AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, ana muhalefet partisi CHP'yi kara propaganda yapmakla suçlayarak "Bunun sonucu sandıkta ortaya çıkacaktır" dedi.

Siyasetin hareketlilik kazandığı şu günlerde Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal 'dan önemli açıklamalar geldi.

Canlı yayında Kanal 24 Ankara Haber Müdürü Melik Yiğitel 'in sorularını yanıtlayan Mahir Ünal, siyasi gündemin önemli maddelerinden olan iç tüzükten dindar nesil polemiğine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.

DENETLEME VE YASAMA
Canlı yayının hemen başında Mahir Ünal'a Kemal Kılıçdaroğlu 'nun 'İktidar bizim sesimizi kesiyor' sözlerinin hatırlatılması üzerine konuyla ilgili fikirlerini dile getiren Ünal, iç tüzük değişikliyle ilgili 'İç tüzük değişikliği, her dakikası her saniyesi millete ait olan Meclis'in, daha iyi çalışması için yapılması gereken bir düzenlemedir' dedi. 1973 yılında yapılan iç tüzüğü hatırlatan Ünal, o günün şartlarına göre yapılan iç tüzüğün, bugünün dinamik Meclis sürecine ayak uyduramadığını belirterek 'Bizim yapmak istediğimiz , Meclis'in temel iki görevi olan denetleme ve yasama görevlerini hızlı bir şekilde yapmasını sağlayacak bir düzenlemeye gitmektir' dedi. Meclis Başkanı'nın da sürece dahi olmasıyla Meclis'in denetleme görevinin Salı günü yapmasını istediklerini belirten Ünal, konuşmasına şöyle devam etti:

“Meclis 'in yürütme üzerindeki denetleme görevi Salı günü gerçekleşsin. Çarşamba ve Perşembe gününü de yasamaya ayıralım. Çünkü Türkiye 'nin bu değişimi yönetebilmesi için yasalarını hızlı bir şekilde yapması, kısaca Meclis 'in çalışması gerekiyor. İç tüzük görüşmelerinin ilk iki gününde bir şeyi net olarak gördük: Bu iç tüzükle Meclis 'i çalıştırmak mümkün değil. Grup Başkanvekili isterse Meclis 'i kitliyor. Biz sabote edilen, çalıştırılmayan ve kitlenen bir Meclis istemiyoruz. Ses kısmaya gelince; muhalefetimiz istediği gibi konuşsun, sözlü soru önergelerini istediği şekilde versin, grup ve araştırma önerilerini istediği şekilde getirsin. Meclis 'in sesini kısmak istiyorlar ifadesi haksızlık olur. Ama bu ifadeyi bir şeyin parçası olarak görmek lazım. Türkiye 'de sanki bir otoriterleşme varmış gibi, Türkiye sanki bir diktatörleşmeye gidiyormuş gibi, Türkiye 'de sanki sesler kısılıyormuş gibi, Türkiye 'de haklar ve özgürlükler kısıtlanıyormuş gibi bir algı oluşturulmak isteniyor ”

BUNUN SONUCU SANDIKTA ORTAYA ÇIKACAKTIR

Siyasi gündemin diğer önemli bir konusu olan “Dindar nesil” polemiğinin ve Kılıçdaroğlu 'nun grup toplantısında ileri sürdüğü “AK Parti semboller üzerinden Cumhuriyeti hedef alıyor. AK Parti Cumhuriyet 'le hesaplaşıyor” iddiasının hatırlatılması üzerine ise Ünal Cumhuriyet 'le hiç kimsenin hesaplaşmasının haddinin olamayacağını ifade ederek “Hiç kimsenin 80-85 yıllık Cumhuriyet kazanımını birikimini reddi miras yapma gibi bir lüksü ve hakkı yoktur” dedi. Vesayet altında siyaseti yürüten aktörleri hatırlatarak asıl soruna dikkat çeken Ünal, bu konuyla ilgili konuşmasına ise şu şekilde devam etti:

“Sorun şu ki; geçmişte hatırlarsanız vesayet altında siyaseti yürüten aktörler siyaset yapmak yerine vesayet kurumlarına yaslanırlar, irtica kampanyalarına yaslanırlardı. Ordu göreve kampanyaları düzenlenirdi. Bu ülkede yargı üzerinden operasyonlar yapılırdı. Şimdi bunların hiçbirisinin yapılma olasılığı kalmadı. Ordu göreve davetinde bulunamıyorlar, yargıyı göreve çağıramıyorlar. Ellerinde kalakala kara propaganda imkanı kaldı. Ve şimdi çözüm siyaseti yapmak yerine muhalefetin sınırsız ve sorumsuz davranış tarzını benimsiyorlar. Bunun sonucu sandıkta ortaya çıkacaktır”