Atık ağaçlar bu ellerde sanata dönüşüyor

Atölyeden detay
- Şeref Ünal açıklama
- Şeref Ünal’ın çalışmasından detay
- Ünal’ın Karadut ağacı çalışmasını anlatması
- Yapılan ürünlerden detay
- Vatandaşların stantları gezmesi

( ZONGULDAK ) -- Şeref Ünal: "Ağaçlar olmasa nefes alamayız" ZONGULDAK

- Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde yaşayan Şeref Ünal, atık ağaç parçalarına atölyesinde şekil vererek süs eşyasına dönüştürüyor. Atık ağaçları toplayarak, yanmaktan kurtaran Şeref Ünal (60), ahşap oyma atölyesinde insanların kullanımına sunulacak sanat eserlerine çeviriyor. Bağlama ve kabak keman yapımı ile bu işe başlayan Şeref Ünal, yapmış olduğu el sanatlarını yurt içinde bir çok şehrin yanı sıra, Avrupa ve Amerika’da da açılan sergilerde sunma fırsatı yakaladı. Ahşabı günlük kullanıma elverişli hale getirerek mumluk, bardak, lambader, vazo, tabak ve bir çok objeyi ortaya çıkaran Şeref Ünal, İHA’ya yaptığı açıklamada; “Atık ağaçları toplayarak sanat eserlerine çeviriyorum. Genelde yabancı turistler geliyor, Güney Amerika bölgesinden insanlar geliyor. Gelenlerin ilgisi oluyor ama uçakla döndüğü için daha küçük objeleri tercih ediyorlar. Bizim vatandaşlarda ise çok fazla ilgi yok, satış konusunda da aynı durum var. Ahşabın sevilmesi, o sıcaklığın alınması insanlar için iyi olur. O kadar çok plastikle iç içe olduk ki, hayatımızın her yerinde plastik var. İnsanlar plastikten uzaklaşmaya çalışıyor. Ahşap işi zorlu bir iş. Şuanda bin 500 yaşında bir porsuk ağacını kase yapıyorum, 2 günlük uğraşı olacak. Alaplı’da bir dere yatağında bulmuştum, çok değerli bir ağaç. Haftada 2-3 gün öğrencilerim geliyor, ahşabı sevsinler istiyorum. Hiç bırakmadım, ahşabı seviyorum. Para kazansam da kazanmasam da ahşaba şekil vermeyi seviyorum. Ahşap hayatımızın her yerinde. Doğuyoruz, bir ahşap beşikle tanışıyoruz; ölüyoruz, 9 tane tahta ile tanışıyoruz. Bazen sırtımızı dayadığımız bir ahşap bile çok paradan daha fazla hissiyat kazandırıyor. Yaşamımızın her alanında ahşap var” dedi.
“Yangınları sabotaj ihtimaline bağlıyorum” Son günlerde yaşanan yangınlar için büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Ünal konuşmasında şunları söyledi: “Bir ağacın ölmesini izlemek çok üzücü, orada yaşayan nebatat, orada yaşayan hayvanlar yanıyor. İzlerken ağladım. İnsanların çaresizliğini izlemek hiç hoş değil. Bu kadar çok yerde, bu kadar sık yangın çıkmasını sabotaj ihtimaline bağlıyorum. Ağaçlar ile insanlar arasında fark, onlar düşünmüyorlar ve yürümüyorlar. Ağaçlar canlı, onlar olmasa nefes alamayız. Babam, kıyamet gününde bile ağaç dikeceksin derdi. Bir tane yeşile balta vurduğunu görmedim, bu işi yapmamda en büyük etki babam. Gittiği her yere ağaç dikerdi, bir çocuk gelir oradan meyve koparır yer diye bakıyordu. Ben de öyle bakıyorum.” Şeref Ünal, Cehennemağzı Mağaralarındaki ahşap atölyesinde çalışmalarına devam ediyor. (İYA-OA-
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile