''İdlib sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da sorunu'' - İSTANBUL

- Yardım tırlarından detaylar - İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım'ın konuşması - Memur - Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu'nun konuşması - Konvoyun yola çıkması ''İdlib sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da sorunu'' - İHH İnsani Yardım Vakfınca temin edilen 20 tırlık insani yardım malzemesi, Kazlıçeşme'den İdlib'e ulaştırılmak üzere yola çıktı - İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım: - "İdlib'de olası bir operasyonda yaşanacak bir dram sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın da sorunu. Eğer Avrupa İdlib'de yaşananların önünde durmazsa biz de sivil hareket olarak insanların Avrupa’ya gitmesi yönünde çaba göstereceğiz'' - ''Hedefimiz İdlib'e bin TIR yardım göndermek. Bu yardımlar için Türkiye’nin bütün illerinde çalışmalar yapıyoruz. Bugün, 20 tırla işe başladık'' - ''İdlib'e varil bombası da atılıyor. Bu atılan bombalarla sivil savunma ekipleri de vuruluyor. Rusya da vuruyor. Bu da yetmiyor sivil savunma ekipleri çocukları kurtarmaya çalışırken, enkaz kaldırırken yine bombalarla yok ediliyorlar. Bu da yetmeyince hastaneler vuruluyor''İSTANBUL (AA) - İHH İnsani Yardım Vakfınca temin edilen 20 tırlık insani yardım malzemesi taşıyan konvoy, Kazlıçeşme'den İdlib'e ulaştırılmak üzere yola çıktı.Burada açıklama yapan İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, İdlib’e yönelik yardım kampanyasının ilkini bugün başlattıklarını belirterek, 1.000 tırlık yardım hedeflediklerini anlattı.Suriye'de devam eden savaşın uluslararası hukuka aykırı bir şekilde devam ettiğini ifade eden Yıldırım, ''Şu anda savaşı sadece ne yazık ki Esad’ın kullandığı askerler yapmıyor. Bütün dünyayı yöneten güçler, bebekleri öldürürken, kadınları katlederken büyük büyük planlarından bahsediyorlar. Devletler, diplomasi labirentlerinde gezerken çocukların kolları kopuyor. Bizler ise mazlumun yanındayız.'' diye konuştu.
Yıldırım, bölgede savaş mağduru insanlara yardım etmeye yönelik faaliyetlerde bulunan sivil savunma ekiplerinin saldırlar nedeniyle işlerini yapamaz hale geldiklerini, hatta bazı sivil savunma ekiplerinin saldırılarda hayatını kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:"Suriye rejimi ve Rusya tarafından hastanelere de de saldırlar düzenleniyor. Öyle bir ahlaksızlık var ki artık varil bombası da atılıyor. Bu atılan bombalarla sivil savunma ekipleri de vuruluyor. Rusya da vuruyor. Bu da yetmiyor sivil savunma ekipleri çocukları kurtarmaya çalışırken, enkaz kaldırırken yine bombalarla yok ediliyorlar. Bu da yetmeyince hastaneler de vuruluyor. En son vurulan hastanede iki doktor da şehit oldu. Öyle bir hale getiriyorlar ki ne sivil savunma kalsın ne hastane kalsın ne de yardım kuruluşları bölgede kalsın istiyorlar.''Güvenli ve çatışmazlık bölgesi durumunda olan İdlib'e yönelik saldırılardan sonra İdlib'in de mülteci durumuna düştüğünü dile getiren Yıldırım, ''İdlib'de, 3 milyondan fazla insan var. Bu insanların üçte ikisi yaşamlarını devam ettirmek için yardıma muhtaç. Eğer saldırılar gerçekleşirse - ki şu anda onu yapıyorlar - yani diyorlar ki günde 10 kişi 20 kişi ölürse bir şey olmaz. Bunu kabullendiriyorlar. Tıpkı Filistin’de İsrail’in yaptığı gibi. Eğer bu saldırı gerçekleşirse en az 700 bin ila 1 milyon arasında mülteci akını olacak." değerlendirmesini yaptı.Bülent Yıldırım, şunları kaydetti:"Doğal olarak bu sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da meselesidir. Eğer Avrupa bunun önünde durmazsa biz de sivil hareket olarak insanların Avrupa’ya gitmesi yönünde çaba göstereceğiz. İdlib’de son 9 günde 29 sivil hayatını kaybederken 58 kişi de yaralandı. Saldırılardan dolayı 3 binin üzerinde sivil kuzeye doğru göç etti. Burada akrabalarının yanına yerleştiler. Ya da uygun buldukları yerlere kendi çadırlarını kurdular. Yardım kuruluşlarına sesleniyorum; Kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için lütfen harekete geçin. Şu anda fırınlarda ekmek çıkmıyor, insanlar aç kalıyor. Zaten insanların çoğuna yardım gidemiyordu imkansızlıklardan dolayı. Bu gelecek akında da ihtiyaçlar çoğalacak. Hangi yardımların gerektiğini İHH olarak ilan ettik. 10 koordinasyon merkeziyle oradaki ihtiyaçları gidermeye çalışıyoruz. Fakat bu sadece Türkiye’nin tek başına yapabileceği bir şey değildir. Özellikle Arap coğrafyasını harekete geçmeye çağırıyorum. Tarih bu katliamı yaparken kendi koltuklarını düşündüğü için sessiz kalan liderlerin hiçbirini bırakmayacaktır. Suriyeli çocukların ahı bir çok zalim liderin tahtından olmasına vesile olacak. Tarihte hiçbir lider zulümle yaşayamamıştır."Memur - Sen Genel Başkan Yardımcısı Levent Uslu da "Bu çalışmanın gayretli bir şekilde büyümesi gerekiyor. Bazen zulümler kanıksanıyor, biz bunu kabul etmiyoruz. Kerbala'daki kardeşlerimize su götürmeye devam edeceğiz inşallah.'' ifadelerini kullandı.Konuşmaların ardından konvoy yola çıktı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile