Burhan Kuzu, 'Yumurta protestosunu' değerlendirdi

Prof. Dr. Burhan Kuzu, Beyaz TV'de yayınlanan Basın Kulisi adlı programda kendisine yapılan “Yumurta protestosunu” esprili bir üslupla değerlendirdi.
Beyaz TV ekranlarında Fatma Korkutata yönetmenliğinde yayınlanan sunuculuğunu Ferda Yıldırım'ın yaptığı'Basın Kulisi 'isimli izleyicili tartışma programın bu geceki konukları Prof. Dr. Burhan Kuzu, Gazeteci Mustafa Ünal ve Nuri Elibol oldu.

Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya, yumurta attıkları iddiasıyla yargılanan 13 öğrenciden 11'i beraat etti, 1 öğrenci hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılırken, 1 öğrencinin cezası ise ertelendi. Burhan kuzu “Yumurtalı protesto” hakkında esprili bir dil kullanarak şu açıklamaları yaptı:

“12 dakika ayakta durdum 120 yumurta attılar”
2 -3 gün önce malum o gençlerden davacı olmadığım için beraat ettiler. Ben öğrencilerden belki 8 – 10 yerde bu tür olay oldu ama hiç birinden davacı olmadım. Davacı olmamam onların haklılığı anlamında değil. Bir öğretim üyesi olarak öğrencilerle mahkemelik olmayı kendi açımdan doğru bulmadım ama yaptıkları doğru değil. Öğrenciye yakışmıyor. Yani bir öğrenci ayakkabısını fırlatmış ayakkabısının birini arıyor. Dedim, “ya kızım git polise sor ben senin ayakkabını ne yapacağım.” Ayakkabı atıyor sonra gelmiş bana soruyor ayakkabım nerde filan. Samsuna gittim orda deve kuşu yumurtası verdiler kocaman 700 gram filan var. Allah 'tan onu atmadılar yani demek ki onu atsalar beterin beteri var filan. Siyasal bilgiler fakültesinde 12 dakika durdum ayakta 120 yumurta attılar o süre içerisinde. Ben orada bir laf ettim. Dedim ki “Siz bu yumurtaları yeseydiniz atmazdınız. Çünkü proteinin faydasıyla hemen kafanız çalışırdı'. Belki onlar bize şunu dedin bunu dedin filan dediler ama ben kötü niyetle söylemedim. Orada da öğrencilerden davacı olmadım. Fakat yumurta bilesiniz ki çok masum bir materyal değil. İngiltere ve İsviçre 'de iki ayrı olayda gözün retinasını kesti ve kör etti. Dolayısıyla bu işi yapanlar oyuncak gibi filan görüyorsa yapmasınlar.

“Atılan yumurtalar sayesinde saçım çıktı”
Fakat Çanakkale 'ye gittim. Dedim ki, “Çocuklar içinizde yumurta getiren varsa ben Ankara 'dan geliyorum. Başka elbisem yok. Başka gelişte 2 elbiseyle gelirim o zaman atın atmayın” dedim. 40 dakika atmadılar. Ama akrebin şeyi olur mu yine sokacak huyu kurusun. 40 dakika sonra attı ama demek ki konuşmam azcık şey yapmış bu sefer kürsünün önüne attı. O kadarına artık razı geleceğiz. Yalnız bir şey gördüm yumurtanın gerçekten reklâm boyutu çok muazzammış. Ben mesela 8–10 kitap yazdım hiç bunu görmedim. Vallahi yumurtayı yedim bütün Türkiye beni tanıdı ya. Ben bilseydim önce attırırdım bunu. Ne bileyim ben. Şimdi gittiğim yerlerde diyorum ki mesela “Oğlum biriniz atında bir haber olsun bari”. Çünkü 2 saat konuşuyorum basın vermiyor. Bir yumurta atıyor oradan sıpanın biri sanki bir şey yaptık gibi onu veriyor. Sonunda o çocuğun siyasal bilgilerdeki üzerimizde şemsiye filan 12 dakika bekledik orada. Şunu düşündük; “bu yumurta bir yerde biter” biteceği yok Ali Dayı 'nın çiftliği gibi sürekli yumurta geliyor. Bitmedi. Ama ne oldu bakın. Benim konuşma hakkım engellendi, dinlemek isteyen 100 kişinin 80 'i gelmişse onlar dinleyemedi. Ama 20 kişinin dediği oldu. Demek ki ben yokum orda bunu da bu millet görsün. Siyasal bilgiler fakültesine 2 tane ayrı anayasa profesörü geliyor biri CHP 'den biri biz CHP 'li CHP 'li olduğu için onu daha yakın gördüklerinden onu konuşturmadılar ama yumurta atmadılar. Bize yumurta attılar. Allah bereket versin ben çok daha bu işin saçım çıktı mesela. Bakın o süreçte şu anki 52 kitap 2 cilt yumurta isminde ben çıkardım. Gazetede çıkan haberler yani. Sizi temin ederim yüzde 90 'ı benim lehime yazılmış yazılar. Oradaki tutumum sebebiyle yazılmış yazılar.

Konya 'ya gittim. Konya 'da bir sepet yumurta bu sefer ben bunlara atayım diye götürdüm. Başladım atmaya. Ben çikolata atıyorum aslında yumurta tiplilerden. Sonra onlar at at dediler. Bu seferde ben atmadım. Bunlar güzel şeyler de bakın bunların dozunu ayarlamazsanız kötü şeyler. Buna Almanya 'da sivil itaatsizlik derler. 2–3 çeşidi var bunların. Bizimkiler en kabasını yapıyorlar.

İLGİLİ VİDEOLAR

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile