CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, MHP Lideri Bahçeli hakkında hazırlanan fezleke ile ilgili " Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şantaj yapıyor.Şantaja asla izin vermeyeceğiz" dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz haftasonu Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile kanser tedavisi gören genç kız arasında yaşanan diyaloğa da değindi.

Bakan Bayraktar'a sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, 'Sosyal Devletin amacı güçsüzleri korumak değil miydi? Tam tersine baştan savıyorsunuz siz onu. İnsanlıktan nasibini alamayanlar Dilek'in halinden anlayamazlar' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalar şöyle:

Bir ülkeyi saygın kılan unsurların başında o ülkenin sanatçıları gelir. Bir ülkenin birikimidir sanatçılar. Nerede olursa olsun hangi çağda olursa olsun sanata ve sanatçıya değer veren ülkeler dünya tarihinde önemli bir çıtayı atlamışlardır. Sanatçıyı cezalandıranlar ise kendilerini tarihin önünde yargılamışlardır.

Sanatçılarını yargılayanlar kendilerini tarih önünde yargılıyorlardır. Sağlıklı çalışan demokrasilerde sanatçılar el üstünde tutulurlar... Eğer siz onları hapislere atacaksanız, olmayan bağımsız yargıyı sanatçıları hapse atmak için kullanacaksanız o ülkede demokrasi tehlikede demektir.

Türkiye böyle bir tabloyu hak etmiyor. Sanatıyla sanatçılarıyla ses getiren bir ülke hapis cezalarını hak etmiyor. Onu yargılayan yargıç kendisini yargılamıştır.

ULUDERE'NİN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR

Geçen gün Sayın Başbakan dedi ki; TSK hükümetin verdiği kararlarla hareket ederler dedi. TSK elbetteki siyasi makama bağlı olarak çalışırlar ama yasalara aykırı olmamak koşuluyla. Ben bu kürsüde defalarca Uludere faciasının sorumlusu kimdir diye sordum. Şimdi Başbakan itiraf etti, 'Biziz' diyor... Çünkü biz talimat veren TSK harekete geçmez diyor. Uludere faciasının sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve onun hükümetidir.

SOSYAL DEVLETİN AMACI GÜÇSÜZÜ KORUMAK DEĞİL Mİ?

Kanser ilacını bulamıyor. Güçsüz, Sosyal Devlet Koruması altında olması gerekiyor. Nereye el atıyorsa sorununu çözemedi. Belediyenin, caminin önünde bekledi. Biliyorsunuz kanser hastaları kalabalığa karışmazlar, korunmaları için. Ama o her şeyi göze aldı bakanı yakaladı. Bakana derdini anlattı. Bakan da dedi ki; 'Al bu parayı, başka ne yapacağım. Paraları da düşürme'

21. YY Türkiye'sinde yaşıyoruz. Buna karşılık Dilek kardeşimiz o bakana da onun gibi düşünenlere de çok güzel ders veriyor. 'Ben dilenci değilim Sayın Bakan' diyor. 'İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım, görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda' diyor... O bakan bir eli yağda bir eli balda olan bakandır. O üniversite öğrencisinin tedavi için verdiği mücadeleyi anlayacak kapasitede değildir. Ancak para sıkıştırır avucuna.

Sosyal Devletin amacı güçsüzleri korumak değil miydi? Tam tersine baştan savıyorsunuz siz onu. İnsanlıktan nasibini alamayanlar Dilek'in halinden anlayamazlar. Dilek Özçelik kim? Birimizin kızı, birimizin gelini olacak, birimizin yeğeni... Bizden birisi... Umutla geleceğe bakan birisi. Siz ona bu muameleyi yapıyorsanız diğer vatandaşlara kimbilir neler yapıyorsunuz. AKP'nin gerçeği budur! Dilek'e yapılan muamele toplum vicdanına atılan bir tokattır.

YALANCIDAN BAŞBAKAN OLMAZ

Sözde 18 yaşına kadar tüm çocuklar parasız tedavi edilecektir. Gidin çocuğunuzla bakın bakalım paralı mı değil mi? Ne demiştim, yalancıdan Başbakan olmaz.


10 ayrı işlemden para alıyorlar. Bunları sayayım. İlaç katılım payı alıyorlar, Muayene katılım ücreti alıyorlar, reçete ücreti alıyorlar, eş değer fiyat farkı, kutu başına para alınıyor, özel hastaneler için yüzde 90'a varan fark, tetkik ücreti farkı, erken muayene farkı, öncelikli tetkik farkı alıyorlar.

Bütün bu gerçekleri bilmek zorundayız. Dilek olayı nasıl patladı? Asıl tartışmamız gereken nokta bu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilaç karaborsası diye bir kavram yoktu.Pahalı ilaçlar karaborsaya düştü. İnsanlar tedavi olmak için karaborsadan ilaç temin ediyor.

ŞANTAJA İZİN VERMEYİZ

Sağlıklı çalışan bir demokraside iktidar şantaj yapmaz. Sayın Bahçeli eleştiri yaptı diye AKP iktidarı şantaj yapıyor ‘Senin dönemini inceleteceğiz' diyor. Aklın başına yeni mi geldi senin, kafana taş mı düştü? Şantaja asla izin vermeyeceğiz. Ülkeyi yönetiyorsan, yolsuzluk varsa üzerine gidersin. Ama sen gidemezsin. Yolsuzluktan beslenen yolsuzluğu araştıramaz. Sen daha mal varlığının hesabını vermedin. Hesap vermesi gereken adam hesap soracakmış. Önce sen bu millete otur kul hakkını nasıl yediğinin hesabını ver bakalım.

Şantajmış, tehditmiş bunlara pabuç bırakamayız. Siz bir ülkede gazetecileri hapse atacaksınız, askerleri, yazarları, avukatları, üniversiteleri hapse atacaksınız. Sonra da siyasi partilere demokrasi üzerinden giderek şantaj yapacaksınız.Öyle bir demokrasi anlayışları var ki. Bir işçiyi nasıl işten atabilirsiniziz üzerine toplantı yapıyorlar.

CUMHURİYET DÜŞMANLIĞI YAPIYOR!

Soru sormak isterim. Recep Tayyip Erdoğan hangi ülkenin Başbakan'ı? Diyebilir mi acaba Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'yım diye. Nasıl bir anlayıştır bu? T.C.'yi bakanlıktan siliyor. Bunu yapanlar şimdi birbirine düştü. Takkiye kültüründen gelen, yalancılığı kullanan birisi ülkenin milli değerlerini koruyamaz. Cumhuriyet kolay mı kuruldu? Sen Rize'de yırtık ayakkabıyla buraya geldin, bu Cumhuriyet seni Başbakan yaptı, Bu Cumhuriyet bir memurun oğlu olan Kemal Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Başkanı yaptı. Şimdi kalkmışsın Cumhuriyet düşmanlığı yapıyorsun.



Bahçeli Grup Toplantısında Konuştu...

Grup toplantısında konuşan MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a iki teklifi olduğunu söyledi: ''Dokunulmazlığımı süratle kaldırmalı ve hemen araştırma komisyona kurdurmalıdır.''

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.

KOALİSYONA İNCELEME POLEMİĞİ
Başbakan Erdoğan, araştırma komisyonu kurarak MHP'nin koalisyon ortağı olduğu dönemde batan bankaların 246 milyar lira kayba neden olduğunu, o dönemi inceleteceklerini söylemişti.

MHP'nin koalisyon döneminin inceleneceğini söyleyen Başbakan Erdoğan'a yanıt verdi. Bahçeli, ''Başbakan dik duruşumuzu kırmak için her yolu deneyecektir. Sayın Başbakan senden korkan senin gibi olsun. Zimmetçilere, yandaşlara eyvallahımız yok. Başbakan elinden geleni ardına koymamalı. Nasıl olsa Meclis çoğunluğu elindedir. Veremeyeceğimiz hiçbir hesabımız yoktur'' dedi.

Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:

'HALA ÜRETİM CAN ÇEKİŞMEKTE'
''Türkiye ekonomisiyle ilgili bazı açıklamalarımla söze başlamak istiyorum. Hala üretim can çekişmektedir. Bazı kıpırdanmalara rağmen hissedilir canlılık göstermemektedir. Hala üretim can çekişmektedir. Ekonominin kalbi olan fabrikalar bir bir kapanmak zorunda kalmıştır. AKP iktidarları süresinde üstünlüğümüz olan tekstil giyim mobilya sektörleri uzakdoğu ülkelerinin istilasıyla rekabetin altında kalmıştır. Geçtiğimiz yıl açılan şirket sayısı azalmıştır.

Kurulan her yıl 100 şirkete karşılık 46 şirket kapanmıştır. Diğer bir olumsuz durum da esnaflarımızla ilgilidir. 2005-2012 arasında 1 milyon 230 bin esnaf kardeşimiz işinde iflas etmiştir.

AKP'nin yanlış tercihleri istikrarlı büyümeyi engellemiştir. Geçen yılın Şubat ayında 4.3 milyar dolar olan cari açık 5.2 milyar dolara çıkmıştır. Bankacılık kesiminin borç hacminde önemli oranda bir artış da söz konusudur. Tüketici fiyatları enflasyon başını kaldırmış, 7.3'e ulaşmıştır. Milletimiz fakirlikle boğuşmaktadır. Düşen büyüme, çoğalan borçlar, gelir dağılımındaki adaletsizlik ekonomideki kara mizahın özeti şeklindedir. Memurumuz tedirgin, kamuoyuna yansıyan yeni düzenlemelerden dolayı endişelidir. Mağduriyetler her tarafa yayılmış ve sıçramıştır. AKP'nin iktidarında çiftçimiz tükenmiş ve yılgındır. Sanayicimiz hükümet baskısından bunalmıştır. Türk milleti kan ağlarken AKP hanedanlığı şahsi çıkar peşinde koşmaktadır. AKP döneminde yolsuzluk, kanunsuzluk korkutucu boyutlar kazanmıştır. Ancak artık bu kara düzene son vermenin zamanı gelmiştir. Milletimizin fazlasıyla hak ettiği huzur ve rahatlık inşallah bizimle birlikte gelecek. Yolsuzluk, işsizlik kader olmaktan mutlaka çıkacak.

TERÖRE ÇÖZÜM ARAYIŞI
Milli saadetimiz biçilmeye çalışılmaktadır. Türk milletinin çözülmesi ve bölünmesi için mide bulandırıcı bir yarış vicdansızlar tarafından sahnelenmektedir. Türk'e dair ne varsa rencide edilmektedir. Bu tablo milli vicdanları hüsrana uğratmaktadır. Bölünmenin doğal karşılanması amacıyla tüm milli ve manevi ölçülerimiz alçakça istismar edilmektedir. Korku, karmaşa ve kamplaşma her tarafta görülmektedir. Türkiye temellerinden koparılmaktadır. Milli tezler bölücü hezeyanlarla bölünmek istenmektedir.

Başbakan ve hükümeti PKK ve İmralı canisiyle yapılan pazarlıklara karşı terörle mücadeleki acziyeti örtebilmek için oyun üstüne oyun tertiplemektedir. Başbakan Erdoğan'ın bulunduğu bütün ortamlarda bir tek konusu Türk milletinin nasıl çözüleceği hususunda fikir ileri sürmek olmuştur. Gidişata baktığımızda her gün akıllara durgunluk veren ilişki ağı gündeme bomba gibi düşmektedir. Milletimizi bölünmeye ikna olması için tüm ihanet mekanizmaları işleme alınmıştır.

Başbakana göre Türkiye etnik farklılıklar üzerine yeniden tarif edilebilirse demokratikleşecektir. Terörist Öcalan'dan hikmet beklemekte Kandil'den lütuf beklemektedir.

PKK ne istiyorsa almakta, neyi istiyorsa elde etmektedir. Başbakan Erdoğan dipsiz bir kuyuya düşmüş durumda. PKK, 'Türk' ifadesinin silinmesini bastırmakta, AKP bunu çoktandır yapmaktadır. PKK jest yapmakta, AKP mest üstüne mest olmakta. Görüyoruz ki İmralı canisinin 2009 yılında belirlediği kanlı yol haritası AKP tarafından birer birer uygulanmaya koyulmuş ve koyulmakta.

İmralı canisi sözde akil insanlar heyetinin kurulmasını ve hakiketleri araştırma komisyonunun kurulmasını alçakça dayatmış, Başbakan gereğini yapmıştır. AKP-PKK ortaklığı ile belirlenen 63 aklı karışık etrafta dolanmaya ve hükümet imkanlarını kullanmaya başlamıştır. Bu sözde akiller şiddetin cinayetin ve pusunun mu savunucusur? Bunların amacı Türk kimliğinin yaşatılması değildir. Bunların amacı Türk milletinin 1000 yıllık kardeşlik hukukuna katkı vermek değildir. Hayatlarında bir tek gün Türklüğü ağızlarına almamış, vatan, bayrak diyememiş kişileri bu 63'lüklerin içerisindedir. Bunlar PKK tetikçileridir. Bunlar Türk milletinin sırtındaki kamburdur. 63'lerden bir çoğu şehidimizin hakkını hayatlarında akıllarına getirmemişlerdir. Bunların derdi kanın durması değil, Türkiye'nin bölünmesi ve PKK'nın dağdan inerek Türkiye'yi esir almasıdır. Türk milletinin bunlar gibilerine karnı toktur. Damat Ferit'in nasihat heyeti nasıl yenildiyse bunlar da yenilecektir. Türk milleti mukadderatına gözü gibi bakacaktır. Türk milleti demokratik itirazını gösterecek, geldikleri yere gönderecektir.

Hükümetin çözüm adını verdiği sürece hala kuılak verenlere soruyorum: Silahı kimin, hangi koşullarda bırakacağını anlayanınız var mı? PKK, Türkiye'yi tam teslim almadan bir yere gitmeyecektir. Farz edelim ki Başbakan yazılı emir verse bile bu emrin geçerliliği olacak mı?''

İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR

Öyle sert sözler ki...

17 Nisan 2013 Çarşamba

Erdoğan-Bahçeli düellosu

17 Nisan 2013 Çarşamba

Oğlu askerde olana maaş

17 Nisan 2013 Çarşamba

Bahçeli'ye hesap sordu

17 Nisan 2013 Çarşamba

57. Hükümet'e inceleme tartışması

17 Nisan 2013 Çarşamba

''Elinden geleni ardına koyma!''

17 Nisan 2013 Çarşamba

Muhtaç asker ailelerine ayda 250 TL

17 Nisan 2013 Çarşamba

''Kararlı ve umutluyuz''

17 Nisan 2013 Çarşamba

Şehit yakını ve gazilere müjde!

17 Nisan 2013 Çarşamba

''Kararlı bir umut yolculuğu''

17 Nisan 2013 Çarşamba

Vazife ve harp malüllerine müjde!

17 Nisan 2013 Çarşamba

Bahçeli ağır konuştu

17 Nisan 2013 Çarşamba

Başbakan karne verdi

17 Nisan 2013 Çarşamba

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile