Ankara’daki 'Gökkuşağı Tepeleri'nde renk cümbüşü

-Drone ile görüntülenmesi
--Dr. Alaettin Tuncer’in açıklaması

( ANKARA - ÖZEL) Ankara’daki "Gökkuşağı Tepeleri"nde renk cümbüşü- ’Gökkuşağı Tepeleri’ doğa tutkunlarını hayran bırakıyor ANKARA

- Ankara’da, 10 milyon yıl önce oluşan "Gökkuşağı Tepeleri" görselliği ve renk cümbüşüyle vatandaşları kendine hayran bırakıyor. Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yer alan ’Kız Tepesi Tabiat Anıtı’ kırmızı, kahverengi, gri ve sarı tonlarına sahip toprak yapısıyla görülmeye değer görüntüler oluşturuyor. Kız Tepesi Tabiat Anıtı önünde yer alan Nallıhan Kuş Cenneti, gerek her mevsim barındırdığı kuş topluluklarıyla, gerekse jeolojik değerleriyle doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemcileri için ideal ortam sunarken gölün arkasında yükselen 10 milyon yıl önce oluşmuş rengarenk tepeler, renk cümbüşüyle misafirlerinin gözünü kamaştırırken bölgenin turizm potansiyeline zenginlik katıyor. Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Alaettin Tuncer, Kız Tepesi Tabiat Anıtının 10 milyon yıl önce oluştuğunu aktardı. Tuncer, “Nallıhan’da gözlenen istif, günümüzden yaklaşık 10 milyon yıl öncesine karşılık gelen ve Jeoloji’de geç Miyosen olarak bilinen dönemde oluşmuştur. Bu istifi oluşturan çökeller, eski bir göl dahilinde çökelmiştir. Gölde o dönemde bulunan sedimanlar göl tabanına çökelerek göl çökellerini meydana getirmiştir. Sonrasında diyajenez dediğimiz kayaçlaşma sürecine uğradıktan sonra istif meydana gelmiştir. İlerleyen evrelerde bölgedeki tektonik etkiler ve sonrasında gelişen aşınma ve erozyon süreçleriyle istif, bugünkü görünümüne kavuştu” dedi.
Tepelerde görülen çeşitli renklerin oluşum sürecine değinen Tuncer, “Renkler, sedimanların çökeldiği sırada ve çökeldikten sonra gerçekleşen diyajenez evrelerinde, çökellerin bünyelerinde bulundurdukları element ve minerallere bağlı olarak oluşmaktadır. Kahverengi-kırmızı tonlar, demir elementinin oksitlenmesi ve oluşturduğu minerallerin etkisi ile meydana gelmektedir. İstifin alt seviyelerinde siyah-gri seviyelerin gözlenmesi ise organik maddece zengin, oksijen etkisinin olmadığı yani oksidasyon etkisinin görülmediği ortamlarda, organik maddenin çürümediği ve çökeldiği koşulları işaret edebildiğini” söyledi.

Türkiye için hem turistik açıdan hem de bilimsel çalışmalar açısından önemli bir jeolojik miras olduğu dile getiren Tuncer, sözlerine şöyle devam etti: “Yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından çok sayıda bilimsel çalışma gerçekleştirilmiştir. Nallıhan’daki bu istif, eski bir göle ait kalın bir istif sunmaktadır. Gölde o dönemde çökelen sedimanların yanı sıra o dönemde gölde yaşamış olan canlılar ve gölün çevresinde o dönemde bulunan bitkilerin kalıntıları bu istiflerden elde edilerek geçmiş döneme ait iklim, tektonizma ve paleoortam değerlendirmeleri yapmak mümkündür. Bu yönden hem sosyal hem de bilimsel olarak önem arz etmektedir.” Kız Tepesi Tabiat Anıtında yapılacak olan çeşitli düzenlemeler ile daha faydalı olabileceğini dile getiren Tuncer, “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından tabiat anıtı olarak belirlenmiştir. Yürüyüş rotaları, parkurlar, tabelalar ve düzenlemeler yapılarak turistik gezilere açılırsa ilgi görebilme potansiyeli yüksektir. Dünya üzerinde Nallıhan’daki bu istif ile renkler açısından benzerlik sunan istiflere Çin, Peru, Arjantin ve Amerika‘da rastlanılmaktadır. Bu bölgeler jeosit ve/veya jeopark olarak koruma altına alınmakta ve turistik gezilere uygun hale getirildiğini” aktardı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında 542 hektar büyüklüğündeki alan “Kız Tepesi Tabiat Anıtı" olarak tescil edilerek koruma altına alındı. (ÖÇ-BC -
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile