Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin dava - KIRKLARELİ

- Sanıklardan genel görüntüler - Avukat Hatice Özgün Duman'ın açıklaması Kırklareli 'de, Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin dava - Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'' suçundan 2014 yılında verilen kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nce bozulmasının ardından yeniden yargılanmalarına karar verilen 211 sanığın yargılaması sürüyorKIRKLARELİ (AA) - Kırklareli 'nde, Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin 2014 yılında 211 sanık hakkında verilen kararla ilgili Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nce bozma kararı verilmesinin ardından yeniden başlanan dava sürüyor. Kırklareli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce ayrı ayrı görülen 3 duruşmaya, ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'' suçundan yargılanan tutuksuz sanıklar ve avukatları katıldı.
Kimlik tespitiyle başlanan duruşmada, tebligat aldığı halde duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarıldı.Sanık savunmalarıyla devam eden duruşmada, tutuksuz sanık Ü.B, Yargıtay'ın bozma kararına katılmadığını belirtti.
Hakkındaki suçlamayı reddeden Ü.B, suç işleyecek hiçbir davranışının olmadığını kaydetti.
Önceki yargılamada hakkında beraat kararı verildiğini anımsatan Ü.B, beraatini talep etti.Duruşmada, diğer sanıklar da benzer savunmalarla beraat talebinde bulundu.Savunmaları alınmayan sanıklara yeniden tebligat çıkarılması ve savunmalarının tamamlanması için duruşma 12 Şubat 2019'a ertelendi.Avukat Hatice Özgün Duman, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Gezi Parkı odaklı eylemlere ilişkin davalarının Kırklareli 'nde görülmeye devam ettiğini söyledi.

Dosyadaki sanıkların yerel mahkemece beraat ettirildiğini anlatan Duman, Yargıtay tarafından usule uygun olmadığı gerekçesiyle beraat kararının onanmayarak sanıkların yeniden yargılanmasına karar verildiğini belirtti.
Eylemlere ilişkin ayrı ayrı davalar açıldığını aktaran Duman, 98, 64 ve 49 sanıklı üç duruşmanın da yapıldığını ve ertelendiğini kaydetti.
Duman, davaların tekrar görülmesinin kabul edilebilecek bir durum olmadığını savundu.