Milli dalgıç Şahika Ercümen, ''Benim için hayat, ilk nefes aldığımda değil, ilk nefesimi tuttuğumda başladı'' dedi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın, ''Gençlik-Spor Dergisi'ne açıklamalarda bulunan Ercümen, sualtında üst üste dünya rekorları kırdığını ve Türkiye'nin adını dünyaya duyurduğunu belirterek, ''11 Şubat 2011'de Avusturya'nın Weissensee Gölü'nde buz altından 110 metrelik mesafeyi geçtim. Bu derecemle buz altı yatay dalış rekorunu kırıp, Guinness Rekorlar Kitabı'na girdim'' diye konuştu.


Kendisinin Çanakkaleli olduğunu vurgulayan milli sporcu, ''Ortaokulda Çanakkale Sualtı Sporları Kulübü'nü gezmeye gittik. Geziden sonra hiç bırakmamak üzere bu spora başladım. Bu sporun fiziksel ve psikolojik sağlığıma olumlu etkileri oldu. Günde 7 saat antrenman yapıyorum. Koşu, bisiklet ve yüzme gibi sporlar antrenmanımda yer alıyor. Serbest dalış yani tek bir nefesle dalmak sadece fiziksel değil, psikolojik olarak da çok zor. O yüzden nefeslenme egzersizleri ve meditasyon yapıyorum'' değerlendirmesinde bulundu.

Suyun, yaşamın kendisi olduğunu ifade eden Şahika Ercümen, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Su doğru kullanıldığında hayat, yanlış kullanıldığında ise hayatın sonudur. Benim dünyamda ise herşey. Bende astım hastalığı var. Buna rağmen kariyerimi sürdürüyorum. Dezavantaj gibi görünen astım hastalığını avantaja çevirebildim. Hastalık benim için sadece psikolojik olarak kamçılayıcı bir unsur oldu. Aldığım her nefesin kıymetini çok iyi biliyorum. Benim için hayat, ilk nefes aldığımda değil, ilk nefesimi tuttuğumda başladı. Aynı zamanda beslenme uzmanıyım. Günlük enerji ihtiyacımı dengeli karbonhidrat, protein ve yağ oranları ile sağlıyorum. Bunun yanı sıra ihtiyacım olan mineral ve vitaminler için sebze ve meyve tüketimine de dikkat ediyorum.''

REKORA HAZIRLIK

Milli dalgıç Şahika Ercümen, rekorlara hazırlanmanın işin en alıcı noktası olduğuna dikkati çekerek, ''Performansımda fiziksel olarak yaşadığım hiçbir sıkıntı yok. Ancak yıllarca sponsor desteği bulamadığım için rekor denemesini organize edememiştim'' dedi. Sponsor desteklerinin geçen yıl ufak ufak gelmeye başladığını belirten Ercümen, ''2011 yılında küçük sponsorluk destekleriyle organizasyonlarımızı yapabildik. Özellikle antrenman dönemlerinde özel tekne ayarlamak gerekiyor. Antrenman masraflarımız, ekibin masrafları derken, çok büyük bütçeler ortaya çıkıyor'' diye konuştu.

Ercümen, Türkiye'de gençliğin ve sporun bakanlığı bulunduğunu hatırlatarak, ''Ülkemizde gençliğin ve sporun bakanlığı ve bağlı kuruluşları var. Bu spora ve gençliğe verilen değerin en özgün ifadesi ancak daha çok başarı elde edebilmemiz için idealleri yüksek olan gençliğin daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum'' diyerek sözlerini tamamladı.