Başbakan Davutoğlu, IŞİD'in elinde alıkonulan Türk vatandaşlarına ilişkin, "Bu gece sabaha karşı vatandaşlarımızı aldık ve ülkemize getirdik" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör örgütü Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) alıkoyduğu konsolosluk görevlilerinin bu gece sabaha karşı Türkiye'ye getirildiğini belirterek, 'Sabaha karşı saat yarım sularında ilk temaslarımız yoğunlaştı ve sabah 05.00'de de ülkemize geldiler. Gece boyu yakından takip ettik gelişmeleri, biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Bu mutlu olay hepimizi güzel bir sabaha hazırladı' dedi.

Davutoğlu, Bakü'de konakladığı otelde Türkiye saati ile saat 06.10'da yaptığı açıklamaya, 'Aziz milletim, değerli vatandaşlarım, uzun bir süredir milletçe beklemekte olunan mutlu bir haberi sizlerle paylaşmak üzere sabahın erken saatlerinde huzurunuzdayım' diyerek başladı.

Türkiye'nin Musul Başkonsolosu ve 48 Türk vatandaşının 3 ayı aşkın bir süredir Musul'da rehin tutulduklarını anımsatan Davutoğlu, 'Günlerdir, haftalardır süren yoğun çalışmalar neticesinde bu gece sabaha karşı vatandaşlarımızı aldık ve ülkemize getirdik. Bu haftalardır hepimizin uykusunu kaçıran, kaygılara sevk eden ama en çok da ailelerimizi üzen bu gelişmelerden sonra bu mutlu haberi paylaşmaktan büyük bir onur duyuyorum' dedi.

Başbakan Davutoğlu, gece boyu Başkonsolos ile irtibat halinde olduklarını ve biraz önce 49 kişinin Türkiye'ye alındığını, alıkonulan 49 kişinin sağ salim Türkiye'ye ulaştıklarını belirterek, şöyle devam etti:

'Ben herşeyden önce bu zorlu süreç içinde bir taraftan acıyı yüreğinde tutup vakur bir şekilde bekleyen ailelerimize, diğer taraftan da bu bekleyişi saygıyla karşılayan ve büyük bir sorumluluk içinde hareket eden, vakur, vakar içinde hareket eden bütün toplum kesimlerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Güçlü, derin kültüre sahip milletler zor zamanlardaki dayanışmalarıyla imtihan edilirler ve bu imtihanları geçtikçe güçlenirler, olgunlaşırlar milletimiz asırlar boyu birçok sınavdan geçmiştir, son yıllardaki en büyük sınavlardan biri de devletimizi temsil göreviyle Musul'da bulunan bu vatandaşlarımızın karşı karşıya kaldığı durumdur.

İlk andan itibaren kendileriyle teması hiç kesmemeye özen gösterdik. 24 saat esasıyla bulundukları yeri ve çevre şartlarını sürekli gözönünde bulundurarak çalışmalarımızı sürdürdük ve nihayet mutlu sona ulaştık. Bu çalışmalarda büyük çaba sarfeden Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarımıza, müsteşarımıza teşekkürü bir borç biliyorum milletimiz adına. Bu gece sabaha karşı yarım sularında ilk temaslarımız yoğunlaştı ve sabah 05.00'de de ülkemize geldiler. Gece boyu yakından takip ettik gelişmeleri, biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Bu mutlu olay hepimizi güzel bir sabaha hazırladı. Bu çerçevede emeği geçenlere teşekkür ederken, ailelerine bir kez daha geçmiş olsun diyorum. Bu çalışmaya katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum, sorumlu davranan medya mensuplarına teşekkür ediyorum. Milletçe geçtiğimiz bu sınavdan bundan sonra da zorlu sınavlarla karşılaştığımız zaman aynı dayanışmayı sürdüreceğimize inancımı teyit ediyorum. Allah bir daha böyle bir acıyı hiçbir aileye göstermesin.'

Başbakan Davutoğlu, yaşanan süreçte, zor durumda devletin bütün birimlerini ne kadar etkin davrandığını ve milletin tek bir yürek haline döndüğünü görmenin de onur verici olduğunu vurgulayarak, bu güzel haberin hayırlı olmasını diledi.

Bakü'deki programını yarıda keserek Türkiye'ye döneceğini, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın Bakü'deki programlarda kendisini temsil edeceğini ifade eden Davutoğlu, 'Şu anda rehinelerimiz sınırdan girdiler, Urfa'ya doğru hareket halindeler. Ben de buradan doğrudan Urfa'ya gideceğim, rehinelerimizle buluşacağım. Rehinelerimizin bir mühdet istirahat etmeleri ve kendilerini bir anlamda yenilemeleri gerekiyor' dedi.

Davutoğlu, bir soru üzerine, istihbarat biriminin kendi yöntemleriyle gerçekleştirdiği bir çalışmayla Türk vatandaşlarının yurda döndüğünü belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

'Günlerdir çalışmalar yürütülüyordu, son dönemde yoğunlaşmıştı. Bir ara 'Azerbaycan seyahatiyle ilgili programı değiştirsek mi' diye düşünüyorduk. Bu gece itibariyle böyle bir gelişme bekleniyordu. Gece 23.30'dan şu saate kadar da buradan bizzat çalışmaları takip ettim. MİT Müsteşarıyla her an temas halindeydik. Biraz önce, yarım saat kadar önce sınırımızdan içeriye girdiklerinde, ülkemize kavuştuklarında bunu kamuoyu ile paylaşmaya karar verdik.

Gece boyunca Başkonsolos ile telefonda temas halindeydik. Sağlık durumları iyi, şimdi arkadaşlar teslim aldılar. Bir istirahatten ve sağlık kontrolünden geçecekler, bazı ihtiyaçları var onlar karşılanacak. Biz de bu arada Urfa'ya intikal etmiş olacağız, oradan rehinelerimizle birlikte Ankara'ya hareket edeceğiz ve ailelerimizle rehinelerimizi buluşturacağız, kardeşlerimizi. Tekrar geçmiş olsun, milletimize ve ailelerimize. Allah bir daha böyle bir acı yaşatmasın.'

Başbakan Davutoğlu'nun açıklaması sırasında Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da hazır bulundu.

Başkonsolos Öztürk yaşadıklarını anlattı

IŞİD'in esaretinden kurtulan Türkiye'nin Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehin kaldıkları 101 günde yaşadıklarını anlattı.

NTV'nin konuğu olan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, rehine kaldıkları günleri anlattı. Bir yerden başka yere taşınırken gözlerin kapatıldığını, ayrıca araçların camlarının tamamen kapatıldığını anlattı.

'Başkonsolosluğumuz bir anda çevrildi. Musul'u ayakta tutan yerel polisti. Vali de kimseye haber vermeden gidince haber duyulur duyulmaz kent birden düştü. Normal bir gün gibi giderken o gün profesyonelce bir baskın yedik. Sayılarını tam bilemiyoruz.

Kameraları patlattılar, etrafı tekmeleye başladılar. Baskından bir buçuk saat sonra da o alanı terk etmek zorunda kaldık. O anda öldürmeyi göze almadılar veya alamadılar. Kadınlara çocuklara ve bayrağımıza en ufak bir şey olursa öldürün dedik. Bizim bildiğimiz gibi bir güvenlik uygulamıyorlar. Nerede olacağınızı bilemediğiniz bir güvenlik uygulaması yapıyorlar.

Otobüslerin camlarını kapatıp, gözlerimizi kapatıp yer değişimi yapıyorlardı. Onların genel stratejisi. Bir yerde bir rehineyi çok fazla tutmak istemiyorlar. Bir de Türkiye gibi güçlü ülkelerin istihbaratı var, her taraftan istihbarat alabilir, her kanaldan istihbarat alabilir. Arazideki, dışarıdaki her unsuru kullanabilir, dolayısıyla bunu biliyorlar, tercümanımız vardı. O gelip bize yer değiştireceğimizi söylüyorlardı. Başımızda bekleyenlerin de haberi olmazdı. Haber başka yerden gelirdi.”

'14 KİLO VERDİM'


Dışarıyı görmelerine izin verilmediğini anlatan Yılmaz, “Telafer'de olmamıza rağmen orada olduğumuzu söylemişlerdi bir kez. Onların merhametine bakıp hareket edemezdim. Bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu Türkiye ile haberleşmem konusunda. Telefonu saklayıp bölüp parçalayıp tekrar birleştirip kullanıyordum. Yemek konusunda bize gına gelmişti. Sürekli aynı şeyler geliyordu. İnsanlar kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim. Onlar moral bozmak için video izletmeyi seviyorlardı. Rehineyi demoralize edip psikolojisini bozmaktan keyif alıyorlardı” diye konuştu.

'BUNLAR YÜZ DEFA KURAN'A EL BASAR, YÜZ DEFA YALAN SÖYLER”


Bir sabah kalktığında yalnızca terliklerinin kaldığını örediğini anlatan Öztürk Yılmaz, “O da onların verdiği... Zor bir süreçti. Bedeniniz dışında size ait hiçbir şey kalmıyor. Bazen onu da kontrol altında tutamıyorsunuz. Onların bize tehditleri her zaman vardı ama fiziki darbeleri yoktu. Çünkü bunlar, fiziki muameleyi tercih etmiyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar. Bunların kültürü farklı. Hemen tanımak zor IŞİD'i. Uzun bir süre rehin olunca tanıdım. Bunlar yüz defa Kuran'a el basar, yüz defa yalan söyler. Sınıra gidene kadar serbest kaldığımız bilemedik. Ben 'Alo' demeden Başbakanımız 'Hoşgeldiniz' dedi. O an anladım” dedi.
Kurtarılmalarının gerçek anlamda başarı olduğunu belirten Yılmaz, “Bu ülkenin dış imajı ve onuru adına süreci yönetenlere teşekkür ediyorum. Bu ciddi bir başarı” diye konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile