Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan ziyareti sonrası Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Uludere tartışmalarına değinen Erdoğan, "Bu konuda söyleyeceğimizi söyledik, bir daha farklı bir açıklamamız olmayacak" dedi.
Başbakan Erdoğan Pakistan ve Kazakistan ziyareti dönüşününde gündeme ilişkin açıklamalar yaptı. Erdoğan, CHP'yi 4+4+4'e yönelik başvuru BDP'yi de İmralı tavrı ile yüklendi.
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi'nin 4+4+4'e ilişkin kararı sonrası CHP'nin tavrının anlaşılmaz olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu belirtirken BDP'lilerin hükümetle görüşmeye ilişkin yaptıkları açıklamaya da tepki gösterdi.
Başbakan Erdoğan, Uludere olayına ilişkin İçişleri Bakanı Şahin'in açıklamalarına karşın Hüseyin Çelik'in karşı çıktığına ilişkin iddialara karşı çıkarak hükümet olarak Uludere hakkında ne gerekiyorsa yaptıklarını, kaçakçılığı hoş görülmeyeceğini, tazminat ve özürle ilgili gerekli adımların atıldığını bu konuda daha farklı açıklamaların da çıkmayacağını söyledi.
Hükümet olarak güneydoğu sorununu çözmek için hiç atılmayan adımları attıklarını, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminin kat be kat üstünde 25 katrilyonluk yatırım yaptıklarını, Hakkari , Iğıdır ve Şırnak'ta havaalanlarının yapılmasına karşı çıkanların ve iş makinalarını yakanların kimler olduğunun bilindiğini söyledi.
'Başbakanlığım döneminde MİT mensuplarını İmralıya gönderdim, gerekirse yarın da gönderirim' diyen Erdoğan, kimseye bu atılan adımlardan dolayı hesap sorulamayacağını, MİT'in bu görevi en zor şartlarda dahi olsa yerine getirdiğini belirterek "Medya da konuyu ele alırken hükümetin attığı adımlar yerine başka bir bakış açısı ile olaya yaklaşması halinde vebal altında olacağını söyledi.
Başbakan Erdoğan 'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Pakistan ve Kazakistan ziyaretimizi iki ülke ile de ilişkilerimizi daha da ileri taşımaz üzere gerçekleştirdik. Ziyaretimizin Pakistan ayağında yüksek düzeyli işbirliği konseyi toplantısını gerçekleştirdik. İlişkilerimizi tüm meseleleri ile ele aldık. Pakistan ile ticaret hacmimiz 175 milyon dolarken 1 milyar doların üzerine çıktı. Ticaret hacmimizi 2 milyar doların üzerine taşımayı hedefliyoruz. Pakistan 'dan sonra Kazakistan 'ı ziyaret ettik. Pek çok ortak değere sahip olduğumuz Kazakistan ile köklü bir tarihi geçmişimiz var. En son 2005 yılında resmi ziyaretim olmuştu. Temaslarımda ekonomi ve ticaret başta olmak üzere ilişkilerimi ileri götürmek için adımlar attık. Bu ziyaretin ikili ilişkilerimize olduğu kadar bölgedeki barışa da katkısı olacağına inanıyorum. Bu gece Regaip Kandili. Tüm vatandaşlarımın, milletimin ve İslam aleminin Regaip Kandilini kutluyorum.
CHP 'NİN DERDİ BAŞKA
Başbakan Erdoğan, Anayasa Mahkemesi 'nin CHP 'nin 4+ 4+ 4 'e yönelik itirazını reddetmesi ile ilgili olarak “CHP 'nin usul açısından yapmış olduğu müracaatı Anayasa Mahkemesi değerlendirdi ve reddetti. Şimdi ise esasla ilgili bir müracaat yapacaklarından bahsediyorlar. Bu bir şeyi ortaya koyuyor. CHP ne kadar samimiyetten uzak olduğunu ortaya koyuyor. Bu konuda farklı farklı açıklamalar yaptılar. Demek ki bunların derdi başka” dedi.
Erdoğan BDP ile ilgi bir soruya ise “Biz terör örgütü ile mücadele ederiz ancak parlamentodaki uzantısıyla da müzakere yaparız. Nitekim geçmişten bu günü arkadaşlarım kendileriyle görüşmüşlerdir. Bunlardan biz uzak değiliz, ancak karşımızdakiler siyaseti nasıl yapacaklarını bilmiyorlar” dedi.
İDRİS NAİM ŞAHİN’İN ULUDERE AÇIKLAMASI
Uludere ile ilgili İdris Naim Şahin’in açıklamasıyla ilgisi bir soruya ise Erdoğan, "Başından beri birşey söyledim. AK partinin genel başkanı Recpe Tayyip Erdoğan'dır. Yaptığı açıklamayı arkadaşlarıyla değerlendirerek yapar. Biz açıklamamızı yaptık. Neydi bu açkılama. Burada bir hatanın olmuş olabileceğini daha başta söyledik. Ama bu bölgenin terör bölgesi olduğunu da söyledik. Kimsede kalkıp sınır boyu kaçakçılığı yapanların yatığı kaçakçılığı meşru gösterme gayreti içine giremez. Bu konularla ilgili olarak bizler yasanın belirlediği tazminatın çok çok ötesinde açılan hesaplara yatırdık. Başbakan yardımcım aileleri ziyaret etti. Eşlerimiz gittiler. Ziyaretleri yaptılar. Eğer insaniyse biz görevimizi yaptık. Biz terör örgütü veya uzantılar daha farklı beyan bekliyorsa kusuna bakmasınlar. İdari inceleme yapılıyor. Adli incelemeler devma ediyor. Yapacağımız herahingi birşey yok. Süreci takip ediyoruz, izliyoruz. Kimsenin dümen suyunda değiliz. Adaletin tecellisini bekilyoruz. Yok şöyle özür dilensin böyle dilensin. Atılan adımlarla o özürlerin dilendiği açıktır. Zorla gündemde tutanlar terör örgütü ve uzantılarıdır. Samimi olmadığı ortadadır. İstismara dönüştürmenin gayreti içinde olanlar vardır. Kimsede medya da değil bu konuyu fazla istismar etmesin. Bizim şöyleyeceğimiz budur. Grubumdan da farklı bir açıklama gelmeycektir" dedi.
OSLO GÖRÜŞMELERİ
Oslo görüşmelerinin açılımla bir ilgisi yoktur. Biz zaten atılması gereken adımları attık. Bizden önce hiçbir iktidarın yapamadığı girişimleri yaptık.
"MİT'İ İMRALI'YA BEN GÖNDERDİM"
Ben Milli İstihbarat Teşkilatımın mensuplarını başbakanlığım dönemimde İmralı'ya gönderdim. Açıkça söylüyorum yarın da gönderirim, öbür gün de gönderirim. Niye? İstihbarat teşkilatının görevi budur, dünyanın neresine giderseniz gidin budur. İstihbarat teşkilatının mensupları, bağlı bulunduğu merciiden izin alarak gider, bunun dışında başka merciilerden izin almak suretiyle buraya gidilmez. Kimse de onlara bu attıkları adımlar sebebiyle hesap soramaz, çünkü görevlerinin özelliği budur, niteliği budur. Onlar da bu görevlerini cansiperane yapmaktadırlar. Medya da burada lojistik desteğini, terörle mücadelede her zaman hükümetinin yanında hissettirmelidir. Hissettirmiyorsa bilesiniz ki, yazılı ve görsel medya da bu işte vebaldedir.
RESMİ DİL POLEMİĞİ
Her konuda cesaret edilemeyenleri yaptık. Şakılarını, türkülerini istedikleri yerde dinliyor, reklamını yapıyorlar. Ama resmi dil olarak kimse kusura bakmasın tek dil Türkçe'dir. Bu konuda dayatmayı kabul edemeyiz.
Uluderede Vur emrini komutan verdi
NTV ekranlarında soruları yanıtlayan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, üzerinden 5 ay geçmesine rağmen tartışması hala bitmeyen Uludere olayına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
'Her kurumun ve her işleyişin mutlaka bir denetim mekanizması vardır" diyen Şahin, "TSK'nın, polis teşkilatımızın da kendi içinde bir denetim mekanizması vardır. Bu her olayda çalışmaktadır. Uludere 'de meydana gelen olayda da ve terörist görünümlü bir gruba yönelik ateş etme olayını değerlendirmekte ve soruşturmaktadır" ifadelerini kullandı.
"İnsansız hava araçlarından gelen veriler daha dikkatli inceleniyor mu?" sorusuna Bakan Şahin, "Kuşkusuz bu olay da güvenlik güçlerimizin tecrübe hanesine kaydedilmiş bir olaydır. Daha dikkatli, daha doğru tespitler yapıp ona göre hareket etmek durumundayız" yanıtını verdi.
VUR EMRİNİ VEREN KİM?
Uludere olayının ani gelişen bir olay olduğunu vurgulayan Şahin şunları söyledi:
"Görüntüler alınmıştır, değerlendirmeler yapılmıştır ve ilgili kademeler zamanla yarışmak durumundadır. Vur emrini Sayın Cumhurbaşkanı verecek değil. Gündelik yönetimi Sayın Başbakan yapacak değil. Sayın Genelkurmay Başkanı da yürütecek değil. Veya İçişleri Bakanı olarak ben de 81 ilde meydana gelen olayları anlık yönetecek durumda değilim. O zaman diğer kademelerdeki yetkililere hiç ihtiyaç yok demektir. Böyle bir şeyi mantık olarak sorgulamak çok yanlış.
Mutlaka yönetim yukarıya doğru sorumludur. Yukarıdan aşağıya doğru yönetilir, aşağının yaptıklarından ve yapamadıklarında yukarısı sorumludur. Ama bu ayrı bir olay. Hukuken sorumludur, siyaseten sorumludur. Olayı anlık olarak yönetecek olan şüphesiz yetkilendirilmiş emniyet yetkilileridir, polis yetkilileridir, askeri yetkililerdir."
Bakan Şahin çok tartışılan Uludere'de vur emrini kimin verdiğine de açıklık getirdi. Şahin, "Vur emrini o anda Ankara 'da hava kuvvetlerinde görüntüleri analiz eden komutanlar vermiştir, öyle gözüküyor" dedi.
"34 İNSANIMIZ BU OLAYIN FİGÜRANLARI, FİLMİN BÜYÜĞÜNE BAKMAK LAZIM"
"Yanlıştan doğru sonuca gidilmez" ifadesini kullanan İdris Naim Şahin şöyle devam etti:
"Bu hayatını kaybeden insanlarımız kaçakçılık yaparken hayatını kaybettiler. Tabi hayatın kaybedildiği noktada kaçakçılık gölgede kalıyor. Ama hayatını kaybetmemiş olsalar, onlar sağ olarak ele geçirilmiş olsalardı, kaçakçılık suçundan yargılanıyor olacaktı. Kaçakçılığı biraz açmamız lazım. kaçakçılığı yapanlar o gün, o anda Türkiye'ye doğru gelen 34 insanımızla sınırlı değil bu olay. O bölge ileriye doğru Kandil'e doğru bölücü terör örgütünün KCK'nın kontrolünde bir bölge. Bölücü terör örgütünün gelir kaynakları var. Hiç bir organizasyon para kaynağı olmadan yürümez, yürütülemez. Bölücü terör örgütünün sıktığı kurşun, attığı bomba, yediği ekmek, giydiği ayakkabı parayla alınıyor ve ayrıca o baronların da bir payları var bu parada. Bu para hareketinin kaynaklarından birisi kaçakçılıktır."
34 KİŞİNİN YANINDA SAĞ DÖNEN TERÖRİSTLER DE OLABİLİR"
"Orada 34 insanımız bu olayın sadece figüranlarıdır" diyen Şahin, "Esas filmin büyüğüne bakmak lazım. Filmin senaristi var, baş oyuncuları var. Bu filmin başka benzeri versiyonları var. Orada biz figüranlara takılıp kalıyoruz. Olayın ilerisini sorgulamak için ya zaman bulamıyoruz ya da sinirleniyoruz, aklımıza gelmiyor. Büyük film bölücü terör örgütünün yönettiği kaçakçılık olaydır. Bu gençler de oraya götürülüp kaçakçılık yaptırılmıştır. Daha da başka oyunlar olabilir istihbarata yönelik yanıtlma da olabilir ve daha başka şeyler de olabilir. Ki, bunlar zamanla belki aydınlanacak. Hayatını kaybeden 34 kişinin dışında onlarla birlikte bir yere kadar gelip, sağ geri dönen insanlar da olabilir ve bunlar terör örgütünün doğrudan militanları da olabilir. Yani olay bir bütündür. Bütünün parçasına takılıp, parçanın üzerinden kavgayı götürüyoruz. Bu çok eksik ve yanlış bir tartışma oluyor. Bunu BDP ve CHP sürekli istismar edip duruyorlar. BDP bu olayın bir yerde parçası durumunda hele hele cenazelerde yaptığı iğrenç davranışlarla" açıklamalarında bulundu.
"KAÇAKÇILIĞIN ESAS RANTINI ELDE EDEN KCK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR"
Kaçakçılığın terör örgütünün önemli bir gelir kaynağı olduğuna dikkat çeken Bakan Şahin, "Örgütün gelir kaynağında figüranlık yapan 34 gencimiz de hayatını kaybetmiştir. Olay budur, bu da soruşturulmaktadır. Tamamen bu PKK'nın yönetimidir. O insanlara kaçak malı veren kesinlikle PKK terör örgütüdür. O insanları 50 liraya, 100 liraya katırlarıyla birlikte dolap beygiri gibi döndüren de PKK'dır. Bu kaçakçılığın esas rantını elde eden de KCK terör örgütüdür. Filmin bütününe bakılınca özür dilenecek bir şey yoktur" şeklinde konuştu. BEYAZ GAZETE
İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR
Uluderede Söyleyeceğimizi Söyledik
24 Mayıs 2012 Perşembe
İLGİLİ VİDEOLAR
TUSAŞ GM Kotil: “Milli Muharip Uçak 2023 Mart’ta hangardan çıkıyor’’
18 Ağustos 2021 Çarşamba
‘Milli Muharip Uçak’ 15. Savunma Sanayii Fuarı’nda görücüye çıktı
18 Ağustos 2021 Çarşamba
- Tunus Devlet Başkanı Said, Garsillavi’yi yeni içişleri bakanı olarak atadı
30 Temmuz 2021 Cuma
- Filipinler’de 85 kişiyi taşıyan askeri uçak düştü:17 ölü, 40 kişi kurtarıldı
4 Temmuz 2021 Pazar
Bakan Akar, Türk Hava Kuvvetlerinin kuruluşunun 110’uncu yılını kutladı
1 Haziran 2021 Salı
- Libya’da askeri törende Hafter'e ait uçak düştü, pilot hayatını kaybetti
30 Mayıs 2021 Pazar
- Sri Lanka açıklarındaki konteyner gemisi 5 gündür alev alev yanıyor
25 Mayıs 2021 Salı
Şehit ateşi Bursa'ya düştü
7 Nisan 2021 Çarşamba