İstanbul'daki canlı bomba saldırısının ardından Irak ve Suriye'deki DAEŞ mevzilerine düzenlenen hava operasyonlarında 200 örgüt mensubu öldürüldü.
Açıklama, büyükelçileri kabulünde konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu'dan geldi.
'Teröre karşı ortak bir tavır göstermemiz zarurettir' diyerek uluslararası topluma birliktelik çağrısı yapan Davutoğlu, 'Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin, hangi gerekçeye dayanırsa dayansın terörün her türlüsü insanlık suçudur. Terörle mücadelemizi sürdürürken beslendiği kaynakları kurutmaya kararlıyız' dedi.
Sultanahmet'te 10 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı bir kez daha 'telin ettiğini' söyleyen Davutoğlu, özetle şu ifadeleri kullandı:
'Terör alçak yüzünü bir kez daha ortaya koydu. İnsan hayatını hedef aldı. Bu alçakça saldırının DAEŞ tarafından yapıldığının tespit edilmesini müteakip, Silahlı Kuvvetlerimize verdiğimiz talimatla o andan bugüne kadar yaklaşık 48 saat içinde DAEŞ mevzilerine Suriye'de ve Irak'ta 500'e yakın kara atışı vasıtasıyla top ve tank atışıyla taarruzda bulunulmuş ve DAEŞ mevzileri, sığınakları hem Başika'da, Irak'ta hem de Suriye'de sınır boyumuzda bütün imkanlarımızla vurulmuş, 200'e yakın DAEŞ mensubu, bunlar tek tek tespit edilen, aralarında bazı sözde bölge yöneticilerinin de olduğu DAEŞ mensubu son 48 saat içinde etkisiz hale getirilmiştir.
'MİSLİYLE MUKABELE İLE CEZALANDIRILACAK'
Bundan sonra da Türkiye'ye, Türiye'nin misafirlerine yönelecek her tehdit, misliyle mukabele ile cezalandırılacaktır. DAEŞ terör örgütü, Türkiye sınırlarından tümüyle ayrılıncaya kadar, kısa dönemde bölgemizde ve dünyada mübarek dinimiz İslam'ın adını lekeleyecek davranışları sürdürdükçe de bütün bu etkisini kaybedene kadar en kararlı mücadeleyi göstermeye devam edeceğiz.
'GEREKİRSE HAVA KUVVETLERİ DE DEVREYE GİRECEK'
Karadan atışlarla cezalandırma uygulamalarımız devam ediyor, gerektiğinde hava kuvvetlerimiz de devreye girecek. Terörle mücadele daha az özgürlüğü beraberinde getirmemelidir. Dünya milletler ailesi olarak bu zaafiyeti yaparsak terörün istediğini yapmış oluruz.
Terörü yapan, Suriye menşeili bir DAEŞ'lı diye düşünüp, bütün Suriyeli mültecileri, mağdurları, mazlumları tehdit olarak görürsek, DAEŞ'ı yapan, yüce dinimizi istismar eden bir grup olması sebebiyle bütün Müslümanları yerkürede potansiyel tehdit gibi görüp, onları uçaklardan indirmeye kalkarsak, işte o zaman tam da terörün istediği tuzağa düşülmüş olur.
Biz Türkiye olarak terörle mücadeleden edindiğimiz bir sonuç var. Biz teröristleri masum insanlardan ayırarak bu tuzakları bozabiliriz. Temmuz ayından itibaren terör örgütünün düğmesine basıldı. Eli kanlı güruh yeni bir ihaleye yöneltildi.'
