Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Muhteşem Yüzyıl'ın senarist Meral Okay'dan sonra tarihsel gerçeklerden saptığını belirterek, "Başbakan doğru söylüyor. Böyle bir Kanuni, böyle bir harem, böyle bir Hürrem yok" dedi. Bahadıroğlu, Erdoğan'ın bu çıkışının bir görev olduğunu ifade ederek, "Başbakan'ın halkını sadece bedensel saldırılardan değil, zihinsel ve ruhsal saldırılardan da korumak gibi bir yükümlülüğü var" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan 'ın Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili eleştirilerin ardından yaşanan tartışmalar büyüyor. Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Kanaltürk ekranlarında yayınlanan 2. Sayfa programında Başbakan Erdoğan'a destek verdi.

Başbakan Erdoğan, "Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Ben o dizilerin yönetmenini de, o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen, yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz. Bu milletin değerleriyle oynayanlara milletçe gereken dersin, gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir" demişti.

"BAŞBAKAN'IN HALKINI ZİHİNSEL VE RUHSAL SALDIRILARDAN KORUMAK GİBİ BİR GÖREVİ VAR"

Erdoğan'ın bu sözlerini doğru bulan Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, "Dizinin ikinci yayın döneminde tarih yok, kurgu var. Sayın Başbakan da burada kendini sorumlu tutuyor. Halkını sadece bedensel saldırılardan değil, zihinsel ve ruhsal saldırılardan da korumak gibi bir yükümlülüğü var, Başbakan'ın, anayasal görevleri arasında. Dışarıdan bakınca camiye karışıyor, filme karışıyor, romana karışıyor gibi gözükse de görev alanı içinde uyarı görevini yapıyo. Ama mahkemeleri harekete geçirmek tarzında değil, halkı bilinçlendirerek, doğrusuna ve iyisini anlatarak bunları yapabilir" şeklinde konuştu.

"MERAL OKAY'DAN SONRA DİZİ TARİHSEL GERÇEKLERDEN SAPTI"


Bahadıroğlu şöyle devam etti:

"Ama şunu kesin olarak, Tarihçi kimliğimle söylüyorum; Muhteşem Yüzyıl'ın geçen sezonki bölümlerinde de büyük kusurlar vardı ama özellikle bu sezonki bölümleri tamamen tarih dışı. Eski senarist Meral Okay tarihe biraz daha sadakat gibi bir endişe taşıyordu. Ama yeni yazarlar hiç tarihsel endişe taşımadan, bunlar doğru mu diye sorgulamadan, araştırmadan, belki hiç okumadan akıllara geldiği şekilde çalakalem yazıyorlar."

"BAŞBAKAN DOĞRU SÖYLÜYOR, BÖYLE BİR KANUNİ, BÖYLE BİR HÜRREM YOK"

Dizide hep harem hayatının yer almasını, "Ucuz olsun diye savaş sahneleri çekmiyorlar" diye değerlendiren Yavuz Bahadıroğlu, "Firuze diye bir karakter yok. Böyle bir Harem yok. Başbakan doğruyu söylüyor. Böyle bir Kanuni yok, böyle Hürrem yok, böyle bir Mahidevran yok, böyle bir Ebussuud Efendi yok, böyle bir Şeyhülislam yok. Ebussuud Efendi o tarz bir adam değil, Ebussuud Efendi'nin fetvalarıyla gömülmek isteyen Kanuni'dir" şeklinde konuştu.

"ANLATILANLAR FİTNE FÜCUR"

Bahadıroğlu, "Yani fitne fücur bu anlatılan Harem. Roma sarayında geçen entrikalar. Osmanlı sarayında zehirlenerek ölen kimse yok. Bir Fatih Sultan Mehmet Sefere giderken o da bir Yahudi doktorun zehirlediği yönünde rivayet var. Onun dışında saray içinde entrika anlamına gelebilecek, birbirini çekememezlik, kumalar vs.'ler arasında zehirlemeler yok" dedi.

"BU İNSANLARI KİRLETİRKEN DİKKAT ETMEK LAZIM"

Dizde Rüstem Paşa'nın Nigar Kalfa ile evlendirimesini de eleştiren Yavuz Bahadıroğlu, "Rüstem Paşa biriyle oynaşıyor, Rüstem Paşa Mihrimah Sultan ile evlenecek adamdır. İstanbul'da 4 tane medresesi (üniversite) vardır. Bu insanları kirletirken biraz dikkat etmek lazım. Bu kadar hayır kurumu bırakan, hayır eseri bırakan Hürrem Sultan Mustafa'nın öldürülmesinde görev alacak, bütünüyle cadıya dönecek. Yok böyle bir şey" ifadelerini kullandı.

"BAŞBAKAN BU ÇIKIŞINI MISIR ZİYARETİNDEN SONRA YAPMIŞ OLABİLİR"

Harem'de erkeğin kadınla görüşmesinin mümkün olmadığına da dikkat çeken Tarihçi Bahadıroğlu, "Dış dünyaya bununla kendimizi tanıtmak ne kadar abes bir şey. Araplar bizi öyle tanıyor. Başbakan muhtemelen o patlamasını Mısır ziyaretinden sonra yaptı, muhtemelen devlet adamlarından birileri ne fitne fücur tarihiniz varmış demişlerdir" diye konuştu.

"Bütün bu eleştirilerimiz dizinin yükselmesine hizmet ediyor. Başbakan reytingleri artıracak" diyen Bahadıroğlu Erdoğan'a, "Ben Sayın Başbakanıma bir şey söylemek istiyorum; değerli dostuma; bağırmakla olmaz bu iş, devlet imkanları var. En İYİ yönetmenleri, senaristleri getirsin osmanlı tarihindeki her padişaha üç beş dizi çeksin. Araplara da satsın, Ruslara da satsın" çağrısında bulundu. BEYAZ GAZETE

Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu: 'Başbakan doğru söylüyor'

Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Muhteşem Yüzyıl'ın senarist Meral Okay'dan sonra tarihsel gerçeklerden saptığını belirterek, 'Başbakan doğru söylüyor. Böyle bir Kanuni, böyle bir harem, böyle bir Hürrem yok' dedi. Bahadıroğlu, Erdoğan'ın bu çıkışının bir görev olduğunu ifade ederek, 'Başbakan'ın halkını sadece bedensel saldırılardan değil, zihinsel ve ruhsal saldırılardan da korumak gibi bir yükümlülüğü var' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayip Erdoğan 'ın Muhteşem Yüzyıl dizisiyle ilgili eleştirilerin ardından yaşanan tartışmalar büyüyor. Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, Kanaltürk ekranlarında yayınlanan 2. Sayfa programında Başbakan Erdoğan'a destek verdi.

Başbakan Erdoğan, "Biz öyle bir Kanuni, öyle bir Sultan Süleyman tanımadık. Ömrünün 30 yılı at sırtında geçti. Sarayda o gördüğünüz dizilerdeki gibi geçmedi. Ben o dizilerin yönetmenini de, o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. Bu konuda da ilgilileri uyarmamıza rağmen, yargının da gerekli kararı vermesini bekliyoruz. Bu milletin değerleriyle oynayanlara milletçe gereken dersin, gereken cevabın hukuk içinde verilmesi gerekir" demişti.

"BAŞBAKAN'IN HALKINI ZİHİNSEL VE RUHSAL SALDIRILARDAN KORUMAK GİBİ BİR GÖREVİ VAR"

Erdoğan'ın bu sözlerini doğru bulan Tarihçi - Yazar Yavuz Bahadıroğlu, "Dizinin ikinci yayın döneminde tarih yok, kurgu var. Sayın Başbakan da burada kendini sorumlu tutuyor. Halkını sadece bedensel saldırılardan değil, zihinsel ve ruhsal saldırılardan da korumak gibi bir yükümlülüğü var, Başbakan'ın, anayasal görevleri arasında. Dışarıdan bakınca camiye karışıyor, filme karışıyor, romana karışıyor gibi gözükse de görev alanı içinde uyarı görevini yapıyo. Ama mahkemeleri harekete geçirmek tarzında değil, halkı bilinçlendirerek, doğrusuna ve iyisini anlatarak bunları yapabilir" şeklinde konuştu.

