollara biz tam aksine müracaat ederek kararımızı alırız, olgunlaştırırız, adımızı da ona göre atarız'' ifadesini kullandı.

Şu anda da attıkları adımın bu olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

''Tüm birimlerimizle bu görüşmelerimizi yaptık, bütün bu birimlerimizdeki kardeşlerimizin düşüncelerini aldık ve geldiğimiz nokta bugün Merkez Yürütme Kurulunda da değerlendirdik. Belirlediğimiz adayı açıklamadan önce burada birkaç hususu özellikle bizi gerek bu salonumuzda dinleyen veya ekranları başında izleyen milletime de aktarmak istiyorum.

Biraz önce de ifade ettiğim gibi adayımızın belirlenmesinde gerçekten büyük bir zaman ayırdık. Aldığımız her önemli kararda olduğu gibi bu kararda da sokaktaki vatandaşımızdan, partimizin en üst kuruluna kadar her kademede istişareler yaptık. Görüşleri, önerileri, eleştirileri çok dikkatli bir şekilde not ettik.''

Beraberlik her şeyin üzerindedir

Genel başkan belirleme sürecinde, çok sayıda ismin ön plana çıktığını belirten Erdoğan, bütün istişare kurullarında öne çıkan isimlerin her birinin, son derece değerli, bu büyük görevi omuzlayıp, taşıyabilecek isimler olduğunu vurguladı.

AK Parti içinden, genel başkanlık ve başbakanlık makamına, bu görevleri yapacak ehliyet ve liyakata sahip çok sayıda aday çıktığını ifade eden Erdoğan, bunun son derece gurur verici olduğunu aktardı.

'(Kim var) denildiğinde, sağına soluna bakmadan 'ben varım' diyebilecek nice arkadaşımızın olduğunu biliyorum' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Aynı şekilde, 'kim var?' denildiğinde işaret edilebilecek, bu dava yükünü omuzlama gücüne, iradesine, ehliyetine ve liyakatine sahip çok sayıda arkadaşımız olduğunu da biliyorum. Allah'a hamdolsun, tam da tahmin ettiğimiz gibi bir değil, iki değil, çok sayıda arkadaşımız bu kutlu görev için önerildi. Bir başka konu, süreci suhulet içinde, barış içinde, dostluk ve kardeşlik hukuku içinde belli bir noktaya getirdik. Çok şeyler yazıldı, çizildi, çok şeyler söylendi. Ama mümkün olduğunca bunları duymadan götürmeye gayret ettik. Çünkü bu hareketin birliği her şeyin üstündedir. Bu hareketin beraberliği her şeyin üzerindedir. Meydanlarda dikkat ederseniz bir şeyi ısrarla söyledik, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız dedik.'

Her türlü fedakarlığı gösterecektir


AK Parti içinde nifak, fitne çıkması için çaba sarf edenlerin, ellerini ovuşturanların olduğunu, medyada, çatışma çıkması için çok kirli operasyonların yapıldığını belirten Erdoğan, 'Belli çevrelerde partimizi karıştırmak, partimiz içinde çatlak oluşturmak için gayret gösterenler de oldu. Bunların hepsini biliyorduk ama bunları biz tabii herkesle paylaşamayız. Partimiz bu operasyonların hiçbirine hamdolsun 'eyvallah' demedi. Bu tuzakların hiçbirine düşmedi' değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, süreci, şu ana kadar çok büyük başarıyla kardeşlik ve dostluk hukuku içinde bugüne getirdiklerini dile getirerek, şunları kaydetti:

'İnanıyorum ki önümüzdeki hafta olağanüstü genel kurula kadar da bu süre aynen böyle devam edecektir. Asıl imtihan elbette olağanüstü genel kurulun ardından başlayacak. Hem genel başkan seçilen, başbakanlık görevini üstlenen arkadaşımız hem de onun tüm çalışma arkadaşları, tüm teşkilatımız önemli bir süreçten geçecekler. Bu süreci birlik ve beraberlik içinde, dava şuuruyla, en güzel şekilde geçireceklerine yürekten inanıyorum. Bu teşkilat, genel başkanına ve başbakanına en güçlü şekilde sahip çıkacak, her aşamada yanında olacak, başarısı için inanıyorum ki her türlü fedakarlığı gösterecektir. Yeni Türkiye'nin inşasında rol alacak yeni genel başkan, ekip ruhuyla, takım oyunuyla ve ortak akılla yol yürüyecek, AK Parti'nin bütünlüğünü her şeyin üstünde tutacaktır. Hiç şüphem yok. Partimiz içinde nifak, ayrışma, fitne çıkmasını bekleyenler, bu güne kadar olduğu gibi genel kurula kadar da ardından başlayacak süreçte de inşallah hayal kırıklığına uğrayacaklardır.'

Erdoğan, AK Parti Genel Başkan adayını belirlemek için gerçekleştirilen istişare süreçlerinde ortaya çıkan çok sayıda isim arasından elbette birini seçmeleri gerektiğini söyledi.

Futboldan örnek veren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Futbol oynadığım zamanlarda hocamız maça çıkarken şunu söylerdi. 'Çocuklar kadro 18 kişi ama sahaya çıkacak olan 11 kişi. Dolayısıyla 7 kişi yedek kulübesinde kalacak. Bu 7'nin içinden de ben üçünü değerlendireceğim. O da maç esnasındaki performansa göre' derdi. 11'imizi sahaya sürer, diğer 7 kişi orada kalırdı. Siyasetin de böyle bir anlıyorum ki bugüne kadar edindiğim tecrübelerle bir yapısı var. Belli kriterler devreye girer ve siz bu kriterler üzerinden de takımınızı oluşturursunuz. Tabii hepsiyle yürümek mümkün değil. Ne kadar elveriyorsa o kadarıyla.'



AK Parti'nin 3 dönem kuralı

Erdoğan, siyasette bu kriterlerden ilkinin, üzerinde en başından beri hassasiyetle durdukları, ''3 dönem kuralı'' olduğunu vurguladı.

Üç dönem kuralının, Türk siyasetinde bir ilk olduğunu dile getiren Erdoğan, '14 Ağustos 2001'de partimizi kurarken koyduğumuz bu kural Allah'a hamdolsun bugüne kadar bozulmadı ve inanıyorum ki bundan sonra da bozulmayacak. Çünkü bu halkımızın içinde alıcısını buldu. Bu siyaseti bırak anlamına gelmiyor tam aksine diyor ki 'Sen üç dönem sadece Parlamentoda görev yap, bir dönem ara ver, ondan sonra devam edeceksen yine devam et. Parti kademelerinde yine çalış mani yok.' Farklı yerlerde, bakın şu anda bakan yardımcılarımızın birçoğu bizim eski milletvekillerimiz. Şu anda milletvekillerimizin içinden büyükelçi olan arkadaşlarımız bile var. Demek ki bunların hepsi olabiliyor. Yani çalışmak isteyene alan bol, hepsi olur' şeklinde konuştu.

Muhalefette kalmak için seçime giriyorlar

Erdoğan, Parlamentoya giriş çıkışta tüzüklerine bu kuralı koyduklarını anımsatarak, şöyle konuştu:

'Bundan diğer siyasi partiler hala nasibini alamadı. Bakın bir CHP bunu yapamıyor. Bir MHP bunu yapamıyor. Buyurun yapın. Biri 16-17 senedir orada çakılı duruyor. Öbürü de malum işte geldi. Alınan neticeler ortada. Millet istemiyor. Millet diyor ki 'başarısız oldun mu çekil.' Bizim daha önce söylediklerimize bakın, CHP'de muhalefet söylüyor. Kime söylüyor, diğerine söylüyor. Biz, ne dedik. 'Eğer birinci olmazsak biz genel başkanlığı bırakırız.' Ama bunlar onu diyebiliyor mu? Diyemiyor. Niye? Çünkü iktidar olmak için seçime girmiyorlar. Muhalefette kalmak için seçime giriyorlar. Batıda başarılı olamayan gelişmiş ülkelerde bırakır, çekilir. Bunu bir defa görmemiz gerekir.'

'Üç dönem kuralına bundan önceki seçimlerde daha henüz takılan olmadı. Bu seçimde takılanlar olacak' diyen Erdoğan, şunları söyledi:

'Bir başka husus da genel başkanlık ile başbakanlık makamının aynı arkadaşımız üzerinde toplanması kriteriydi. Bu da önemli. Niye? Çünkü güçlü bir genel başkan, güçlü bir başbakan, ülkeye hizmette başarılı olabilir. Eğer buradaki güç dağılımını bölmeye kalkarsak, bunu ayırmaya kalkarsak başarıyı bir daha peşinen Allah muhafaza yok etmiş oluruz. Olması gereken ney, başbakanlığın gücünü genel başkanın devşirmesi, genel başkanlık gücünü başbakanın devşirmesi... Bunlar önemli şeylerdir. Bunlar yaşanan, yaşandığı için de bu şekilde olması gerektiğine inandığımız konular.'

Başbakan olan genel başkan daha güçlü bir genel başkandır

İktidara geldiklerinde genel başkan ve başbakanın ayrı olduğunu anımsatan Erdoğan, bunun zorluklarını ciddi şekilde yaşadıklarını anlattı.

'Başbakan, parti genel başkanı olursa ve teşkilat desteğiyle daha güçlü olabilir. Aynı şekilde başbakan olan genel başkan daha güçlü bir genel başkandır' ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle dedi::

'Bu tecrübelerden yola çıkarak yeni süreçte genel başkan ile başbakanın aynı kişi olmasını önemli bir kriter olarak belirledik. Bu durumda da yine istişarelerde isimleri zikredilen bazı arkadaşlarımız, bu kriterlere takıldı. Tekrar etmekte fayda görüyorum. Adayımız, çok yoğun istişareler neticesinde belirlenmiştir. Adayımız, partimizin kuruluşundan bu güne kadar gelen kriterler ve tecrübe ışığında belirlenmiştir. Adayımız, liyakat ve ehliyet kriteri hassasiyetle gözetilerek belirlenmiştir. Dolayısıyla partimiz içinde, arkadaşlarımız arasında herhangi bir kırgınlık oluşmamıştır ve oluşacağına da ben asla ihtimal vermiyorum. Her kademedeki her bir arkadaşımız süreci son derece şeffaf şekilde izlemiş, sürecin bizzat içinde olmuştur. İstişarelerin ne kadar sağlıklı işlediğini de onlar da gördü, ben de gördüm.'

AK Parti'nin büyük bir aile olduğuna ve üye sayısının 9 milyonu aştığına dikkati çeken Erdoğan, cumhurbaşkanı seçiminde 1 milyon 600 bini aşkın kişinin bağışta bulunarak mensubiyet duygusunu ortaya koyduğunu vurguladı.

Erdoğan, diğer adaylarda böyle bir şey olmadığını ifade ederek, bundan sonraki seçimlerde partiye gönül verenlerin bu rakamı daha da arttıracağına inandığını aktardı. Erdoğan, 'Bugün batıda bu nasıl oluyorsa inanıyorum ki Türkiye bunun da örneği olacaktır. 5 lira versin, 10 lira versin ama 'ben bu seçime şu kadar katkı veriyorum, ben bununla buraya katkıda bulunuyorum' demek bambaşka bir duygudur, bu duyguyu mensuplarımıza yaşatmak ayrı bir anlayıştır. AK Parti'de bunu da geliştirmemiz lazım' ifadesini kullandı.



Adayımız Ahmet Davutoğlu kardeşimdir

'Parti yönetiminde veya kabinede görev yapan onlarca arkadaşımız engin bir tecrübeye ve birikime ulaşmıştır' değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:

'Doğrusu bu kadar zengin ve güçlü bir kadroya sahip olmaktan, bu kadar değerli insanlarla yol arkadaşlığı yapmaktan Rabbime ne kadar şükretsem, hamd etsem azdır. Bu, büyük ve örgütlü teşkilat kendi içinden sadece bir kişinin seçilmesi gereken böyle bir anda o bir kişiyi de en sağlıklı şekilde belirlemiştir. Değerli kardeşlerim, bizleri ekranları başında izleyen aziz milletim, 27 Ağustos'ta AK Parti'nin Olağanüstü Genel Kurulu'na Genel Başkan adayı olarak girecek arkadaşımız Dışişleri Bakanımız, Konya Milletvekilimiz Ahmet Davutoğlu kardeşimdir.'

