Başbakan Erdoğan "Yol istemiyoruz, orman istiyoruz" diye pankart açan öğrencilere "Siz gidin ormanda yaşayın, biz yol yapacağız" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İlçe Belediye Başkanları toplantısında konuştu. Bugün Ankara'da bir hastanenin açılışını yapmaya giderken yolda gördüğü 'Yol istemiyoruz orman istiyoruz' diye bir pankart gördüğünü söyleyen Erdoğan, pankartı asan öğrencileri eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Orman isteyenler için ormanlar bol. Ama şunu bilmiyor, yol medeniyettir. Yolu olmayanın, suyu olmayanın medeniyeti konuşması mümkün mü? Yol olmazsa üniversiteye bile gidemez, o yol sebebiyle üniversiteye gidiyorsun. Ormansa sizleri ormanlara gönderelim, gidin ormanlarda yaşayın ama hiç olmazsa şehirlerdeki halkı rahatsız etmeyin" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Ortada meyve veren bir ağaç varsa bilin ki taşlayanlar olacak ve karalamak isteyenler olacak. Bizim millet ile kurduğumuz bağı hazmedemeyenler karalama kampanyasıyla üzerimize gelmeye devam edecek.

ODTÜ PANKARTI

Bugün bir pankart gördüm. Nereye gidiyordum? 3 bin 500 yatak kapasiteli şehir hastanesinin açılışına gidiyordum. 'Yol istemiyoruz orman istiyoruz' Üniversite gençliği bu pankartı açtı düşünebiliyor musunuz? Yol medeniyettir. Yolu olmayanın suyu olmayanın medeniyeti konuşması mümkün mü? Onlar dedi diye biz yol yapmaktan vaz mı geçeceğiz? Git o zaman ormanda yaşa.

11 yıl boyunca olduğu gibi bir yandan millet için hizmet üretmeye ve bizi bu yoldan alıkoymaya çalışanlara karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Teşkilatımızı uyarmak istiyorum. Çok ama çok dikkatli olmalıyız.

KIRILAN SERAMİKLERİ YAPTIRMIYORUZ

O canım canım seramikleri o vandallar ne yaptı kırdılar. Bunların yenisi yapılabilir hemen. Ama bir müddet böyle kalacak. Milletin görmesi ibret alması lazım.

Şunu anlamakta zorlanıyorum. Bunu kimler hangi vandallar yaptı? Bunun hesabını sormak için ben 30 Mart'ta bu seramikleri kıranlardan hesap soracağım diyor mu? Bunları anlatmamız lazım.

TAKSİM'DE DAHA ÖNCE YEŞİLLİK VAR MIYDI?

İşte şimdi Taksim'de yayalaştırma politikasının bir etabı bitti. Şimdi çıkmışlar üstte yeşillik yol diyorlar. Yahu orada daha önce yeşillik var mıydı? Egzoz kokuları arabalar vardı. Ama çalışmalar bittikten sonra bu da halledilecek.

Daha yolda giderken saldırı başlıyor. Yahu sonunu bir bekle bakalım. Daha yapılacak çok iş var.
Bütün bunlara rağmen yapmak zor olandır, yıkmak en kolay olandır. Biz zora talibiz.

Süt bembeyazdır. Zerre kadar pislik o sütün içine düşerse o süt saflığını kaybeder. Siz aylarca süt kadar beyaz eserler üretirsiniz bir kaç vandal bir kaç barbar çıkar o sütü kirletmeye çalışır. Bir anlık bir dikkatsizlik bile yılların emeğini alır götürür. Ben şu kadar iş yaptım, eser ürettim deyip kenara çekilen kaybetmiştir. Bizim için menzil önce Allah'ın sonra milletin takdirindedir. Allah ömür verdikçe aralıksız hizmet edeceğiz. Millet bize dur deyinceye kadar biz kendi kendimize durmak yok yola devam diyecek kararlılıkta yürüyeceğiz.

Yunus Emre'yi bugünlere ulaştıran o temiz Türkçe kadar Taptuk Emre'nin kapısındaki sebatıdır, sedakatıdır. Bizler Yunus olacağız, milleti de Taptuk Emre olarak göreceğiz. Eğer Yunus Emre, Taptuk Emre'nin kapısına odun taşımaktan yakınsaydı inanın bugün biz Yunus'u da tanımazdık Taptuk Emre'yi de tanımazdık. Bizim teşkilatımız bu şuura sahiptir.

BİZDE DARILMA OLMAZ

Bugün belediye başkanı olarak hizmet eden yarın bu teşkilatın içinde farklı bir makamda hizmet eder. Kimisi bakan yardımcısı oluyor, kimi çeşitli görevlere geliyor. Bütün mesele sadakattir. Bunu başardığımızda yol bizim yolumuzdur. Bir dönem dahi belediye başkanlığı yapmış arkadaşımız 5 yıl içinde büyük tecrübe edinmiştir. Bizim için çok değerlidir. Bu tecrübe başka yerlerde de değerlendirilir. Bizde darılma olmaz.

Teşkilat olarak da bir olacak birlikte olacağız. İl ilçe başkanlarımızla meclis üyelerimizle aynı şekilde bir olacağız. Millete örnek teşkil edecek bir kardeşlik göstereceğiz. Partimizi kurduğumuz andan itibaren teşkilatımızda şunu gördük adaylar açıklandığında görevde olan ancak aday olmayan arkadaşlarımız küsmeden son ana kadar görevlerini sürdürdü. Partimizin üst yönetiminden bakanlar kurulumuza biz hep bu kardeşlik havasını yaşadık. Biz önümüzdeki seçimlere de inşakllah böyle bir hava ile gireceğiz.

MART SEÇİMLERİ ÇOK ÖNEMLİ

Çok değerli kardeşlerimiz milletimiz için, çok önemli bir seçime gidiyoruz. 2014 Mart seçimleri çok önemli. Dün 17 Eylül'de en karanlık günlerimizden birini iğfa ettik. Bundan 52 yıl önce Türkiye'nin özgür iradesi ile seçilmiş ilk başbakanı ve ondan bir gün önce iki bakanı hazin bir biçimde idam edildi. Birileri bunu hatırlıyor ve hatırlatıyor olmamızdan rahatsızlık duyabilir.

27 Mayıs öyle bir müdahaledir ki kara gölgesi üzerimizde kalmıştır. Bugün karşılaştığımız pek çok meselenin temelinde 27 Mayıs vardır. Şimdi Yassıada ile ilgili bir proje hazırlıyoruz. Adını da Yassıada'nın Demokrasi ve Özgürlükler Adası koyduk. Şimdi bir grup gitmiş o mahkemenin olduğu salona adının Demokrasi ve Özgürlükler Adası olmasını istiyoruz yazmış Diğer bir grup adamıza el dokundurtmayız demiş. Sen kimsin ya. Yassıada bu ülkeden özgürlük ve demokrasi yanında olanların adasıdır. Biz şimdi bu anlamda özgürlükçü ve demokrasi mücadelesi edenlere hizmet edecek hale getirmek üzere bir ada haline dönüştürüyoruz.

Şu anda özgürlükler adına eline taş alan molotof alan gençler bunun bir ilk olduğunu sanıyorlarsa gitsinler 27 Mayıs'a baksınlar, gençlerin nasıl birbirine düşürüldüğünü büyüklerinden dinlesinler. 27 Mayıs'ta işe yaramış 12 Eylül'de de yapılmıştır. 27 Mayıs'ı devrimci darbe olarak gören bayram olarak gören CHP bunların hep arkasındadır bugün de yine görevdedir.

AK Parti 27 Mayıs'ta başlayan o kısır döngüyü kırmıştır. 11 yıl içinde 27 Mayıs ruhunu diriltmek için çok kirli senaryolar gündeme geldi. Şu anda 27 Mayıs ruhunu yaşatmak için yazılan senaryoyu bozduk. Mart ayındaki seçimlerle sandığın artık tartışılmaz olduğunu ilan edeceğiz.

Bürokratik oligarşinin geride kaldığını ilan edeceğiz. Sandık dışında, seçim dışında yolların kalktığını 30 Mart'ta ilan edeceğiz. Ama 6,5 ay durmak yok. Efendim 'sıkıntılar var' Sıkıntı tanımıyoruz. Sıkıntı varsa görevini yapmadın demektir.

Türkiye'ye manşetlerin değil sokakların değil elitlerin değil sadece milletin rota çizebileceğini Mart ayında tekrar ilan edeceğiz.

CHP'de otobüsten çarşaflı kadınları attığını gördük. Rozet taktılar sonra ne yaptılar. Sipariş üzerine yapıyorlar.

TAKSİM'DEKİLERE ÇAPULCU DEDİM AMA CHP DE DEDİ

Ben Taksim'deki olaylarda Çapulcular dedim ya gücendiler. Arkadaşlara dedim çalışma yapın. TDK'da ne yazdığı belli. Arkadaşlar Millet Kütüphanesi'ne baktı. Dersim olaylarında İnönü'nün açıklaması var 'Çapulcuları derdest ettik' diyor. Şu an elimizde var Tan gazetesinde çıkmış. Ahmet Emin Yalman başında. Tan gazetesi CHP'nin yarı resmi yayın organıdır. Zamanı geldiğinde göstereceğim. Hepsi şu anda elimizde hazır. Bana yüklendiler neden kullandın diye. Ortada sözlük var. Kim kamu düzenini bozuyorsa bunlar çapulcudur. kaldı ki Dersim'de normal vatandaşa çapulcu demekle öldürdü. CHP hala özür dilemedi. Genel Başkanı da özür dilemiyor Dersimli olduğu halde. Fakat biz özür diledik.

Sandık milletin namusudur bunu unutmayız. Bizim her zaman boynumuz kıldan ince olmuştur. Sandıktan çıkan irade bizim için önemli ölçüttür. Bizimle hesabı olanlar da sandığı ve seçimi hesaba almalıdır. İşte 2014 Mart seçimleri çok önemli. Bu seçimlere şuurla heyecanla gideceğiz.