"MERAL OKAY'DAN SONRA DİZİ TARİHSEL GERÇEKLERDEN SAPTI"


Bahadıroğlu şöyle devam etti:

"Ama şunu kesin olarak, Tarihçi kimliğimle söylüyorum; Muhteşem Yüzyıl'ın geçen sezonki bölümlerinde de büyük kusurlar vardı ama özellikle bu sezonki bölümleri tamamen tarih dışı. Eski senarist Meral Okay tarihe biraz daha sadakat gibi bir endişe taşıyordu. Ama yeni yazarlar hiç tarihsel endişe taşımadan, bunlar doğru mu diye sorgulamadan, araştırmadan, belki hiç okumadan akıllara geldiği şekilde çalakalem yazıyorlar."

"BAŞBAKAN DOĞRU SÖYLÜYOR, BÖYLE BİR KANUNİ, BÖYLE BİR HÜRREM YOK"

Dizide hep harem hayatının yer almasını, "Ucuz olsun diye savaş sahneleri çekmiyorlar" diye değerlendiren Yavuz Bahadıroğlu, "Firuze diye bir karakter yok. Böyle bir Harem yok. Başbakan doğruyu söylüyor. Böyle bir Kanuni yok, böyle Hürrem yok, böyle bir Mahidevran yok, böyle bir Ebussuud Efendi yok, böyle bir Şeyhülislam yok. Ebussuud Efendi o tarz bir adam değil, Ebussuud Efendi'nin fetvalarıyla gömülmek isteyen Kanuni'dir" şeklinde konuştu.

"ANLATILANLAR FİTNE FÜCUR"

Bahadıroğlu, "Yani fitne fücur bu anlatılan Harem. Roma sarayında geçen entrikalar. Osmanlı sarayında zehirlenerek ölen kimse yok. Bir Fatih Sultan Mehmet Sefere giderken o da bir Yahudi doktorun zehirlediği yönünde rivayet var. Onun dışında saray içinde entrika anlamına gelebilecek, birbirini çekememezlik, kumalar vs.'ler arasında zehirlemeler yok" dedi.

"BU İNSANLARI KİRLETİRKEN DİKKAT ETMEK LAZIM"

Dizde Rüstem Paşa'nın Nigar Kalfa ile evlendirimesini de eleştiren Yavuz Bahadıroğlu, "Rüstem Paşa biriyle oynaşıyor, Rüstem Paşa Mihrimah Sultan ile evlenecek adamdır. İstanbul'da 4 tane medresesi (üniversite) vardır. Bu insanları kirletirken biraz dikkat etmek lazım. Bu kadar hayır kurumu bırakan, hayır eseri bırakan Hürrem Sultan Mustafa'nın öldürülmesinde görev alacak, bütünüyle cadıya dönecek. Yok böyle bir şey" ifadelerini kullandı.

"BAŞBAKAN BU ÇIKIŞINI MISIR ZİYARETİNDEN SONRA YAPMIŞ OLABİLİR"

Harem'de erkeğin kadınla görüşmesinin mümkün olmadığına da dikkat çeken Tarihçi Bahadıroğlu, "Dış dünyaya bununla kendimizi tanıtmak ne kadar abes bir şey. Araplar bizi öyle tanıyor. Başbakan muhtemelen o patlamasını Mısır ziyaretinden sonra yaptı, muhtemelen devlet adamlarından birileri ne fitne fücur tarihiniz varmış demişlerdir" diye konuştu.

"Bütün bu eleştirilerimiz dizinin yükselmesine hizmet ediyor. Başbakan reytingleri artıracak" diyen Bahadıroğlu Erdoğan'a, "Ben Sayın Başbakanıma bir şey söylemek istiyorum; değerli dostuma; bağırmakla olmaz bu iş, devlet imkanları var. En İYİ yönetmenleri, senaristleri getirsin osmanlı tarihindeki her padişaha üç beş dizi çeksin. Araplara da satsın, Ruslara da satsın" çağrısında bulundu. BEYAZ GAZETE

İLGİLİ DİĞER VİDEOLAR

İLGİLİ VİDEOLAR

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile