Adalet Bakanı Sadullah Ergin, cezaevlerindeki açlık grevlerinin sonlandırılması çağrısında bulunarak, ''Bu eylemler sesini duyurmak için yapıldıysa bu ses duyulmuştur. Maksadın hasıl olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Ergin, Sincan'daki ceza ve infaz kurumları yerleşkesini ziyaret ederek, bazı tutuklu ve hükümlülerle bayramlaştı. Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan ve soruları da yanıtlayan Ergin, Cezaevinde açlık grevi yapan tutuklularla görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine, Sincan yerleşkesinde kalan hükümlü ve tutuklular içinde açlık grevi yapanlarla da görüştüğünü belirtti.
Düşüncelerini onlarla da paylaştığını dile getiren Ergin, ''Kendi açımdan da faydalı olduğunu düşündüğüm temaslar olarak değerlendiriyorum. Bu cezaevinde kalan farklı suç tiplerinden mahkum olmuş insanlarla görüştük'' dedi.
''Terör örgütü PKK'nın elebaşı Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülürse onun yapacağı bir çağrıyla açlık grevlerinin sonlandırılacağı belirtiliyor. Bakanlığın bir Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmesi konusunda bir adım atması söz konusu olabilir mi-'' sorusu üzerine Ergin, imkan dahilinde olan adımların Bakanlıkça atıldığını söyledi.
Ergin, ''Biraz önce söyledim. Bu talepler içinde olan savunma hakkına dönük çalışmalarımızın olduğunu, olgunlaşmasıyla beraber Bakanlar Kurulu'na getirileceğini ifade ettim. Onun dışındaki hususları şu aşamada sizlerle paylaşacak aşamada olmadığını ifade ediyorum'' dedi.
Ergin, ''Bazı iyileştirmelerden bahsettiniz. F tipinde tutuklu olanlar da bu iyileşmelerden faydalanabilecekler mi- Abdullah Öcalan da bu yasal düzenlemelerin kapsamına girer mi- Medeni hali buna uygun mu-'' sorusu üzerine Ergin, şunları kaydetti:
''Aile görüşünü kastediyorsunuz herhalde. Bunu tasarı metni parlamentoya geldiğinde hep beraber göreceğiz. Şu anda Bakanlar Kurulu'nda imza aşamasında. Tabii ki bu aile görüşü bir hak olarak değil, bir ödül olarak düzenleniyor. Dünyada uygulamasına baktığımızda, cezaevlerinde bu bir ödül olarak düzenleniyor ve bunu kullandıracakları hükümlü tutukluların, belli sınırlamalara tabi olmaması şartı var. Bunun şartlarını dünya ortalamasına da bakarak Türkiye'dekini daha iyi şartlarda oluşturmaya çalıştık. Ama elbette ki sınırsız, limitsiz bir uygulama olmayacak. Onu tasarı geldiğinde beraberce göreceğiz.''
-''28 Şubat tutukluları ile de görüştüm''-
Ergin, 28 soruşturması kapsamında tutuklananlarla görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine, ziyareti sırasında cezaevinde bulunan her suç tipinden hükümlü ve tutuklu ile görüştüklerini anlattı. Bakan Ergin, 28 Şubat tutukluları ile de görüştüğünü söyledi.
Görüşmelerde talepleri aldıklarını ifade eden Ergin, Ceza İnfaz Kurumu'nun uygulamaları ve şartlarıyla ilgili kendilerine herhangi bir talep gelmediğini belirtti.
Ergin, şöyle dedi:
''Ceza İnfaz Kurumu'na dönük olarak ve özellikle personelimizin hükümlü tutuklulara muamelesine, uygulamasına dönük olarak genel bir memnuniyet var. Bundan da büyük bir mutluluk duyduğumu paylaşmalıyım. Görüştüğümüz hükümlü tutuklular Ceza İnfaz Kurumu'nun yönetimine ve cezaevinde kendilerine gösterilen ilgiye teşekkür ettiler. Ama onun dışında elbette ki talepleri olmuştur. O talepleri de kendimiz not ettik.''
Kemal Gürüz ve Çevik Bir ile görüşüp görüşmediği sorulan Ergin, ilgili ayrıntıya girmek istemediğini ifade ederek, ''Madem sordunuz, Kemal Gürüz'le ve beraberinde kalan emekli komutanımızla görüştük. Onun dışında başka koğuşlarda kalan aynı soruşturmadan tutuklu olan isimlerle görüşüldü. Ayrı ayrı söylemeye ihtiyaç duymuyorum. Bu cezaevinde olan her suç tipinden hükümlü ve tutuklulardan belli ziyaretler yaptık. Doğrusu benim içinde faydalı temaslar olduğunu söyleyebilirim'' diye konuştu.
-''Maksadın hasıl olduğunu düşünüyorum''-
''Açlık grevlerinin bitirilmesi noktasında BDP milletvekilleriyle görüşeceğiniz haberleri var. Bu görüşme gerçekleşti mi-'' sorusu üzerine Ergin, ilk günden bu güne kadar gerek sivil toplum örgütleri, gerek siyaset kurumlarından tüm görüşme taleplerinin karşılandığını söyledi.
Ergin, şöyle devam etti:
''Gerek siyasi parti temsilcisi olsun, gerek STK temsilcisi olsun bu konuyla ilgili çözüm arayışı içinde olan ve sorunu küçülterek ortadan kaldırmaya dönük gayret sarfeden bir Adalet Bakanı bulmuşlardır. Herkes sorumluluğunun gereğini yerine getirmeli diyorum. Bu problemin çözümüne katkı sunacak olan varsa katkısını sunsun. Ama bu problemi büyütmek, yangına benzin dökmek isteyenler varsa lütfen onlar söz orucuna girsinler, söz söylemesinler. 'Ya hayır konuş, ya sus'. Bu kadarını ifade ediyorum. Bu meselenin çözümü noktasında katkı sunacak olan varsa o katkıları bugüne kadar aldık. Bu tür temas arayışlarını cevapsız bırakmadık. Bundan sonra da bu tavrımız devam edecek.''
Bakan Ergin, ''Temas arayışları kapsamında Abdullah Öcalan ile Bursa Barosu'ndan bir avukatın görüşmesi söz konusu olabilir mi- sorusuna ise ''Benzer bir soruyu meslektaşınız sormuştu, ben de bununla ilgili paylaşılacak bir şey olduğunda paylaşacağımı ifade etmiştim'' karşılığını verdi.
Ergin, ''Türkiye'nin açlık grevlerini sonlandırmada kötü deneyimleri var. Çağrınız karşılık bulmazsa müdahale söz konusu olur mu-'' sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Onu şimdi ifade etmek bile istemiyorum. Bu eylemler sesini duyurmak için yapıldıysa, bu ses duyulmuştur. Maksadın hasıl olduğunu düşünüyorum. Birtakım çalışmaların da devam ettiğini de ifade ettim. Ama bu cezaevlerinde bulunan her kişi devlete emanet edilmiştir. Onların sağlıkları, bedeni tamamiyetleri devletin sorumluluğu altındadır. Ve onlar için her türlü ihtimam gösterilmektedir. Sağlık elemanlarımız çalışanlarımız teyakkuz halindedir. Sürekli bu konumda olan hükümlü tutuklularla her gün temas etmektedirler. Kontrolleri belli aralıklarla yapılmaktadır ve şu an için çok sıkıntı verici bir tablo olmadığını düşünüyorum. Ama konu önemsiz değildir, bunu önemsizleştirmek adına söylemiyorum. Cezaevinde bir tek kişinin burnunun kanaması bizim razı olacağımız bir sonuç değildir. Öyle bir sonuç oluşmaması içinde tüm imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.''
Ergin, yasa dışı dinleme yaptığı iddia edilen MİT mensupları hakkında soruşturma izni talebinin olup olmadığını sorulması üzerine de ''Sanal ortamda herhalde Twitter'da paylaşılmış bir bilgi, ama bize gelmiş öyle bir bilgi yok bana önce yapılmış birtakım suç duyuruları vardı onlara ilişkin soruşturma çerçevesinde olabilir, ama şu an için somut bir şey paylaşmak durumunda değilim, bilmiyorum şu anda'' karşılığını verdi.
Ergin, basın örgütlerinin tutuklu gazetecilere ilişkin raporlarının sorulması üzerine şöyle konuştu:
''Geçen yıl yayımlanan rapora Türkiye'de basın organlarından çok büyük tepki yükseldi. Ben bu yılki raporun bu tepkileri telafi amacıyla hazırlanmış olduğunu düşünüyorum. Afaki bir değerlendirmede bulunmayacağım. Bu raporda belirtilen isimler üzerinden sağlıklı bir çalışma yapıyoruz. Elde ettiğimiz ilk verilere dayanarak söylüyorum. Basın mensuplarımız bu yorumlara ilişkin yorum ve eleştiri yapacaklarsa bence biraz sabırlı olmalarında fayda var. Çünkü bu raporda belirtilen isimler konusunda daha sonra bir kısım mahcubiyetler yaşanabilir. Bu rapor geçen yılki raporu telafi endişesiyle hazırlanmış bir rapor görüntüsündedir. Raporu Türkiye'de 3 gazeteci arkadaşa hazırlattıklarını ifade etmişlerdir. Rapor dikkatlice tarafımızdan değerlendiriliyor. Somut sonuçlarıyla beraber bayram ertesinde sizlerle bunu paylaşacağım. Şu kadarını söyleyeyim. İhtiyatlı değerlendirmenizde fayda var.''
Bu konuda AB'nin eleştirilerinin sorulması üzerine de Ergin, şunları belirtti:
''AB ilerleme raporuna ilişkin değerlendirmeler yapıldı. O değerlendirmeler içinde bizim gerçekten pozitif sonuç çıkarıp istifade etmemiz gereken eleştiriler vardır, ama Türkiye'nin yapmış olduklarını yeterince teslim etmediklerini düşündüğümüz tespitleri de vardır. Bu rapor bana göre dünyanın sonu değil. Türkiye yapmış olduğu reformları da AB aferin desin diye yapmıyor. 74 milyon insanın hayat standardını daha da yükselteceğine inandığımız için bu reformları yapmaya gayret ediyoruz. Neticede biz insanımızın özgürlük alanını genişleterek daha zenginleşmesini, özgürleşmesini, mutlu, müreffeh olmasını sağlayacak adımları atmaya devam edeceğiz. Eleştirilerden istifade edeceğimiz noktalardan istifademizi yaparız. Ama haksızlık yaptıklarını düşündüğümüz konularla ilgili olarak da kendi eleştirilerimizi de peşine sıralarız. AB'nin Türkiye raportörü, Türkiye bu kadar terörle mücadele ederken Türkiye'nin terörle mücadelesine destek anlamında yeterli ifadelerin raporda yer almadığını belirterek raporu kendileri eleştirdi.
Bu rapor eleştirilmez değil, ama bu raporda Türkiye'nin istifade etmesi gereken hususlar da var diye düşünüyorum.''
Bakan Ergin'den Açlık Grevine Son Verin Çağrısı
Cezaevlerindeki açlık grevlerini Hükümet ve Bakanlık sıkı şekilde izliyordu. Bayram öncesi Bakan Ergin'den önemli bir adım geldi. Ergin, açlık grevindeki mahkumları bizzat ziyaret etmek istedi. Adalet Bakanı, Sincan Cezaevi'nde açlık grevi yapan mahkumlarla hem bayramlaştı hem de taleplerini dinledi.
Ardından bir basın toplantısı düzenleyen Ergin özetle şunları söyledi:
--Açık cezaevlerimizdeki hükümlüler yılda 3 kez dış dünya ile uyumlarının sağlanması amacıyla izne çıkabiliyorlardı. Bu tasarıyla şimdi bu 4’e çıkıyor, 3 ayda bir izin haklarını kullanabilecekler.
--Çocuk hükümlülerin ana babalarıyla görüşmeleriyle ilgili yeni bir düzenleme getiriyoruz. 2 ayda bir çocuk eğitim evlerinde 3 saatten 24 saate kadar çocuk hükümlüler anne ve babalarıyla görüşebilecekler.
--Ölüm ve ağır hastalık izninde cezaevine dışına çıkarılan tutuklunun kaldığı adres uygulamada soruna neden olmuştu. Tasarıda normal şartlarda cezaevinden çıkan kişinin evinde ya da ikinci derecede hısımlarının evlerinde kalabilecek ya da güvenli görülen bir başka adres ya da bulunulan yerdeki cezaevlerinden birinde kalacak. Gidilen yerlerdeki Mülki idare amiri yani valiler karar verecek nerede kalınacağına.
--Ağır hastalık veya sakatlık nedeniyle infazın ertelenmesiyle ilgili hüküm vardı. 16. madde der ki: Mahkumun hastalığının hayatı için kesin tehlike arzetmesi şartı vardı. Bu yüzden Adli Tıp böyle bir rapor düzenleyemiyordu. Getirilen kriter ağır hastalık ya da sakatlık nedeniyle cezaevinde hayatını yalnız idare ettirememe şartına bağlanıyor. Bu kriterin yasalaşmasıyla cezaevinde olan 300’ün üzerinde hasta hükümlünün durumları tekrara değerlendirilecektir.
İNFAZ ERTELEME KONUSU
--İnfaz yasasının 17. maddesinde infaz erteleme durumu var. İnfaz erteleme için bu maddede var olan şartlarda iyileştirme sağlandı. 6 aylık süre için infaz ertelemesi yapılıyordu ve bir kez uzatılabiliyordu. 1 yıl için ertelenmesi ve 1 yıl uzatılması için düzenleme yapılıyor. 3 yılın altındaki suçlardan ceza alan birinin 1 yıl erteleme alabileceği düzenleniyor.
--Hakkında başka bir davadan kamu davaası açılanların ertelemesi olmayacak. İstisnai erteleme şartları vardı. Yakınlarının ölümü nedeniyle tarımsal ürünlerini hasat edememiş olanlar, ana baba eş ya da çocuklarının ölümü ya da hastalığı nedeniyle ailenin ticari faaliyetini yürütememe durumunda cezaevinde olana 1 yıla kadar infaz erteleme mümkün olabilecek.
--Açık cezaevine ayrılan hükümlüler infaz koruma memurlarıyla naklediliyorlardı. Bu hükümlüler artık yanlarında kimse olmadan kapalı infaz kurumundan açık cezaevine nakledilecek. Yanlarında refakat eden hükümlünün refakat parasını da hükümlü karşılıyor çünkü.
--İyileştirmeler bundan sonraki süreçte de devam edecek.
--Hükümlü ve tutuklular için ilave yeni haklar temin edilmektedir.
AÇLIK GREVİ YAPAN MAHKUMLAR
--Şu anda Türkiye’de 680 civarında hükümlü tutuklu açlık grevleri yapmaktalar.
--Bu eylemin başladığı günden bu yana titizlikle olay bakanlığımız nezdinde takip ediliyor.
--Olumsuz sonuç oluşmasın diye her türlü tedbiri almaya devam ediyoruz.
--Önce insan diyerek yola çıktık parti olarak. Bunun gereklerini yerine getirebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
--Bugün bu açlık grevleri cezaevinin mevcut şartlarına yönelik bir eylem değildir. Farklı sorun alanlarına dönük bir takım talepleri kapsayan eylemlerdir. Bunlar da bilinen talepler.
--Türkiye uzunca bir süredir demokratik hakların genişletilmesi noktasında çok önemli gelişmeler sağlamıştı, bu çalışmalarına da devam eden bir ülke.
--Son Ak Parti kongresinde 2023 vizyonuna dönük olarak bir takım taahhütlerde bulundu AK Parti. Ana dilde savunma hakkını da içeren taahhüdümüz var.
-- Bu çalışmaların olgunlaştırılması ve uzmanların katkılarının alınmasıyla beraber Bakanlar Kurulu’nun görüşüne sunulacak
--74 milyonun her biri bizim için kıymetli.
--Arefe günü söylemek istiyorum. Temel hakların tamamlanması, eksiksiz yerine getirilmesi, şartların iyileştirilmesi noktasında kesintisiz bir süreç var. Tamamlanması gereken adımlar var. Bunu biliyoruz. Yürüyen atın başına vurulmaz diye bir laf vardır Anadolu’da. Bu çalışmalara katkı sunmak lazım diye düşünüyorum.
--Bu eylemi yapan hükümlü ve tutuklulara söylüyorum: Kendi bedenleriniz, kendi sağlığınız, sizi sevenler ve sevdikleriniz için bu bayram arefesinde bu eylemden vazgeçmelerini söylüyorum. AB sürecinde mevcut şartlarını yenileyen, irade sahibi bir hükümeti var. Bu hedef noktasında güçlü bir yürüyüş üzerinde olduğumuzu da ifade ediyorum.
İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR
'Maksat hasıl oldu'
25 Ekim 2012 Perşembe
Cezaevindeki açlık grevleri
25 Ekim 2012 Perşembe
Açlık grevleri için önemli adım
25 Ekim 2012 Perşembe
Ergin'den cezaevi ziyareti
25 Ekim 2012 Perşembe
Cezaevlerindeki açlık grevi
25 Ekim 2012 Perşembe
Bakan'dan cezaevi ziyareti
25 Ekim 2012 Perşembe
Ergin 'Sevdikleriniz için, sağlınız için eylemi bitiridin'
25 Ekim 2012 Perşembe
Denetimli serbestlik
25 Ekim 2012 Perşembe
Cezaevlerinde açlık grevi
25 Ekim 2012 Perşembe
Adalet Bakanlığı'ndan çağrı
25 Ekim 2012 Perşembe