Boston Maratonu’nda meydana gelen bombalı saldırıda Türk atletlerin faciadan kıl payı kurtulduğu ortaya çıktı.
ABD 'nin Boston kentinde pazartesi günü patlayan bombalar son yılların en stratejik ve en sembolik saldırılarından biri oldu. En az üç kişinin öldüğü, 140 kişinin yaralandığı saldırılarda hedef sıradan bir yarış değildi. ABD 'nin en tarihi kentlerinden birinin kalbinde dünyanın en eski ve en popüler maratonu hedef alındı. İlk kez 1897 yılında düzenlenen maratonda bu yıl 23 bin atlet yarışıyordu. Cezayir 'den Tanzanya 'ya farklı milletlerden gelen koşucuları desteklemek için 500 bin izleyici parkurda yerini almıştı. Vatansever Günü nedeniyle resmi tatil olan kentte maraton bayram havasında kutlanıyordu.
Milliyet'in haberine göre patlamanın yeri ve zamanlaması da çok dikkatli seçilmişti. Saldırı Boston 'un kültürel ve turistik merkezi Copley Meydanı 'na birkaç dakika mesafede meydana geldi. İlk bomba maratonun bitiş çizgisinde, izleyicilerin bulunduğu kaldırımda patladı. Saatler 14.50 'yi gösteriyordu. 12 saniye sonra 165 metre geride ikinci bir patlama meydana geldi. Maratonun dördüncü saatinde koşucuların büyük kısmı yarışı çoktan bitirmişti. Ancak yaklaşık dörtte biri topluca bitiş çizgisine yaklaşıyordu. Bombalar bitiş çizgisinde en çok sayıda koşucunun buluşacağı dakikalara ayarlanmıştı. Patlamalarda can kaybının az olması ise bir mucizeydi. Maratonun bitiş çizgisinde koşuculara yardım etmek için 100 'e yakın sağlık personeli hazır bekliyordu. Doktorlar ve hemşireler olay yerine saniyeler içinde ulaştı.
Bu kişiler daha sonra televizyonlara yaptıkları açıklamalarda çok sayıda kişinin bacaklarını kaybettiğini söyledi. İlk müdahalenin hızlı yapılması ölü sayısının düşük olmasında büyük rol oynadı. Sonuçta aralarında Richard Martin 'in (8) de olduğu 3 kişi hayatını kaybetti. Hastanelere kaldırılan 176 yaralıdan 17 'sinin durumu kritik. Ölü sayısının az olmasında bombaların şiddetinin düşük olması da etkili oldu. Patlayıcı miktarının sınırlı olması etki alanını azalttı. Bombanın patladığı alandaki kişiler ağır yaralanırken çevredekiler zarar görmeden kaçmayı başardı.
Milliyet Gazetesi Washington Temsilcisi Pınar Ersoy, yaşnan patlama arından gözlemlerini ise şu şelikde aktardı;
Boston Maratonu 'nda pazartesi akşamüstü yaşanan patlamanın kaza değil saldırı olduğunun kesinleşmesiyle birlikte yola çıktık. ABD 'nin büyük kentlerinde güvenlik güçleri alarma geçmişti. Fakat sokaklarda bir şey hissedilmiyordu. Washington 'da uçuş öncesi güvenlik önlemlerinde fark edilir bir değişiklik yoktu. İnsanlar ise gergindi. 11 Eylül saldırılarını unutmayan Amerikalılar Boston 'da yaşanan olayın boyutlarını kavramaya çalışıyordu.
ŞEHRİN KALBİ KUŞATMA ALTINDA
Boston 'da havaalanı, şehre giden yollar bomboştu. Ancak olay yerine yaklaştıkça polis arabaları artmaya başladı. Şehrin kalbi adeta kuşatma altındaydı. Copley Meydanı 'na giden yolların hepsi trafiğe kapatılmıştı. Patlamaların yaşandığı alan suç mahalli ilan edilmişti. Soruşturmayı FBI üstlenmiş, güvenliği korumak için ise asker görevlendirilmişti. Yalnızca sokaklarda değil, hastanelerde de silahlı askerler nöbet tutuyordu. Saldırının üzerinden saatler geçmiş olmasına rağmen hala siren sesleri yankılanıyordu.Boston 'da saldırı gecesinden itibaren otellerde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Olay yerine yakın otellerde rezervasyonunu kanıtlamayan, oda anahtarı olmayan kimse binalara sokulmadı. Otel lobilerinde maratonun resmi spor ceketlerini giymiş koşucular oturuyordu. Birbirlerine nasıl kıl payı kurtulduklarını anlatıyorlardı. Bazıları ilk uçakla şehirden ayrılmak için rezervasyonlarını değiştiriyordu. Maratonun dağıttığı battaniyelere sarılıp yerde uyuyakalmış bir sporcu ise ne kadar korkunç bir gün yaşandığının hatırlatıcısı gibiydi. Boston polisi saldırının hemen ardından halka sokağa çıkmamalarını telkin etmişti. Olay yerinin çevresinde polis, federal ajanlar ve gazetecilerden başka kimse yoktu. Yollarda ise sıra sıra canlı yayın arabaları dizilmişti. Olay yerine en yakın noktada yerel ve ulusal medya üs kurmuştu. Çoğu bavullarını bile bırakmadan çekime başlamışlardı...
TÜRK ATLETLERİ HIZLARI KURTARDI
Boston Maratonu 'nda bu yıl Türkiye 'den de iki koşucu vardı. Bu yıl birincinin 2 saat 10 dakikada tamamladığı parkuru her ikisi de üç saatin altında bitirdi. Böylece yarışın sonunda meydana gelen patlamalardan kurtuldular. Teksas Üniversitesi 'nde bilgisayar sistemleri bölümünde öğretim görevlisi olan İzmirli Rasim Musal (36) saldırı olduğunda otelindeydi. E-postayla ulaştığımız Musal, “Patlama olduğunda arkadaşlarla oteldeydik. Daki-kalarca ambulans sesleri gitti geldi. FBI hemen otellere giriş çıkışı durdurdu” dedi. ODTÜ 'den 1990 yılında mezun olan ve o tarihten beri ABD ve Kanada 'da yaşayan Sadık Tokgöz ise Boston 'da 99 'uncu maratonunu koştu. Tokgöz yarışı 2 saat 45 dakikada bitirdi. Milliyet 'in sorularını yanıtlayan Tokgöz “Bitiş çizgisine 500 metre uzaklıktaki bir otelde diğer koşucu ve aileleriyle birlikteydik” dedi. Maratona katılan bir diğer Türk atlet Seyhan Civanlar (57) yarışı olaydan dakikalar önce tamamladı.
Gülerden Çeçen Bombacı Açıklaması
Güler, Boston'daki saldırıyla ilgili aranan iki şüphelinin Türkiye'den gittiğine dair iddialar üzerine Swissotel'de gazetecilere açıklama yaptı.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Boston'daki saldırılarla bağlantılı olduğu iddia edilen iki kardeşten 1986 doğumlu Tamerlan Tsarnaev'in, Kırgız pasaportuyla, beraberinde aynı soyadı taşıyan 3 kişiyle 9 Temmuz 2003'te İstanbul'dan giriş ve 19 Temmuz 2003'te Ankara'dan çıkış yaptığının anlaşıldığını belirterek, 'Yani bir aile oldukları tahmin edilmektedir. Türkiye ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını tespit ettik' dedi.
Bakan Güler, Amerikan polisinin düzenlediği operasyonda, Massachusetts kentinde bir kişinin ölü, bir kişinin de sağ ele geçirildiği, ele geçirilen kişilerin Çeçen asıllı kardeş olduğu, bunların bazı televizyonların veya haber kaynaklarının iddialarına göre Türkiye'den ABD'ye gittiğinin ifade edildiğini anlatarak, şunları kaydetti:
'Bu konuyla ilgili olarak derhal ilgili birimlere gerekli incelemeyi yaptırdık. İki kardeşten Tamerlan Tsarnaev'in, 1986 doğumlu olduğu, Kırgız pasaportuyla 9 Temmuz 2003'te İstanbul'dan giriş yaptığı, 10 gün sonra yani 19 Temmuz 2003'te de Ankara'dan çıkış yaptığı anlaşılmıştır. Bu operasyonda sağ olarak ele geçirilen ve kardeşi olduğu ifade edilen Dzhokhar Tsarnaev'in ise Türkiye'ye giriş-çıkışla ilgili herhangi bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, Tamerlan Tsarnaev'in beraberinde, 1988 doğumlu Bela, 1990 doğumlu Aleyna ve 1967 doğumlu Maret isimli, aynı soyadları taşıyan kişilerin de 9 Temmuz'da giriş yapıp, 19 Temmuz'da çıkış yaptıkları anlaşılmıştır. Yani bir aile oldukları tahmin edilmektedir. Türkiye ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını tespit ettik. Bu haberlere istinaden sizlere bu konudaki bilgileri takdim etmiş oluyorum. Yani 10 sene önce, 10 günlük bir süreyle Türkiye'ye geliş-gidişlerinden başka bir kayıt, bir ilgileri yok. Özellikle altını çiziyorum, 2003 yılında, 10 sene önce gelmişler, 10 gün kalıp ayrılmışlar. O da ölü ele geçirilen Tamerlan Tsarnaev.'
Dzhokhar Tsarnaev'e ilişkin ise herhangi bir giriş-çıkış kaydı olmadığını belirten Güler, 'Bazı Amerikan kaynaklı TV veya internet haberlerinin bu konuyla ilgili farklı iddiaları var. Türkiye'de oturdukları, buradan gittikleri gibi... Böyle bir konu söz konusu değil. Ayrıca emniyet yetkililerimiz, FBI ve Amerikan yetkilileriyle bu konuda bilgi paylaşımında bulunmuşlardır' diye konuştu.
ABD'nin Boston kentinde 3 kişinin öldüğü ve 176 kişinin yaralandığı saldırıyla ilgili flaş bir gelişme yaşandı. Boston polisi, görüntülerini basına dağıttıkları şüphelilerden birinin öldürüldüğünü, diğerinin ise kayıp olduğunu açıklarken, şüphelilerden birinin 10 yıl önce Türkiye'de olduğu belirlendi.
NBC, bombacı Tamerlan Tsarnaev'in başka bir ülkede askeri eğitim aldığını ve bu eğitim için yaklaşık bir yıl bu ülkede kaldığını öne sürmüştü.
İçişleri Bakanı Muammer Güler, iki kardeşten 1986 doğumlu Tamerlan Tsarnaev'in, Kırgız pasaportuyla, beraberinde aynı soyadı taşıyan 3 kişiyle 9 Temmuz 2003'te İstanbul'dan giriş ve 19 Temmuz 2003'te Ankara'dan çıkış yaptığının anlaşıldığını belirterek, 'Yani bir aile oldukları tahmin edilmektedir. Türkiye ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını tespit ettik' dedi.
ÇEÇEN İKİ KARDEŞ
ABD Ulusal Güvenlik Bakanlığı, şüphelilerin isimlerini Dzhokhar A. Tsarnaev (19) ve Tamerlan Tsarnaev (26) olarak açıkladı. ABD'ye 2000-2003 yılları arasında geldikleri düşünülen kardeşlerden 26 yaşındaki Tamerlan Tsarnaev, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürüldü.
Boston'ın Watertown bölgesinde, hayatta olan kardeşin yakalanması için evlerde tek tek arama yapılıyor. Yetkililer, bombalamanın arkasında radikal İslamcı görüşlerin yattığını düşünüyor.
10 YIL ÖNCE TÜRKİYE'DEYDİ
İçişleri Bakanı Muammer Güler, Boston saldırılarıyla ilgili yaptığı açıklamada, Çeçen bombacının 10 Temmuz 2003'te Türkiye'de olduğunu söyledi.
Muammer Güler, bombacının Türkiye'de 10 gün kaldığını belirtti. Güler, saldırganların Türkiye'yle herhangi bir ilgisi bulunmadığın da vurguladı.
İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR
Boston'daki saldırı
3 Mayıs 2013 Cuma
Yeni hedef New York'yu
27 Nisan 2013 Cumartesi
Boston saldırısı
27 Nisan 2013 Cumartesi
Boston saldırısı bireysel mi?
24 Nisan 2013 Çarşamba
'Bombalı saldırı' muamması
25 Nisan 2013 Perşembe
''Saldırıyı abim planladı''
24 Nisan 2013 Çarşamba
Soruları yazılı cevapladı
24 Nisan 2013 Çarşamba
Abd'de silahlı saldırı
23 Nisan 2013 Salı
Maraton bombacıları
22 Nisan 2013 Pazartesi
ABD raporunda asimilasyon iddiası
22 Nisan 2013 Pazartesi
İkinci zanlı böyle yakalandı
22 Nisan 2013 Pazartesi
ABD'de yaşanan kovalamaca
22 Nisan 2013 Pazartesi
Bombacı böyle yakalandı
22 Nisan 2013 Pazartesi
Çeçen bombacıya baskın anı
22 Nisan 2013 Pazartesi
Bombacı böyle yakalandı
22 Nisan 2013 Pazartesi