Erdoğan, kongrede delegeler tarafından genel başkan seçilmesi durumunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin 62. hükümetinin başbakan adayının da aynı şekilde mevcut Dışişleri Bakanı Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu olacağını bildirdi.

Davutoğlu'nun adaylığının hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, 'Allah utandırmasın diyorum. Yolu, yolumuz açık olsun diyor, inşallah ülkemize, milletimize hayırlı hizmetler yapması için Rabbime dua ediyorum' diye konuştu.

Bu mücadeleyi beraber yürüteceğiz

Basın toplantısı vesilesiyle bazı hususları bir kez daha vurgulamak istediğini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Yeni genel başkanımızdan ve başbakanımızdan bizlerin de milletimizin de en büyük beklentisi, yeni Türkiye idealini gerçekleştirmek, ülkemizi AK Parti'nin 2023 hedeflerine ulaştırmaktır.

Açıkçası Ahmet Davutoğlu arkadaşımızın bu görevlere aday olmasında, paralel yapıyla mücadele azmi ve kararlığı da önemli bir etken olmuştur. İnanıyorum ki bu mücadeleyi beraber yürüteceğiz. Çok açık, net, meydanlarda hep söyledim, yani cumhurbaşkanı olmak, paralel yapıyla mücadelemi asla aksatmayacaktır. Çünkü ulusal güvenliğimizi tehdit eden bu tür unsurlara karşı, başta şahsım olmak üzere gerek başbakanımız, gerek kabinemiz, gerekse parlamentodaki, tüm bu noktadaki grubumuzun bu desteği vermesi, inanıyorum ki 2023 Türkiyesi'nin çok daha bir konumda güçlenmesine fırsat oluşturacaktır. Bununla ilgili olarak gerekli mücadeleyi Davutoğlu kardeşimin de sarsılmadan vereceğine inanıyorum.

MİT tırlarının önünün kesilmesinden, Dışişleri Bakanlığındaki o kendi riyasetindeki çok gizli toplantının gizlice dinlenmesine, Suriye ve Irak'a yapılan yardımlardan, bugün paralel medyada çıkan iftiralara kadar birçok konuda Ahmet Davutoğlu kardeşim de bunun acısını yaşadı, bedelini ödedi. Sayın Ahmet Davutoğlu, paralel yapının niyetini de gayesini de hedefini de beraber yaptığımız toplantılarda, gayet açık, net gördü. Dolayısıyla bu mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmenin de üzerimizde önemli bir görev olduğuna inanıyorum. Dolayısıyla kabinenin Sayın Davutoğlu'nun idaresinde aynı kararlılıkla devam edeceğine inanıyorum.

Gerek paralel yapıyla mücadelede, gerek çözüm sürecinde cumhurbaşkanı olarak bizzat şahsım, Sayın Davutoğlunun yanında olacağım. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bütün teşkilatımız ve grubumuz da inanıyorum ki Sayın Davutoğlu'nu en güçlü şekilde destekleyecektir.'

Bugünkü tercihleri ile Türkiye kadar komşularının ve dünya genelindeki tüm mazlumların da dualarını bir kez daha kendilerine göndereceklerini ifade eden Erdoğan, 'Zira bu tercihimizle bölgemizde ve dünyada barış, adalet, dayanışma, bunun ne denli tarafımızdan istendiğini de çok somut bir şekilde ortaya koymuş oluyoruz. Dış politikada vicdani boyutu öne çıkarmanın mücadelesini veren değerli mesai arkadaşım Davutoğlu, bu vicdani boyutu inanıyorum ki şimdi artık milli ve küresel boyutta daha güçlü şekilde savunacaktır' dedi.

Benim son konuşmam

Erdoğan, yeni Anayasa meselesinin, Türkiye'nin öncelikli meselesi olduğuna işaret ederek, 'Sayın Davutoğlu'nun bu konuda yüksek hassasiyete sahip olduğunu biliyorum. Tekrar ifade etmekte fayda görüyorum, çok önemli, hassas bir sınavdan geçiyoruz. Önümüzdeki bir hafta çok önemli. Ardından başlayacak uzun süreç aynı şekilde önemli. Hasımlarımızın sevindirmeyeceğiz. Ellerini ovuşturanlara fırsat tanımayacağız. Partimiz içinde emelleri olanlara imkan vermeyeceğiz. Bir olarak, kardeş olarak kongreye gidecek, ardından başlayacak süreçte de AK Parti'nin isimler üzerinden değil, dava üzerinden ilerleyen bir parti olduğunu herkese göstereceğiz” şeklinde konuştu.

'Tabii yazanlar, çizenler, muhalefetin farklı versiyonları, değişik şekilde yaklaşımlar gösterebilir. Onlar görevini yapıyor, biz de görevimizi yapacağız' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

'Kongreyle ilgili tüm hazırlıklarımız tamam ve şu anda görev dağılımları vesaire bütün bunlar tamam. Buradan yine tüm AK Parti teşkilatımıza sesleniyorum, Ankara Arena Kapalı Spor Salonu'nda inşallah 27'si, haftaya Çarşamba günü, orayı gümbür gümbür dolduracağız. Birliğimizi, beraberliğimizi tüm Türkiye'ye tüm dünyaya tekrar bu kongreyle hem teyit hem tescil edeceğiz. Bunlar birer yenilenmedir. Bunlar böyle tarihi fırsattır. Bunu bizler partimiz için, ülkemiz milletimiz için, önemli bir değerler silsilesi halinde inşallah yükselteceğiz. Bu yeni sürecin tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Ahmet Davutoğlu kardeşimize bu yeni süreçte, başarılar diliyorum. Çalışma arkadaşlarına, partimizde birlikte çalışacağı tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Ülkemize, milletimize tüm insanlığa hayırlı olsun diyorum.'

Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra, 'Bu salonda artık herhalde benim son konuşmam. Ben de inşallah yeni genel başkanımızın, öyle düşünüyorum, gönlümden geçen o, MYK'mızda aldığımız bu karar sebebiyle kürsüye davet ediyorum ve kendilerine buradan hitap etmesi ricasında bulunuyorum' diyerek AK Parti genel başkan adayı Ahmet Davutoğlu'nu kürsüye davet etti.

Bu arada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti MYK toplantısının ardından, partisinin 1. Olağanüstü Büyük Kongresinde genel başkan adayı olarak gösterilen kişiyi açıklamak üzere salona Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile geldi.

Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu kimdir?

Başbakanlık koltuğuna oturmasına kesin gözüyle bakılan Ahmet Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu kimdir? Gözler 28 Ağustos'tan sonra Başbakanlık koltuğuna oturmasına kesin gözüyle bakılan Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu'nda.

Ahmet Davutoğlu Kimdir? - Ahmet Davutoğlu ' nun Hayatı, Ahmet Davutoğlu'nun Kariyeri, Ahmet Davutoğlu'nun Yaşam Öyküsü, Ahmet Davutoğlu'nun Biyografisi haberimizde. Ahmet Davutoğlu Hakkında Tüm Merak edilenler Haberimizde

İşte Türkiye'nin yeni Başbakan adayı Ahmet Davutoğlu

Ahmet Davutoğlu, 26 Şubat 1959'da Konya'da doğdu. Babasının adı Mehmet Duran, annesinin adı Memnune'dir.

Öğretim Üyesi Prof. Dr.; Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Ekonomi Bölümlerinden mezun oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde yüksek lisans, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde de doktorasını yaptı. Malezya International Islamic University'de çalışmaya başladı. Üniversitenin Siyaset Bilimi Bölümünü kurdu ve başkanlığını yürüttü. Doçentlik unvanını aldı ve Marmara Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim üyesi oldu. Silahlı Kuvvetler ve Harp Akademilerinde ders verdi. Başbakan Başmüşavirliği ve Büyükelçilik görevine atandı.

Profesör olarak Beykent Üniversitesinde Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığının yanı sıra, Marmara Üniversitesinde öğretim üyeliği yaptı. Dış politika konusunda çok sayıda eseri bulunmaktadır. 60. Hükümette Dışişleri Bakanlığı yaptı. 61. Hükümette aynı görevi yeniden üstlendi.

İngilizce, Arapça ve Almanca bilen Davutoğlu, aynı zamanda pek çok akademik eseri olan bir yazardır.Ahmet Davutoğlu, 1984 yılından beri Sare Davutoğlu ile evlidir. Sefure, Memnune, Mehmet, Hacer Büke adlarında 4 çocuğu vardır.12 Haziran 2011'de yapılan genel seçimler sonucunda 24. Dönem Konya AKP. Milletvekili olarak TBMM'ye girdi.

İşte Türkiye'nin yeni Başbakan adayı

ESERLERİ

Alternative Paradigms: The Impact of Islamic ve Western Weltanschauungs on Political Theory. University Press of America, 1993

Civilizational Transformation and the Muslim World. K.L., Quill, 1994

Tarih idraki oluşumunda metodolojinin rolü: Medeniyetlerarası etkileşim açısından dünya tarihi ve Osmanlı. Divan Dergisi, 1999/2

Rewriting of Muslim Politics in the 20th Century: A Retrospective. Border Crossings (ed. Fred Dallmayr, Lexington, 2000, 91-112)

Stratejik derinlik: Türkiye'nin uluslararası konumu. Küre Yayınları, 2001

Küresel Bunalım. Küre, 2002.

Osmanlı Medeniyeti: Siyaset İktisat Sanat. Klasik, 2005

' Teoriden Pratiğe:Türk Dış Politikası Üzerine Konuşmalar ' . Küre Yayınları, 2013

SARE DAVUTOĞLU KİMDİR?

2009 yılında Dışişleri Bakanlığı görevine getirilen Ahmet Davutoğlu'nu tüm Türkiye tanıyor. Peki ya eşi Sare Davutoğlu kimdir?

Kadın doğum uzmanı olan Sare Davutoğlu eşiyle 30 yıl önce Ahmet Davutoğlu yüksek lisans yaparken evlendi. O dönem Sare Davutoğlu da tıp fakültesindeki eğitimini sürdürmekteydi. Davutoğlu'nun Sefure, Meymune, Hacer Bike ve Mehmet adında dört çocuğu var. En büyük kızı Sefure, Yıldız Holding'in kurucusu Sabri Ülker'in 3. torunu Ahmet Özokur ile ortanca kızı Meymune ise İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Dursun Topçu'nun oğlu Talha Topçu ile evli. Sare Davutoğlu aynı zamanda Başbakan Erdoğan'nı kızkardeşi Vesile İlden'in de yakın dostu.

KÜRTAJ KARŞITI

Eşinin bakan olması sonrası bir çok yardım ve sosyal destek kampanyasında yer alan Sare Davutoğlu, kürtaj karşıtı platformlarda da yer aldı. Başbakan Erdoğan'ın kızı Esra Albayrak'ın da doktoru olan Sare Davutoğlu halen İstanbul'da özel muayenehanesinde doktorluk hizmeti vermeye devam ediyor.

EVİN BAKANI SARE HANIM, BEN BAKILANIYIM!

Ahmet Davutoğlu ise eşi Sare Hanım'dan şu sözlerle bahsediyor:

' Evin her türlü bakanı Sare Hanım ' dır. Ben evin sadece bakılanıyım. '

AHMET BEY NE YAPARSA DOĞRU YAPAR!

Son dönemde eşinin yurtdışı gezilerinde yanında bulunan Sare Davutoğlu, yıllar önce eşinin yükselen kariyeriyle ilgili şu yorumları yapmıştı:

' Ben şuna inanıyordum: Ahmet Bey ne yaparsa doğru yapar. Bugün de bu düşüncem değişmedi. Ahmet Bey nasıl benim seçimlerimin getirdiği zorluklara katlandıysa ve katlanıyorsa ben de onun seçimlerinin getirdiği zorluklara katlanıyorum. Hatta kendisini teşvik ediyorum. İçinde bulunduğumuz durum, bu dönemin gereğidir, diye düşünüyorum. Öğretim üyesiyken de, başdanışmanken de, şimdi de ülkemiz için, insanlık için, bizim için ve çocuklarımız için yararlı şeyler yapıyor. '

SARE DAVUTOĞLU'NUN EN ZOR GÜNLERİ

Sare Davutoğlu'nun bir eş ve anne olarak yaşadığı en zor dönem, 1988 yılında Ahmet Davutoğlu'nun doktora tezi için Mısır ve Ürdün'e gittiği dönemler olmuş. İkinci kızının dünyaya gelmesinden 3.5 ay sonra yaşanan ayrılığı Sare Davutoğlu şöyle anlatıyor:

' En zor dönem oydu aslında bizim için. Henüz yolun başındaydık. Ben mecburi hizmetimi yapıyordum. İki küçük kızımız vardı ve babalarına ihtiyaç duyuyorlardı. Büyük kızımız her akşam iki saat: ' Anne! Babam neden gitti? ' diye sorardı. O zaman, şimdiki gibi telefon ve internet imkanı yoktu. Haftada ya da 15 günde bir konuşurduk. Kızımız Sefure, her geçen uçağı gördüğünde ' Babam bu uçakla geliyor, ' derdi. '

Sare Davutoğlu 2009 yılında eşi TBMM'de yemin ederken ilk kez kameralar tarafından görüntülenmiş, durumdan rahatsız olmuş ve yüzünü kapatmıştı.

NEDEN GÖZÖNÜNDE DEĞİL?

Ankara'da göz önünde bulunmayan, İstanbul'da ise gözlerden uzak bir hayat süren Sare Davutoğlu İstanbul-Ankara hattındaki yaşamıyla ilgili de geçmişte şunları söylemişti:

' Burası (Ankara) konforlu gibi görünüyor olabilir ama burada kendinizin yönetemediği süreçlerin içerisinde bulunmak zorundasınız. Bir de her ne kadar istemeseniz de tanınır hale geliyorsunuz. Ahmet Bey nasıl İstanbul ' daki evimizi sığınak olarak görüyorsa ben de İstanbul ' a gidince kendimi rahat ve özgür hissediyorum. Bildiğim ve hakim olabildiğim bir ortamda bulunduğumu düşünüyorum. '

AHMET DAVUTOĞLU'NUN EN ÇOK SEVDİĞİ ŞEY!

Sare Davutoğlu aile yaşamı ve eşi hakkında da şunları anlatmıştı:

' Arabayla seyahate çıkmayı çok severiz. Arabayı Ahmet Bey kendisi kullanır. Çocuklarla beraber şarkılar söyleriz.

Ahmet Bey ' in evde yapmaktan hoşlandığı tek iş kitap kolisi açıp onları yerleştirmektir. Müthiş bir zevk alır ve yıllar sonra bile o kitabının yerini değiştirdiğimizde fark eder. ' Benim çocukların yerlerini değiştirmişsiniz ' der. Bir tek peynirli yumurta yapar ama onu da çok iyi yapar.

BİR KEZ ÖFKELİ GÖRDÜM

Evliği boyunca eşi Ahmet Davutoğlu'nu bir kez öfkeli gördüğünü söyleyen Sare Davutoğlu ' O da İsrail ' in Mavi Marmara saldırısından sonra BM ' de konuşma yaparken ' dedi.

' Ahmet Bey ' i tanıyan herkes çok sever. Kimsede durmayan çocuklar bile onda durur. Öyle pozitif bir enerjisi vardır, sağ olsun.

Çok önem verdiğiniz, değer verdiğiniz, ülkemiz için yapmak istediğiniz bazı şeyler bazılarının hoşuna gitmeyebilir. Ama Ahmet Bey öyle bir insandır ki sivrisinek falan görünce ' Sare Hanım, gel öldür, ' der. Ötesini söylemeyeceğim. '
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile