Suriye'de binlerce insanın katledildiğini belgeleyen fotoğrafları görmeyerek Suriye'deki savaş suçunu birinci sayfalarına taşımayan gazetelere AK Partili Şamil Tayyar'dan tepki geldi.

Ve Suriye yönetiminin işkence uyguladığı belgelendi.

Yaklaşık 2 yıl içinde çekilen 55 bin fotoğraf, 11 binden fazla Suriyeli muhalifin işkence sonucu öldürüldüğünü ortaya çıkardı.

Fotoğrafların, cesetleri fotoğraflamakla görevlendirilen askeri polis tarafından çekildiği öğrenildi.

Sezar kod adlı polisin fotoğrafları önce muhaliflere sızdırdığı daha sonra ise Suriye'den kaçtığı belirtildi.

Dünyayı ayağa kaldıran bu fotoğrafların medyaya yansıması ise farklı oldu.

Bazı gazetelerin dünyanın gözü önüne serilen fotoğrafları es geçmesi eleştiri konusu oldu.

Duruma tepki gösteren AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar da 'Vahşetin Raporu'nu görmeyen gazetelere sert çıktı.

Twitter adresinden Aydınlık Gazetesi'nin birinci sayfasını paylaşan Tayyar, ''Dünya utandı, insanlık utandı ama onlar utanmadı, o fotoğrafları görmeyip katil Esad'ın değirmenine su taşıdılar.' notunu düştü.





Bir diğer mesajında Gezi olayları sırasında provokatif habererle dikkat çeken BirGün gazetesininin birinci sayfasını paylaşan Tayyar, bu gazete için de 'Gezide 3 ağaç için ülkeyi kasıp kavurdular, 11 bin insanın katline kör kaldılar' yorumunda bulundu.



Savaş suçunu belgeleyen fotoğrafları görmeyen bir diğer gazete ise Yurt Gazetesi oldu. AK Partili Tayyar, Yurt Gazetesi'nin CHP'li bir vekile ait olduğunu hatırlattı.



Tayyar son olarak ise Bugün Gazetesi'ni paylaşarak 'Ya buna ne demeli?' diye sordu.



GAZETELERİN BİRİNCİ SAYFALARINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ








Suriyede İnsanlık Dışı Görüntüler

Anadolu Ajansı, Suriye’de Esed rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğraflara ulaştı.
Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişi, ülkede yaşanan iç savaş boyunca, rejime bağlı askeri hastanelere ölü olarak getirilen kişilerin fotoğraflarını çekmekle görevlendirildi.

Hastaneye getirilen kişilerin tamamı gözaltındayken işkence, elle boğma ve aç bırakılarak öldürülen Suriyeli muhaliflerden oluşuyordu. Askeri polis her gün, ölü olarak getirilen bu kişilerin yüz ve beden fotoğraflarını çekerek, numaralandırıp üstlerine teslim etti.

Cesetlerin yüz ve bedenleri üzerine elle yazılan şifreli notlarla beraber çekilen bu fotoğraflar, Suriye ordusu içinde sistematik olarak verilen öldürme emirlerinin yerine getirildiğine dair belge olarak kabul gördü.

Çalışma arkadaşlarıyla iki yılda 55 bin kare fotoğraf çeken askeri polis, sistematik işkenceyle öldürme politikasına dayanamayarak Suriyeli muhaliflerle gizlice irtibat kurdu. Askeri polis, iki yıl boyunca çekilen fotoğrafları düzenli olarak bir flaş belleğe kaydetti ve gizlice muhaliflere verdi.

Muhaliflerin girişimleri sonucunda, İngiltere'de savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda söz sahibi uluslararası hukukçular ile adli tıp ve adli fotoğraflar konusunda uzman kişilerden oluşan özel bir komisyon kuruldu. Komisyonda, Birleşmiş Milletler tarafından daha önce savaş suçu işlemiş eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Sierra Leona için kurulan özel mahkemelerde görevlendirilmiş savcı ve avukatlar da yer aldı.

Fotoğrafların ve diğer görüntülerin gerçek olup olmadığı ve üzerlerinde oynama yapılıp yapılmadığı konuları İngiltere'de bir laboratuvarda incelendi. İncelenen materyallerin tümünün müdahale edilmeyen gerçek fotoğraflar olduğu tespit edildi.

Komisyon 55 bin fotoğraftan 26 binini inceledi. Fotoğraftaki kişilerin, sistematik işkenceye tabi tutulduğu, kurbanlara elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki 'triger kayışı'na benzer cisimlerle boğulduğu inceleme sonunda tespit edildi. Dikkat çeken bir diğer önemli tespit de açlığın bir işkence yöntemi olarak kullanılması oldu. Komisyon, bu yöntemlerle öldürülen ve 55 bin kare fotoğrafı çekilen kişi sayısının yaklaşık 11 bin olduğu tahmininde bulundu.

Fotoğrafları çeken kişiyi, Suriye dışına kaçmasının ardından görgü tanığı olarak da dinleyen Komisyon üyeleri, konuyla ilgili diğer şahitlerin ifadelerine başvurdu. Komisyon, tüm bulguların, savaş suçu için kurulacak hukuk mahkemesince kabul edilebilir 'açık deliller' olduğuna karar verdi.

Bu delillerin Esed rejimine karşı, 'insanlığa karşı suç' ve 'savaş suçları' için açılacak davalarda 'güçlü deliller' olduğuna karar veren Komisyon, çalışmalarını bir rapor haline getirdi. Rapor tüm Komisyon üyeleri tarafından imzalandı.

İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile