Temelli: ''Suriye'nin siyasi geleceğine Suriye halkları karar vermeli'' - ANKARA

- HDP Genel Merkezi önü - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli'nin basın toplantısıHDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli: - "Türkiye, kayıtsız ve şartsız olarak askeri varlığı dahil bütün varlığıyla Suriye topraklarından çıkmalı, kendi sınırlarına çekilmelidir. Suriye'nin siyasi geleceğine Suriye halkları karar vermeli, Türkiye de buna saygılı olmalıdır"ANKARA (AA) - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Türkiye'nin askeri varlığı dahil, Suriye topraklarından kendi sınırlarına çekilmesi gerektiğini savunarak "Suriye'nin siyasi geleceğine Suriye halkları karar vermeli, Türkiye de buna saygılı olmalıdır." dedi.
Temelli, partisinin genel merkezinde Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Harekatı eleştiren Temelli, "AKP - MHP iktidarı tarafından kuzey ve doğu Suriye'ye yapılan saldırı, bütün uluslararası anlaşmaları ihlal ederek dünyanın gözü önünde tek taraflı bir saldırıyla başlatılan savaş ve işgal girişimidir. Bu saldırı, Suriye'de Rojava'yı hedef aldığı kadar, aynı zamanda Türkiye'de eşitlik, özgürlük, barış, adalet ve insanca yaşam taleplerini yükseltmekte olan demokrasi güçlerine de yöneliktir." diye konuştu.
Harekatın, "halkları ve inançları hedef alan bir saldırı" olduğunu savunan Temelli, "Selefi IŞİD artığı ÖSO çeteleri eliyle başlatılan bu savaş, Aleviler dahil, Rojava'da barış içinde yaşayan Ezidileri, Süryanileri, Türkmenleri, Ermenileri, Arapları, bütün halkları ve inanç gruplarını hedef alan bir saldırıdır." iddiasında bulundu.Harekatla "Özgürlükçü ve demokratik yaşamın hedef alındığını" ileri süren Temelli, şunları kaydetti:"Dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun, Kürtlerin kazanımlarını yok etmek isteyen ve bu uğurda tüm gücünü seferber eden AKP - MHP iktidar bloğu, halkların eseri olan bu devrimi boğmak için her türlü yola başvurmaktan geri durmuyor. Rusya ve ABD gibi emperyalist güçlerin Rojava devriminin boğulmasına vize vermeleriyle, aynı güçlerin 21 yıl önce Sayın Öcalan'ın uluslararası bir komployla Türkiye'ye teslim edilmesi yönündeki destekler arasındaki kopmaz bağ şimdi çok daha iyi anlaşılıyor.Bu savaş Türkiye halklarının savaşı değildir. Yıkıma uğrattığı hayatlarımızı, yok ettiği birikimlerimizi, eğitim ve sağlık dünyamızı, insan haklarımızı, emekçilere reva gördüğü açlığı, yoksulluğu ve kölece yaşamı, kadınlara uyguladığı şiddeti, talan ettiği doğayı, sayısını artırdığı zindanları, geri getirdiği işkence yöntemlerini görünmez kılacak. Buna izin vermeyelim."CHP'nin, Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda cumhurbaşkanına verilen iznin bir yıl uzatılmasına ilişkin tezkereye desteğini de eleştiren Temelli, "Tezkereye 'evet' oyu vermekle, iktidarın ırkçı, militarist, yayılmacı ve işgalci politikalarına 'evet' demiş, çok muzdarip oldukları iktidar bloğunun siyasi ömrünü uzatmaktan başka bir şey yapmamışlardır. Bu tezkereye 'evet' diyenler, halkların vicdanında, çocukların masum geleceğinde ve tarihin belleğinde mahkum olacaklardır. Özellikle bir kez daha sınır ötesi askeri operasyonların yolunu açan tezkereye 'evet' oyu kullanan CHP merkezini, 'Anayasaya aykırı ama evet, içimiz yana yana evet' gibi dönüp kendisini de vuran müzmin tutarsızlıktan bir an önce sıyrılmaya davet ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.Temelli, harekatın sonlandırılması gerektiğini savunarak şunları kaydetti:"Türkiye, kayıtsız ve şartsız olarak askeri varlığı dahil bütün varlığıyla Suriye topraklarından çıkmalı, kendi sınırlarına çekilmelidir. Suriye'nin siyasi geleceğine Suriye halkları karar vermeli, Türkiye de buna saygılı olmalıdır. Türkiye, 8 yıl boyunca süren savaşta büyük bir yıkıma uğramış Suriye'nin yeniden inşasında gerekli destek ve dayanışmayı göstermeli, insani yardımı yapmalıdır. Başta BM ile Avrupa ve Amerika demokratik kamuoyu olmak üzere bütün uluslararası kamuoyunu bu savaşı önleyecek adımları atmaya, girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz. Türkiye halklarına ve demokratik kamuoyuna açık çağrımızdır, geç kalmayalım. Herkesi savaşa karşı harekete geçmeye ve savaş karşıtı demokratik bir cepheyi oluşturmaya çağırıyoruz."